İşi Ehline Vermek
Fakültede dersten çıktım.
Az sayıda öğrenci vardı. Toplam 42 öğrenciden ancak 15'i.
Birden , kantine inip bakmayı düşündüm.
Ordaydılar. Gülüşerek çay içiyorlardı.
'' Gençler!'' dadim. '' Niçin derse gelmediniz ?''
Yanıt vermediler.
Kırşehirli Ramiz sırıtıyordu.
Odama çıktım. İçimde anlatılmaz bir burukluk, bungunluk, geleceğe yönelik endişe, kaygı...
......................................
Ahmet Şişman birinci sınıfı bizde okudu. Sonra Trabzon'da ilahiyat okuyan ağabeyinin yanına gitt,. Ayrı kentlerde yaşamanın masrafı ağırdır. Tutumlu olmak gerekir.
3 yıl sonra, Ahmet, fakülteyi bitirdiğini bir mektupla bildirdi. Bir Akdeniz üniversitesinde araştırma görevlisi oldu sonra. Yüksrk lisans, doktora yaptı. Yardoç olduğunu öğrendim.
Bir gün , dersimi bitirip odama döndüm. Telefon çaldı.
Arayan Ahmet Şişman...Giriş sözleri, selam, saygı, öğrencilik günlerine özlem, ''yetişmemizde sonsuz özver gösterdiğiniz için minnettarlığımı anlatacak söz bulamıyorum.''
İyi, güzel. Mutlu olduk. Arkası gelecek. Bakalım hele.
'' Hocam, bir isteğim olacak. Ramiz Filibeli'nin geçici mezuniyet belgesi var. Fakat, asıl diploması yok. Dekanlık onu hazırlamışsa alıp bize gönderebilir misin ? ''
Birden filmi geriye sardım. Kantinde yüzüme sırıtan Ramiz gözümün önünde canlandı. O günkü ruh halini yeniden yüklendim.
'' Neden gerekli oldu Ramiz'in diploması ?''
'' Hocam, üniversite ilan verdi. Bizim bölüme bir araştırma görevlisi alınacak. Bölüm başkanını da ikna ettim. Ramiz'i alacağız.''
Derse ilgisi olmayan Ramiz, en düşük notları alarak bitirmişti bölümü.
'' Bak. Ahmet,'' dedim. '' Ramiz dört yılda ancak bir yılın derslerini izlemiştir. Derste olması gereken saatleri kantinde geçirirdi.''
'' Hocam, siz de  genç idiniz bir zamanlar. Öğrenci psikolojisi...''
'' Hayır. Lütfen bunu yapmayın ! Ramiz, böyle bir göreve layık değil. Hata yapıyorsunuz.''
'' Hocam, Ramiz de benim gibi Balkan göçmeni ya.O Filibeli, ben Şumnuluyum.''
Anlaşıldı. Etnosantrizm. Hemşehriseverlik...Bir çıkar sağlama, dayanışma düşüncesi...
''  Ben bu kararınızı desteklemiyorum. İşi ehline vermek gerek. Yanlış yapıyorsunuz. ''
Anladım ki, sesindeki kırıklıktan, gücendi. Görüşmemiz bitmişti.
.........................
Araştırdım. Dekanlık, daha asıl diplomaları hazırlamamış.
Böylece  Ramiz'in belgesini alıp da gönderemedim.
Peki, Ramiz bu göreve getirildi mi?
Hayır.
Taşra üniversitelerinde, eğer dekanlar, bölüm başkanları anılarını yazsalar, dürüstçe yazsalar neler ortaya çıkar.
Bir şey daha ortaya çıkar: İşe adam değil;  adama iş  alınır taşrada. Ve asla ehil olana verilmez görev.
Sonuç : Yoksul ülkenin sınırlı bütçesiyle kurulmuş üniversiteler de çağın gerisinde kalmağa mahkum olarak yaşamlarını sürdürürler...
                         ………………………………………………..