İSLAMDA İDARE HUKUKU

Şüphesiz ki, Sevgili Peygamberimiz (sav),

İslam (Medine) devleti kurarken,

İnsanların mutluluğunu düşünmüştü.

Onun için vahiyle bir devlet kurdu.

                ***

Bu  devletin ana yasası, Kuran,

Sünnet ve idarecinin bağlı olduğu sistemdi.

Gönderdiği valilere sordu:

Ne ile hükmedeceksin?

Kuranla, sünnetle,

Olmazsa kendi inisiyatifimle dedi.

Efendimiz(sav): “uygundur” dedi.

                ***

İslam devletleri, hep bu çerçevede hükmetti.

Tabii ki, başarılı oldular.

Osmanlı, dünyanın en büyük ve en uzun yaşayan devletlerinden birisidir.

Her padişah İslam hukukuna bağlı kaldı.

Devlet  şeyhülislamın denetiminde idi.

Hiçbir padişah fetvasız karar veremezdi.

                ***

Yönetici nasıl seçilirdi?

Önce; Kuranda emredilen, işin ehli olmalıydı.

Sonra güzel ahlak sahibi olmalı,

Alim olmalı, tecrübeli olmalı,

Adil olmalı, Allahın emrini tutup,

Yasaklarından sakınan olmalıydı.

                ***

Peki , suç işleyene ne yapılmalı idi.

Eğer adaletsiz ise, menfaatçi ise,

Görevden alınır. Malı müsadere edilirdi.

Mesela,  devlet adamları enderunda , İslam hukuku (fıkıh)

Kuran, sünnet, fizik, matematik ve astroloji öğretilirdi.

Yahut medreselerden bazı müderrisler, alimler,  kadı yapılır.

Bu kadılar, bazen  sancak beyi olur.

Daha sonra da beylerbeyi olurdu.

Bu büyüme daima takiple ve başarı ile ölçülür.

Ehil ise bir üst makama geçirilir.

Mutlak şart, adil olmak, kul hakkı  ve haramlardan sakınmaktır.

                ***

Fıkıhta cezalar çok basit ve kesindi.

Hemen infaz edilirdi.

Bunu herkes bilirdi.

Kim suç işlese cezasını bilirdi.

Sonra şeriatın kestiği parmak acımaz derdi.

Eğer ölüm cezası ise hakkı olandan sorulur

Bedel mi?  infaz mı?

Onu mağdur tayin ederdi.

Eli kesilecekse, mağdura sorulur,  bedel m? i infaz mı?

Bunu devlet uygulardı.

Tanzimata kadar suç o kadar az olurdu ki,

Kadılar devletin diğer işlerine daha çok zaman ayırırdı.

Mesela kolu kesilen çok az kişi vardı.

Esnaf ayakkabıyı kötü yaptıysa, pahalı sattıysa?

Kadıya gerek kalmaz, ahiler onu dükkanın kapısına çivilerdi.

Veya papucunu dama atardı.

Yani adam mahvolurdu. O suç hiç işlenir mi?

Bir sadrazam büyük hata yaparsa, malı müsadere edilir. Kellesi vurulurdu.

Padişah hata ederse, fetva ile indirilirdi.

Mesela Sultan 2. Bayazıt ve 2. Osman öyle oldu.

Yani İslam’da iyi bir terbiye ve ağır cezalarla suç yok denecek kadar az olurdu

Mesela fitnenin cezası ölümdü. Ayrılık çıkaran herkes öldürülürdü.

Her kafadan ayrı ses asla çıkamazdı.

Yoksa binlerce insan ölmektedir.

Bu gün devletin  bu hukuka  o kadar ihtiyacı var ki…

13.04.2020, Kayseri.