İŞYERİNDE KADIN ELİ
                                        Emrullah Güney
Ziyaret ettiğiniz kasabada bir aşevi. Kıymalı pide içerdeki fırında yapılıyor.Sıcak sıcak.Yanında bir kase: içinde buz parçaları yüzen yörük ayranı. İyi, güzel. Tadına vara vara yiyeceğinizi düşünüyorsunuz. Yanıldınız. Çünkü bulut bulut karasinekler size o mutluluğu yaşama ortamı bırakmıyor. 
Neden böyle? Çünkü bu aşevine kadın eli değmemiş.
Dr Ceyhun Atuf Kansu'nun bir şiiri vardır. Yolların uzağında , ıssız kasabaların aşevlerini anlatır: Kadın eli değmemiş soğuk akşam çorbaları...Özellikle bekar memurlar, kasabanın  o tek lokantasına  ' Mecburiyet Restorantı' adını verirler.
Bir beldeyi ziyaret ettiniz. Vakit akşam. Arayıp buldunuz önerilen aşevini.  Bir aile işletmesi. Evin hanımı, kızları. gelini iş başında. Güleryüzlü bir ciddiyetle müşteriyi mutlu kılıyorlar. Tertemiz bir ortam. Örtüler belli ki evde yıkanmış, ütülü. Sürahiler ışıl ışıl, soğuk su doldurulmuş. Havada ıhlamur, kekik,limon kolonyası   kokusu. Kadın eli değmiş sıcak akşam çorbaları birkaç çeşit... Yemek getiren evin kızı bir meslek yüksek okulunda öğrenci. Kasadaki genç kız komşu ildeki bir fakültede öğrenci. Gelin hanım turistlerle Almanca konuşuyor. çocukluğu, gençliği İsviçre/de geçmiş. Yabancı gezginler de mutlu böyle bir söyleşiden. Evin hanımı anaç bir sevecenlikle konuk kabul ettiği müşterilere yöreye özgü yemekleri öneriyor. Herkes mutlu...
Bu satırları yazan ben ,güzel  yurdumuzda böyle aşevlerinin çoğalmasını diliyorum ve o ellere, sıcak akşam çorbası yapan hanımlara , genç kızlarımıza büyük saygı besliyorum.
Kadın eli değmiş sıcak akşam çorbaları...Afiyet olsun, yarasın, nuuş olsun!