Tanıdığım kadarıyla iyi bir arkadaştı

  Düşünceli

  Kendi menfaatlerini önde tutmayan, doğrulardan yana olan, okumuş, devletin kimi kademelerinde uzun yıllar çalışmış biriydi.

  Bu arkadaşı lavabodan çıkarken gördüm

  O çıktıktan hemen sonra ben lavaboya girdim

  Gözlerime inanamadım

  Lavabonun musluğu sonuna kadar açılmış, oluk gibi su boşa akıyordu

  Nevşehir, su kaynakları bakımından fakirdi, bunu arkadaşın bilmemesi düşünülemezdi.  Bırakın Nevşehir’i, ülkemizde genel bir kuraklık dahi söz konusuydu. Özellikle içme suları hızla tükeniyor, tam bir su yoksunu ülkeye dönüşüyorduk.

  Acaba bu arkadaş musluğu niçin açık bırakıp gitmişti?

  Bunları düşünerek değerlendirebilecek kapasitede olan birinin bu hareketine bir anlam verememiştim. Hemen musluğu kapadım. Suyun daha fazla ziyan olmasını önledim…

  Birkaç saat sonra da bu arkadaşa rastladım

  Hemen durumu anlattım

  Musluğu niçin açık bıraktığını sordum

  Verdiği cevap aynen şöyleydi;

  “Evet, musluğu ben açık bıraktım, çünkü lavabo kokuyordu, bu kokunun gitmesi için musluğu sonuna kadar açarak çıktım. Çok sorumsuz insanlarımız var, ne olur lavaboyu temiz kullansalar, nasıl buldularsa öyle bıraksalar daha iyi değil mi?”

  Aynen böyle söyledi. İnsanlarımızın sorumsuzluğundan, yaptıkları yanlışlardan, düşüncesizliklerinden, cahilliklerinden, eğitimsizliklerinden şikâyet etti.

  Ne diyeceğimi bilemedim

  İnsanların hatalarını anlatı da anlattı

  Dinledim

  Bir süre sonra da ayrıldık

  Hayret ediyordum

  Hayretimin sebebi şu idi; kendi yaptığı yanlışın, belki de ben varmamış olsam, tonlarca suyun boşa akacağının, zaten kıt olan su kaynaklarının heba edilmiş olacağının farkında değil miydi?

  Düşünüyor, bir karara varamıyordum

  Üstelik kendi yaptığı yanlışı hiç görmüyor, düşünmüyor, diğer insanları suçladıkça suçluyor, kendine toz kondurmuyordu.

  Böyle bir şey olabilir miydi?

  ‘Kendi gözümüzdeki saban okunu görmeden, başkasının gözündeki saman çöpünden bahsetmek’ ne kadar anlamlıydı?

  Evet

  Acaba bizler de böyle değil miyiz?

  Kendi yaptığımız yanlışı görmeden, düşünmeden başkalarının yanlışını öne sürmek, ondan bahsetmek, şikâyet etmek bizde de yok mu?

  Kendimizi eleştirmeden başkalarını eleştirmek…

  Cehaleti hep başka yerlerde aramak…

  ‘Rahatsızlıklarımızın altında yatan gerçek bu mu acaba?’

  Düşünmek gerekir…