Türkiye Diyanet Vakfımızın uluslararası iyilik Ödülüne, kıymetli kardeşim Ahmet Aydemirin layık görüldüğünü duyduğumdaki sevinci ve mutluluğu sizlere anlatmam imkânsız. Bu mutluluk belki de aramızdaki kırk yıla uzanan dostluğun ve arkadaşlığın bir tezahürüdür. Diyanet Vakfımız, Ahmet hocamızın camisindeki ve mahallesindeki gayretli çalışmasının ve samimi hizmetlerinin tezahürü olarak bu ödüle, hocamızı layık görmüştür. Kıymetli dostum Ahmet hocamı tebrik eder daha nice iyiliklere imza atmasını yüce rabbimden niyaz ederim.

Hiç şüphesiz iyiliğin gerçek mükâfatı, dar-ı bekada Allah tarafından verilecektir. Zira Yüce Rabbimiz “Kim zerre kadar bir iyilik yaparsa mutlaka karşılığını görecektir.(zilzal /7)” buyurmaktadır. Unutulmamalıdır ki dünya hayatı mümin için bir iyilik yolu, ahiret hayatı ise bu yolu istikamet üzere tamamlayanlar için ebedi mükâfat yurdudur.

İşte bu inancın, bu idealin ve güzel ahlakın bir tezahürü olarak 13 Mart 1975 yılında dünyaya umudu, kardeşliği, sevgiyi, güzelliği aşılamak, İslam’ın paylaşma mefkûresini ve ecdadın iyilik mirasını, emanet bilinciyle günümüze ve geleceğe taşımak amacıyla Türkiye Diyanet Vakfı kurulmuştur.

Bugün 1003 şubesi ile ülkemizde ve 149 ülkede iyiliğin adresi olan Türkiye Diyanet Vakfımız kuruluşundan bu yana iki büyük hedefi daima göz önünde bulundurmuştur.

Birincisi; ülkemizde ve yedi kıtada insanlığın hizmetinde olmak,

İkincisi ise, yeryüzünde iyiliğin egemen olması için çalışmak.

Türkiye Diyanet Vakfımız, evrensel bir dil olan iyiliğin yaygınlaşması ve iyilik konusunda toplumda farkındalık oluşturulması amacıyla başlattığı Uluslararası İyilik Ödülleri Programı kapsamında iyilik mimarlarını bu defada ödüllendirecek.

Diyanet İşleri Başkanlığımız ve Türkiye Diyanet Vakfımız; dünyanın ihtiyaç duyulan her yerine,  din, dil, ırk, mezhep, meşrep, farkı gözetmeksizin yardım elini uzatmaktadır. Sosyal yardımlardan eğitime, camilerin inşasından gönüllerin inşasına kadar birçok alanda hayrî çalışmaları aralıksız sürdürmektedir. Müslüman azınlıkların, savaşlara, işgallere, afetlere maruz kalanların, yoksulların, kimsesizlerin, çaresizlerin umudu ve sevinci olmaktadır

Dinimiz İslam’ın en temel hedeflerinden birisi, yeryüzünde iyiliği, güzelliği ve güzel ahlakı yaymak; kötülüğü ve çirkinliği de ortadan kaldırmaktır.

Bu bağlamda Müslümanların görevi ise bu hedefleri gerçekleştirmek ve yaşanabilir bir dünya inşa etmek için seferberlik ruhuyla çalışmaktır. Bilinmelidir ki dünya hayatı, ancak iyiliğin yeryüzünde egemen olmasıyla değer ve anlam kazanacaktır.

İyilik, Allah’ın lütfuyla ihsan ettiği nimetleri, ihsan şuuruyla infak etmektir. Allah’ın rızasını kazanma arzusuyla yardımlaşmak, dayanışmak, paylaşmak; mazluma, muhtaca, yetime, yoksula kol kanat germek; kimsesize kimse olmaktır. (Ali Erbaş Diyanet İşleri Başkanı)

İyilik,caddesinde yol alan tüm hayır erbabına ve bu uğurda her türlü hizmeti, Rabbimizin Rızasına ulaşma vesilesi yapan, Hak Aşığı  hizmet erbabına, Yüce Rabbimiz hak ettikleri mükafatı hem dünyada, hem de ahirette kat be kat ihsan eylesin .Rabbim iyilik yolunun fedakar  hizmetçileri Ahmet hocam ve diğerlerinin sayılarını artırsın ve hizmetlerini daim eylesin.