KADERİNE TERK EDİLMİŞ BİR UYGARLIK VE SİVASA KÖYÜ

Gökçetoprak, Nevşehir ilinin Gülşehir ilçesine bağlı köydür. Eski adı Luvi dilinde Sivasa'dır. Luvi dili Anadolu’nun yerli halklarından biri olarak kabul edilen Luviler’in dili olup, tarihi M.Ö 600 yılına giden Anadolu’nun en eski dillerinden biridir. Bu aynı zamanda, Hititler’in hiyeroglif yazılarında kullandıkları dildir. Halk dilinde ve çevre köyler konuşma dilinde “Suvasa” olarak kullanılır.

Köyün yakınlarında freskleri tahrip edilmiş bir kilise kalıntısı ve Hititler döneminden kalma bir yazılıkaya parçası bulunmaktadır.  Köyün içinde bir Hitit tanrıça heykeli bulunmaktadır. Bu tarihi kalıntıları ilk keşfedenlerden birisi de Alman Hans Rott’tur. Hans Rott ,1906 yılında gördüğü Anadolu kalıntılarını anlatan kitabında Sivasa”dan “çok yoksul bir köy” olarak bahsetmektedir.

Sivasa Gökçetoprak Yeraltı Şehri, Nevşehir ili Gülşehir ilçesinin 35 km. batısında, Gökçetoprak Köyü yakınlarında yer almaktadır. Sivasa Gökçetoprak Yeraltı Şehri'ni ilk kez 1989 yılında Fransız araştırma ekibi de incelemiştir. Alman Hans Rott ise 1906 yılında köye gelmiştir. İtalyan asıllı Roberto Bixio ve Stefano Saj, Commissione Nazionale, Cavita Artificiali’de 1991 yılında bu mekanda araştırma yapmışlardır. Sivasa Yeraltı Şehri’nin bulunduğu alan diğer yeraltı şehirlerine göre farklı jeolojik yapıya sahiptir. En altta kızılımsı kahverengi renkte olan çamur taşı, onun üzerinde kalınlığı 3-4 metreyi bulan aglomera (iri taneli tüf) ve en üst kısımlarında da sert bir volkanik kayaç olan andezit kaya blokları bulunmaktadır. Yeraltı şehri, çamur taşı ve aglomera formantasyonunun içine kazılmıştır. Buradaki platonun yamacına oyulan yeraltı şehrinden yalnızca iki kat tespit edilebilmiştir. Ortaya çıkarılan her iki katta da oldukça büyük, ancak düzgün olmayan dikdörtgen mekanlar birbirlerine dar ve uzun koridorlarla bağlanmıştır. Bu koridorları birbirinden ayıran kapı taşları dışarıda hazırlanılarak içeriye getirilmiş ve koridorların girişlerine yerleştirilmiştir.

  1. Şehri’nin ikinci katında bugünde içerisinde su bulunan 15 m. derinliğinde bir su kuyusu bulunmaktadır. Günümüzde Gökçetoprak Köyü’nün kuzey ve batı yamaçlarında yöre halkı tarafından depo, samanlık ve ahır olarak kullanılan ve tam araştırması yapılmamış çok sayıda yeraltı şehri olduğu bilinmektedir.

Gökçetoprak’ta bulunan bir diğer önemli eserde “Luvi hiyeroglifi ile yazılmış, Geç-Hitit dönemine ait bir kaya yazıtıdır. Köyün güneyine doğru, kayalık bir platonun güney ucunda bulunan tek bir kaya bloğunun düzleştirilmiş bölümlerinde yer alır. Blok 4 metre uzunluğunda, 5.60 metre genişliğinde ve 3.10 metre yüksekliğindedir. Kalıntı da Topada (Acıgöl), Sultanhanı, Göstesin(Ovaören) ve Kayseri’de de adı geçen Kral Wasusarma’nın hizmetkarlarından bazılarının adı ve unvanı yer almaktadır. Kayanın üst bölümünde yer alan ve dini ritüellerde kullanıldığı sanılan oyuklar, kayanın bir sunak olarak kullanılmış olabileceğine işaret eder”(Hawkins, J. D. Corpus of Hieroglyphic Luwian Inscriptions, Vol 1, Berlin, 2000: 462–63 ve levha 254–57) .

İngiliz Hittitolog John David Hawkins ( Arkelog J. D. Hawkins) yazıtı MÖ 730 yılı civarına tarihlendirmiştir.

1980 yılından sonra başlayan köyden kente göç furyası Gökçetoprak Köyünü de etkilemiştir. 2000 yılında 555 olan nüfus, 2007 yılında 510, 2010 yılında 405, 2015 yılında 326 ve 2019 yılında 317 olmuştur.

Tarım ve hayvancılıkla uğraşan köy yoğun bir göç yaşamaktadır. Turizmle ilgili köyde ciddiye alınacak hiçbir yatırım yoktur. Bu topraklarda yaşayan Hitit dönemine ait olduğu anlaşılan eserlerin korunması gereklidir.

Yararlanılan Kaynaklar;

-Ali İhsan Açıkgöz, Gülşehir,2007.

-Hans Rott, Kapadokya Kiliseleri,1908

-Hawkins, J. D. Corpus of Hieroglyphic Luwian Inscriptions, Vol 1, Berlin, 2000: 462–63 ve levha 254–57

-Wikipedia