KARNEYLE EKMEK VE KARNEYLE MASKE

Türkiye’de iktidarın ve muhalefetin demokratik yapı içinde konumlanış biçimi ve aralarındaki ilişki hep sorunlu olagelmiştir. 

İktidar olmanın “devleti ele geçirmek”, muhalefet olmanın ise “devleti yıkmak” olarak algılandığı hastalıklı bir anlayış düzleminde sürüyor mücadele maalesef... Yani sorunun temeli çok derinlerde. 

Tüm eksikleri, yanlışları “dıj güçlere ve yerli işbirlikçilerine” yükleyen, tüm iyi, güzel ve başarılı işleri kendisinden bilen iktidar dili insanları öylesine irite etti ve ediyor ki toplum bir türlü “kıvançta ve tasada bir” ortak paydasında buluşamıyor. 

Örneğin AKP, geçmişteki CHP’nin “Tek Parti” dönemindeki (ikinci dünya savaşı şartlarında) ekmek karnesi uygulamasını tamamen gerçekliğinden kopararak, propoganda malzemesi yaptı. Ama kınadığı şey bugün kendi başına da geldi. 

1940’lı yıllarla kıyaslanamayacak tüm teknolojik imkanlara rağmen, bugün on kuruşluk maskenin karneyle dağıtıldığını (hatta doğru dürüst dağıtılamadığını) görüyoruz. 

Demek ki geçmişle bugün arasında kıyas yaparken, her şeyi nalıncı keseri gibi kendine yontan şark kurnazlığı bir gün gelir senin de foyanı ortaya çıkarırmış. Her şeyi üç beş oy uğruna ucuz siyasi propaganda malzemesi yapmamak gerekirmiş. 

Siyasi propaganda dili ile rasyonalite arasındaki bağ siyasi rant uğruna koparılırsa, ortak tarih bilinci yara alırsa, toplumu bir ve bütün tutan bağlar da zayıflarmış...
02.05.2020
Mehmet BİÇER