‘KİN İLE DİN BİRLEŞMEZ’

Nurettin Topçu, istisnasız Türkiye’nin en iyi mütefekkirlerindendir. Fikirleri, mücadelesi ve yazdıklarıyla birçok kişinin yetişmesinde rol oynamıştır. O evrensel, örselenmeyen ve pörselenmeyen değerleri esas alan görüşleriyle dikkat çekmiştir. Hakkın memnuniyeti, halkın da memnuniyetidir anlayışıyla hareket etmiştir.

Nitekim 16 Şubat 1969 yılında vuku bulan ve “Kanlı Pazar”olarak adlandırılan bütün herkesi ilgilendiren o günle ilgili Hareket Dergisi’ne “Kin İle Din Birleşmez” başlığında bir yazı kaleme almıştır. Özetle şöyle; 

“Din kardeşlerinin birbirlerini öldürmesi İslam’da var mıdır? Allah’ın emirlerini böylesine pervasızca çiğnedikten sonra yine de kendilerinin Müslüman olduklarına inanmalarının sebebi sakallı, salâvatlı ve hacı oldukları mıdır? Cihad din kardeşlerini öldürmek midir? Acaba asıl cihad insan öldürmek midir? Evvela nefislerini öldürsünler. İslam dinini kendi nefisleri ile hırsları için böyle şuursuzca alet yaparak Amerikan donanmasına yaranırcasına savaşmak cihad ise İslamiyet gelmeden önce insanlar en şiddetli, en barbar savaşları yapıyorlardı.

Bıçaklayıp yere yuvarladıkları insanlar Müslüman değilmiş. Nereden biliyorlar? Sözlerinden,  kıyafetlerinden ve davranışlarından olacak. Eğer bunu, kendilerinin Müslüman olduğunu bildikleri gibi biliyorlarsa bu bilgileri acınacak şeydir. Zira böyle hükme ulaşabilmek için onların ne hüviyetleri ne ilimleri ne de ahlakları yeterli değildir.

Kendilerini böyle düşük ve gülünç hale sokan şey onların İslam kültürüne olduğu kadar İslam’ın ruhuna da sahip olmayışlarıdır. O büyük ruhu onlardan çalanlar İslam adına İslam’ın tam tersi bir barbarlığı onlara aşılayanlar, kendilerine önderlik yaparak cehaletle taassubun, menfaatle nefsaniyetin timsali mülevves varlıklardır. Dinî denen neşriyat İslam binasına içerden vurulan baltalardır, bunu bilsinler… Gazeteler, düşünen ve seven ruhları her gün Müslümanlıktan soğutarak uzaklaştıran menfaat ve tezvir vasıtalarıdır. Onların her satırı dinin ruhunu çürütmek için masondan ve Yahudi’den daha tesirli yıkıcılık yapmaktadır…

İslam’a bu en büyük fenalığı yaptığı halde kendini Müslüman olduğunu söyleyen cepheye dönerek diyoruz ki; ‘Müslümanlık bu değildir. Siz bu hareketinizle en şaşkın sapıkların safında yer almış bulunuyorsunuz. Her şeyden evvel İslam’ı bulunuz ve önce Allah’tan sonra da kendilerine zulmettiğiniz kardeşlerinizden af dileyiniz. Önce Allah’a sonra da onlara hizmet ediniz ve İslam’ı öğreniniz…’

Müslümanlığa karşı olanlara da şöyle diyeceğiz; ‘Karşınızdakiler Müslüman değildirler. Müslümanlığı onlarınkinin tam aksi davranışlarda arayınız. Onları affedin ve hepinize birlikte affı ve kurtuluşu getirecek olan İslam içinde birleşiniz’. Biz onların hepsini ve bütün ruhları birlikte, aşk ve iman yoluyla zafere ulaştıracak cihada hazırlanıyoruz”

Yorum yapmıyorum. Takdiri siz değerli okuyucularıma bırakıyorum. Herkesin kendini muaheze etmelidir diye düşünüyorum.
Ahmet BELADA