KÖLEİZM

    Galiba esiriz.

    Hem de bizi esir alanı hiç bilmeden, esir olduğumuzu hissetmeden esiriz.

    Düşünelim; herhangi bir konuda karar vermemiz gerekecek olumlu ya da olumsuz. 

    Karar verebilir miyiz?                              

    Cevap tabii ki evet olacaktır.

   Pekiyi kararı kim verdi? Kararı veren siz misiniz, yoksa beyninizin ana yapısını oluşturan nöronlar mı? Bu size belki ilk anda saçma gelecektir fakat düşünün kararı aslında sizin adınıza veren sadece nöronlar ve onların faaliyetleridir.

   Eğer bunu yanlış buluyorsanız, Şöyle de diyebilirsiniz;    Beynin ne karar verirse versin ben onu uygulamayacağım. Doğrudur, beyninizin verdiği kararı uygulamaz ya da tam tersini uygulayabilirsiniz değil mi? O zaman esir olmaktan kurtulduğunuzu ya da esir olmadığınızı düşünebilirsiniz.

   Fakat gene de yanılgı içindesiniz.

   Hem de müthiş bir yanılgı!

   Size aldığınız kararı yaptırmayan, ya da tersini yaptıran, bu düşünceyi oluşturan da nöronlardır. Yani insan hiçbir şekilde nöronların verdiği kararın ya da hareket emrinin dışında ne karar verebilir ne de hareket edebilir.

   Yani “biz” zannettiğimiz aslında nöronlardır. Tüm kararlar, uygulamalar, sonuçlar, değerlendirmeler, öfkeler, sevinçler, kin, düşmanlık, aşk, sevgi, sadakat, karamsarlık vb. tüm duygular onlara aittir. “Biz” ise sadece ve sadece onun birer uygulayıcısı yani kölesiyiz.

   Yani nöronlara körü körüne itaat etmekte, bunu da hiç hissetmemekte, üstelik kendimizin kararı olduğunu zannetmekteyiz.

   Belki bu söylenenler size ‘aşırı’ gelebilir, ya da tüm bunları bir ‘hezeyan’ olarak da görebilirsiniz.

   Fakat böyle düşünmeniz bile sonucu değiştirmeyecektir. Hatta burada ifade edilen düşünceye karşı olup olmama kararını da siz değil, sizin adınıza nöronlar verecektir.

   Size düşen ise sizin dışınızda alınan bir kararı, kendi kararınız sanarak, onu hararetle savunmaktır. Bunun dışında yapabileceğiniz fazla bir şey olamaz, olsa da onu yaptıran da gene “siz” olmayacaksınız.

   İnsan “kişiliğini” bu teoride nereye koyacağız? Kişilik sanılan şey aslında nöronların “çalışma alışkanlıklarından” öte bir şey değildir. Zaman zaman kişiliğimizin dışına çıktığımızı hayretle görebilir, hatta kendimizi tanımayabiliriz.

   Tüm bunlar bile nöronların çalışma anında ki esnekliklerinin bir sonucudur.

   Kısacası nöronların kölesiyiz, kölesi…!