Nevşehir’in Avanos ilçesinde çanak- çömlek ustası olan Şaban Topuz atölye kapısında bizi gülümseyerek karşılıyor. Topuz, orta yaşlarda sevecen ve cana yakın tavırları olan birisi. Daha öncede TV programlarından ve gazetelerden gelenlerle de görüştüğünü bu konuda Avanos’taki en kapsamlı atölyeye sahip olduğunu söylüyor.

Önceki tecrübelerin de verdiği rahatlıkla daha ben bir şey sormadan konuya giriyor Topuz, “13 yaşında bu işe başladım şu anda 45 yaşındayım yani 32 yıldır bu işle uğraşıyorum” diyor.

Çocukluğunda çok sosyal olmadığını, babasının ise kendisinin tam tersi bir insan olduğunu bu yüzdende babasının ona kızdığını ve insanlarla iletişim kurması için onu çırak olarak bir çanak – çömlek atölyesine verdiğini gülümseyerek anlatıyor Topuz.   

Kendisinin bu işe nasıl başladığını anlattıktan sonra yaptığı işi anlatabilmenin heyecanıyla çanak çömleğin tarihine de değiniyor Topuz, “İnsanoğlu yaratıldı çanak- çömlek üretimi başladı. “Nasıl ki Allah bir kuşa fıtraten yuva yapma ilhamını vermişse insana da bu ilhamı vermiştir. Çünkü bu iş tamamen insanın fiziksel ihtiyacı olan yeme- içme ihtiyacını karşılarken çanağa ihtiyaç duymasından doğmuştur” diyor.

Artık çanakçılığın ihtiyaçtan çıkıp tamamen sanata döküldüğünü, ancak usta-çırak ilişkisiyle günümüze kadar gelen bu meslekte artık çırak bulmak o kadar da kolay olmadığını söylüyor Şaban Topuz ve bunu söylerken de birazcık hüzünleniyor.  “Aileler genelde çocuklarının doktor, savcı, vali, kaymakam olmasını istiyorlar.

Şu anda Avanos’ta ki en küçük çanak ustası 31 yaşında yani düz bir mantık geliştirirsek yirmi yıl sonra çanakçılık bitti.  Bu Avanos’un kanayan yarasıdır. Aileler bu anlamda yanlış düşünüyorlar işinde iyi olduğun sürece bu meslekte de çok iyi paralar kazanmak mümkün oluyor. Ayrıca biz burada sadece çanak yapmıyoruz aynı zamanda tarihimizi kültürümüzü de tanıtıyoruz bir anlamda kültür elçiliği yapıyoruz. Sadece bu kadar da değil biz burada dil öğreniyoruz insanlarla iletişime geçiriyoruz, her anlamda özellikle de sosyal anlamda kendimizi geliştiriyoruz. Tabii ki çocuklarımız okumalı ancak meslek anlamında aileler gençlerimizi sınırlandırmamalı hayata dar bir çerçeveden bakmamalıdır” diyor Topuz sitemkâr bir ifadeyle. Topuz aslında bu işe sadece meslek gözüyle de bakılmaması gerektiğini söylüyor ve bir anda eski neşeli sevecen tavrına bürünerek anlatıyor: “Bu işi yaparken bir yandan da okuluma devam ediyordum. Üniversite sınavları için dershaneye gittiğim dönemde bir arkadaşım vardı, o tıbbı kazandı okudu şu anda bir hastanede çalışıyor. Ama haftada birkaç gün buraya yorgun bitkin suratı asık bir şekilde gelir atölyede çömlek yapmak için uğraşır ve rahatlamış ve gülümseyen bir yüzle burada gider. Çünkü toprakla uğraşmak herhangi başka bir işle uğraşmak gibi değildir, insanı rahatlatır vücudunuzdaki bütün negatif elektriği toprağa verirsiniz bunu hissetmek çok güzel bir şeydir” diyor.

“Piyasadaki ürünün aynısını yapmak ustalık değildir”
Avanos’ta çanak– çömlek işiyle uğraşan çok fazla dükkânın olduğunu söylüyor Şaban Topuz, “Ancak burada önemli olan sanatsal bakmayı, kendi hayalindeki ürünü üretebilmeyi yani hayal kurabilmeyi bilmektir. Zaten piyasada var olan bir ürünün aynısını yapmak ustalık değildir, onu herkes yapıyor önemli olan önüne değişik tarzda farklı bir ürün koyulduğu zaman onu rahatlıkla yapabilmektir. Usta dediğimiz insanlar bu sanatsal donanıma ve birikime sahip olmalıdır yoksa sadece testi yapmakla usta olunmaz.  Bu yüzden kendini geliştireceksin beynini yoracaksın, kendi sanatsal kimliğini ortaya koyup farklı bir ürün oluşturacaksın ki alanında usta olabilesin” diyor. Topuz aslında bu işe hatta bu gibi sanatsal işlere küçük yaşta başlamanın da önemli olduğuna değiniyor, “Bu meslekte usta- çırak ilişkisi önemlidir küçük yaşta çıraklıktan başlanıp pişerek öğrenilirse bahsettiğimiz bütün donanımlara sahip bir usta olmak mümkün olabilir. Yoksa altı aylık yüzeysel bir eğitimle ustalık derecesinde ki bir sanatsal birikime sahip olmak mümkün değildir.  Kimseden Picasso olmasını beklemiyoruz tabii ki ancak biraz da yapılan işe gönül vermek önemli, sadece bu meslekte değil her meslekte her işte gönül vererek isteyerek yapmak önemlidir” diyor.
“Kör de bilir Avanos’un yolunu testi bardak kırığından bellidir”
Avanos’un çömlek yapımında çok önemli bir yeri olduğunu söylüyor Şaban Topuz, “Çanak- çömlek her yerde yapılabilir ancak Avanos’taki toprak ve ürün kalitesini hiçbir yerde bulmak mümkün değildir. Nasıl ki Kuveyt’in petrolü diğer bütün petrollerden farklıdır daha kalitelidir, Avanos’ta toprak kalitesi anlamında dünyada bir tanedir. Mesela burada yapılan testinin suyu ile başka bir yerde yapılan testideki suyun tadı bambaşkadır. Bu da Avanos’taki torağın karakteristik özelliğinden kaynaklanıyor başka yerde bu özelikteki toprağı bulmak mümkün değildir” diyor. Bu arada konuyla ilgili diye düşünerek, “Kör de bilir Avanos’un yolunu diye bir söz vardı” diyorum. Topuz gülümsüyor evet onu söyle düzeltelim diyor ve anlatıyor; “Eskiden dedelerimiz uzak diyarlara yaptıkları testileri çömlekleri vasıta olmadığı hayvanlara yükleyip götürürlermiş arada hayvanlar huysuzlanırlarmış tabi haliyle çömleklerin birçoğu da düşer kırılırmış, Âşık Seyrani de buradan geçerken sormuş ‘burası neresidir’ diye oradakiler de ‘efendim burası çömlek diyarı Avanos’ demişler. Bunun üzerine çömlek kırıklarını da gören Seyrani şu dörtlüğü söylemiş:
‘Arar isen Meryem oğlu İsa’yı,
 Sırığından bellidir.
Körde bilir Avanos’un yolunu,
Testi çanak kırığından bellidir”