Erdinç Bakla; seramik ve heykel sanatçısı olup aynı zamanda akademisyendir (Prof.Dr.) Eserlerini genel olarak Hitit ve Troia gibi Anadolu Uygarlıklarını konu alarak yapmıştır. Sanat hayatının ilk çalışmalarına 1960 yılında Hitit sanatının görsel sadeliğinden yola çıkarak başlamıştır. Amacı; Antik Çağ eserlerini günümüz sanat anlayışı, form ve malzemeleri ile yeniden ele alarak Türk sanatının bu şekilde kendi özünden beslenerek ilerlemesini sağlamaktır. Sanatçı, yurtiçinde 45, yurt dışında 10 kişisel sergi açmış aynı zamanda 60 dan fazla karma sergiye katılmıştır.   
Sanatçının Güray Müze’de düzenlenecek olan sergisi, Kapadokya peri bacalarından ilham alarak yaptığı pişmiş toprak heykellerden oluşmaktadır. İzleyicileri Anadolu Uygarlıklarına doğru gizemli bir yolculuğa çıkarmaya hazırlanan Bakla’nın “Kapadokya Rüzgârı” isimli sergisi 15 Haziran 30 Eylül tarihleri arasında gezilebilecek.
Prof. Dr. Erdinç Bakla
Seramik ve heykel sanatçısı Erdinç Bakla 1939 yılında Erzurum’da doğdu. İstanbul Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu Seramik Bölümü’nde okurken Hakkı İzet ve Jan Grove’nin öğrencisi oldu. 1960-62 yılları arasında Almanya’nın Selb şehrindeki Krautheim Porzellan Fabrik’te porselen üretimi ve tasarımı konusunda çalışmalar yaptı. Çanakkale geleneksel seramik atölyelerinden Sakızlı Zafer’e ait atölyede çalışarak son seramik ustalarının çıraklığını yaptı. Mezun olduktan sonra 1963 yılında okulunun öğretim kadrosuna kabul edilerek asistan oldu. 1971-76, 1982-84, 1988-93 yılları arasında Seramik Bölümü başkanlığı yaptı. Kütahya Porselen’in tasarım danışmanlığını yürüttü (1999-2002).
Görsel Sanatçılar Derneği ve Görsel Sanatlar Vakfı’nın (GÖRSAV) kurucuları arasında yer alarak başkanlığını yapan Erdinç Bakla, yurtiçinde 45, yurt dışında 10 kişisel sergi açtı. Ayrıca, 60’dan fazla karma sergiye katıldı. Sanatçının yurtiçi ve yurtdışından aldığı pek çok ödülü bulunuyor.
Eserlerinde genel olarak Hitit ve Troia gibi Anadolu uygarlıklarını konu alan sanatçı, Antik Çağ eserlerini günümüz sanat anlayışı, form ve malzemeleri ile yeniden ele alarak Türk sanatının kendi özünden beslenerek ilerlemesini sağlamayı amaçlıyor.