Nevşehir Kapadokya Bölgesinin eşsiz kültür ve sanat zenginliğini yansıtan önemli bir tarih mirası olarak gösterilen "Taş Kapıdan Taçkapıya" kilit ve anahtarlara hayat veren Türkiye'nin önemli kilit ve anahtar koleksiyoncularından Nevşehirli Mehmet Yuğuran, yöreye ait kapı kilit ve anahtarlarını Kapadokya’da yaşatmaya devam ediyor. Yuğuran'ın elinde şu an yaklaşık 300 kilit, 1500'e yakın da anahtar bulunuyor. Ve bu kilit ve anahtarların hemen hemen hepsinin ayrı bir hikayesi ve kapıyı açmak adına kendine ait sırları bulunuyor. Nevşehirli Koleksiyoncu Mehmet Yuğuran kendisini bakın nasıl tanıtıyor;

Kapadokya yöresinde dünden bugüne bulunan kapı kilitlerinin sırları ondan sorulur...

Ben Mehmet YUĞURAN. 1967 NEVŞEHİR doğumluyum. İlkokul çağlarında tatil zamanlarında babamın dükkanında çalışırdım. Babamın bir bakırcı dükkanı vardı. Babam NEVŞEHİR’in köklü ailelerindendi. BAKIRCI DURMUŞ diye bilinirdi.

İlimiz Kapadokya bölgesinde olduğundan dolayı 1950’li yıllarda turizmle tanışmıştır.Gelen turistlerin taleplerinden dolayı eski bakır ve pirinç eşyalar rağbet görmeye başlayınca,babam hem köylüler tarafından alınan bakırdan mamül pekmez leğeni,kazan,tas,tabak,sini gibi eşyalar alıp satıyor hemde turistlerin aldığı bakır ve pirinç hediyelik eşyalar, ibrik, çaydanlık, semaver, mangal, bakır işli lenger, işli sini gibi malları da satıyordu. Benimde eski antika ve el işi eşyalara olan ilgim o zamanlarda başlıyordu. İlkokul ve liseyi bitirdikten sonra İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi değerli taş ve metal işlemeleciliği bölümünü okuyarak hem pratik hemde teorik bilgilerimi geliştirdim. 1992 yılından beri Nevşehir’e bağlı Uçhisar kasabası nda antika ve turistik eşya işiyle uğraşıyorum.

Bölgemizde turizm sezonu dört ay gibi kısa bir süre olmasına rağmen, böyle bir işi yapmakta Dünya’nın en zevkli işi olsa gerek .Turistik eşya olarak bakır ve pirinç eşyalar,ahşap sandık ,ahşap ayna ve aletler, eski küpler, eski ve yeni gümüşler, eski kapı ve dolap kapakları , pencere demirleri, eski taş şömineler, kilit ve anahtarlar bulundurmaktayız. Eskiden antika eşyalar şimdikinden daha çok ve kolay bulunuyordu. Köylüler eski bakır ve eşyalarını getiriyor, kullanabilecekleri bakır veya aliminyum eşyalarla değiştiriyordu. Şu anda KAPADOKYA bölgesinde bu tip eski antika ve elişi eşyaları bulmak çok zor. İnsanlar ya bu eşyaları satmayıp korumak yada çok aşırı fiyat istiyorlar. Bu yüzden daha uzak il ve köylerden toplayıp getirenler bir Pazar oluşturdular. Bununla beraber az bulunan eski antikaların benzerleri, birebir eskitme olarak yapılmaktadır. Buda eski el sanatlarımızın geleceği için bir ümit ışığı olmaktadır.

Bende küçüklükten beri seçme anahtar ve kilitleri toplayarak kendime ait KAPADOKYA KİLİTLERİ KOLLEKSİYONU oluşturdum. Bunların aynı zamanda eksiklerini tamamlayıp bakımını yaparak çalışır hale getiriyorum.

Osmanlı’dan Günümüze Kalan Kapı Tokmakları Kapadokya'da Yaşatılıyor..

Nevşehir’in merkez ilçeye bağlı Uçhisar beldesinde kapı tokmaklarını koleksiyon yapan ve orjinaline göre yeniden imal eden Mehmet Yuğuran, koleksiyoncuların ve turistlerin kapı tokmaklarına ilgi gösterdiğini söyledi. Osmanlının kapı tokmaklarında zengin bir kültürü olduğunu kaydeden Mehmet Yuğuran, Kapadokya kapılarını bir dönem süsleyen kapı tokmakları ile ilgili şu bilgileri verdi:
"Osmanlı'da farklı milletlerin farklı kapı tokmakları vardı. Osmanlı evlerinde lale, çiçek figürlü tokmaklar, Ermeni ve Rum evlerinde ise hayvan figürlü, çoğunlukla aslan veya kartal başlarının resmedildiği tokmaklar kullanılırdı. O dönemlerde tokmaklar bugünkü zilin yerine geçerdi. Yöreye göre de değişik tokmaklar vardı. Kapı tokmaklarında yerli ve yabancı turistler ilgi gösteriyor. Bunlar aynı zamanda alıp kapılarına takıyorlar, yazlıklarına takıyorlar. Bazen de bunların koleksiyoncuları var. Bunlarda yüksek paralar verip orjinallerini almaya çalışıyorlar. Ama böyle genelde kapıda kullanmak için genelde imitasyon olanlarını kullanıyorlar. Şu anda elimizde 50 tane değişik modelimiz var. Çoğu da zaten bu zil sistemi çıktıktan sonra sökülüp hurdaya verilmiş, çoğu da böyle kaybolmuş hiç bilmediklerimiz var. Bazen de böyle müzelerden değişik camilerden model alıp tekrar bunları canlandırmaya çalışıyoruz." 

“KAPI TOKMAKLARININ DİLİ”
Kapı tokmaklarının kadın, erkek ve çocuklar için farklı şekillerde yapıldığını da kaydeden Yuğuran, ”Genelde çatal kapılarda iki tane kapı tokmağı kullanılmış. Ya bir tanesi büyük bir tanesi küçük olarak kullanılmış. Büyük olanı erkekler geldiği zaman çalışıyor, küçük olanı tiz sesli bayanlar geldiğinde çalıyor. Ona göre de haremlik selamlık usulü içeriden erkek çalmışsa erkek karşılıyor, bayan çaldıysa içeriden bayan karşılıyor. Bir de iki tokmak da aynı ise eğer kapının biri sabit biri de devamlı açılır olduğu için sabit olandan daha bir tok ses çıkıyor. O tarafı bayanlar çalıyor, diğer tarafı erkekler çalıyor. Aynı şekilde haremlik selamlık usulü erkek çaldıysa erkek, bayan çaldıysa bayan çıkıyor” şeklinde konuştu.