Irak devletinin kuruluşu ve kuzey sınırları,
1926 Ankara anlaşması ile belirlenmiştir.
Lozan’da bu sınırlar çizilmemişti.
Çünkü bölgede Türkiye referandum istiyordu.
Ama Petrol bölgesi olan buraları,
İngiltere, Türkiye’ye veremezdi.
***
Türkiye bölgeye müdahale düşünürken,
İngiltere, Şeyh Sait isyanını çıkardı.
Türk ekonomisi, dünya ekonomisi müsait değildi.
Özellikle Türkiye yorgundu bir savaşa giremezdi.
Bunu fırsat bilen İngiltere Ankara’yı anlaşmaya zorladı.
Türkiye’ye bazı imtiyazlar verilerek,
Mesela, Kerkük petrollerinden hisse verilerek,
Anlaşma imzalandı.
Bölgedeki Kürtler ve Türkmenler yani Türkler
Türkiye’yle birleşmek istiyorlardı.
Hatta Kerkük’te gösteriler oldu.
İngiltere kanlı şekilde bastırdı.
Hasılı, Irak devleti bu günkü sınırlarına kavuştu.
***
Bu günkü Irak’ın meşruiyeti bu anlaşma iledir.
Eğer Irak bölünür ve parçalanırsa Türkiye’nin,
Kerkük ve Musul üzerinde hükümranlık hakkı doğar.
Türkiye Uluslar arası anlaşmalara göre bu hakkını her zaman kullanabilir.
***
Şimdi bütün mesele Türk yöneticilerinin ferasetine bağlıdır.
Kerkük petrollerindeki hissesine almayan veya alamayan,
Kuzey Irakta Türk devletini tehdit eden bölücü örgütlere yataklık yapan Irak’a,
Müdahale edemeyen, Türkiye,
Acaba Irak’taki hakkını alabilecek mi?
Çünkü Birleşmiş milletlere kararına göre,
Bir ülke içinde komşu bir ülkeyi tehdit eden yapılanma varsa,
Komşu ülkenin o devlet içine operasyon hakkı vardır.
Türkiye bunu da kullanamamıştır.
Çünkü, ABD ve CİA hem eski MİT’i ve hem de Türk yöneticilerini
Yanlış yönlendirmiştir.
Elini kolunu bağlamıştır.
Tıpkı Irak’ın, Barzani yapılanmasına gücü yetmediği gibi…
***
Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz.
Kuzey Irakta İsrail istese bile,
Bir devlet kurulamaz.
Türkiye isterse buna müsaade etmez.
Çünkü Hukuki hakları vardır.
Türkiye nasıl Kıbrıs’a müdahale etmişse,
Erbil’e, Musul’a ve Kerkük’e de müdahale eder.
***
Öyle tahmin ediyorum ki,
Bu günkü Türk yöneticileri,
Besleyip büyüttükleri Barzani’yi de hizaya getirebilir.
Irak’a silahlı müdahale yapabilir.
Misakı milli haklarımız da saklı kalmak kaydı ile…
Türkiye’nin gücü ve hukuki yapısı buna müsaittir.
Bakalım görelim inşallah…
20.9.2017, Kayseri.
