- Yaşanmış ve Yaşanabilecek Bir Ağustos Hikâyesi –
- Akünün olmadığı, arabaların önden kol çevrilerek çalıştırıldığı zamanlarda, rahmetli Şoför Kör Sabri Avanos’tan çanak-çömlek nakliyesi almış…
Kendi, yük sahibi destici, ve Ürgüp’ün Bahçeli köyünden olan muavini Hıdır.. Üç kişi çıkmışlar yola.
Dobada’da el kaldıran başıbozuk birkaç beleşçiyi de hayrına atmışlar kasaya,
Ağustosun bunaltıcı sıcağında, tozlu ve bozuk yollarda münavebe ile, bazen Kör Sabri, yorulunca Bahçeli’li kullanıyormuş kamyonu., Destiler kırılmasın diye ağır ağır ilerliyorlarmış. Yolların stabilize olduğu, asfaltın bilinmediği zorlu zamanlarmış o zamanlar. Hasılı can sıkıntılı bir yolculukmuş…
Haymana ovasına geldiklerinde bir kervana rastlayıp yetişmişler. Yüzlerce deveden müteşekkil büyük ve kalabalık bir kervanmış .
Muziplikleri tutacak olmuş bizimkilerin:
- Gelin şunları biraz kızdıralım, eğlenelim.’’ Demişler.
Tam yanlarından geçerken Kör Sabri başlamış atışa:
Tam yanlarından geçerken Kör Sabri başlamış atışa:
-Lan deveciler! Diye bağırıyormuş.
-Ulan davar sürüsü!.. Lan Sizin ananızı avradınızı…
Destici bir yandan, Bahçeli’li hörülek sesiyle diğer yandan, Sabri’nin yakası açılmadık küfürlerini tekrarlayıp boca ediyorlarmış kervancılara..,
Kasadaki serseriler de de katılmışlar koroya..
Onlar da hem bağırıyor, hem de aşağıdakilerin tepkisine gülüyor eğleniyor, el-kol hareketleri yapıyorlarmış.
Toz duman içinde bırakarak geçmişler kervanı. .
Tam gözden kaybolmalarına ramak kala, aksilik ya; Teker yarılmış…
Tekerleklerin iç lâstikli olduğu zamanlar.. Tamirinin zaman alıcı ve zahmetli olduğu o yokluk yılları…
Süratle tekeri sökmeye başlamışlar ama nafile.
Kervan yaklaşıyormuş.
Mesafe kapandıkça bizimkiler paniklemişler. Sıkıntılanmışlar. Endîşeleri tavan yapmış.
Kasadakiler ise ne kadar zaman ve ne kadar hızla koşularsa kurtulabileceklerinin hesabına gİrmişler.
Desticiyi çanak-çömlek, Bahçeli’li ve Kör’ü ise mal endîşesi yanında, bir de dayak korkusu sarmış …
Kervan yaklaşıyor, yüzler belirginleşiyormuş.
Kervancılar bir ellerinde meşe güdükleme, diğer elleri burdukları pala bıyıklarında.. Geliyorlarmış...
Demin bizimkilerin yüzündeki o muzip gülümseme şimdi bunlara geçmiş.
İtler ürüyor, kervan yürüyor, kervancılar ağır ağır yaklaşıyormuş.
Bunaltıcıymış hava…
Ağustos havası
Bir sıcak, bir sıcak…
Bir sıcakmış ki…..