Hızlıca yatağından kalktı

Apar topar giyindi, çeşmeye vardı, elini yüzünü yıkadı, kendine gelir gibi oldu.

Kapının önünde bekleyen, 3 m uzunluğundaki ağacı bacaklarının arasına aldı, marşa bastı, araba çalıştı, biraz bekledikten arabasını hareket ettirdi.

Arabası ile gurur duyuyordu

Çünkü o bir Mercedes’ti

Garip sesler çıkararak, çevrenin şaşkın bakışlarına aldırmadan mahalle bakkalına girdi…

Bakkal zaten hazırlıklıydı, onu bekliyordu

‘Oooo! Bizim Mercedes Kadir gelmiş, al bakalım ekmeğini…’

Kadir kendisine uzatılan ekmeği aldı, başladı yemeğe…

Ekmek bitirinceye kadar bakkalın önünde kaldı, arabasına hayran hayran bakıyor, onun ayna ve süslerini gördükçe gözleri ışıl ışıl yanıyordu.

Asıl ismi Kadir değildi, ne olduğunu kendi de bilmiyordu, Kadir diyorlar, oda kendini Kadir olarak biliyordu, ismin ne önemi vardı ki…

Yemek işi bitince, ağacı bacaklarının arasına aldı, marşa bastı, araba hemen çalıştı. Ana yola çıktı… Fazla hızlı gitmiyor, hızlı gidenlere de ters ters bakıyordu.

Işıklarda durdu, yeşil ışık yanınca hareket etti.

İleride polis bekliyordu

Polis; ‘sağa yanaş bakalım Kadir Efendi’

‘Ehliyet’ Kadir cebinde çıkardığı bir kâğıdı uzattı, polis fazla bakmadı bile, ‘şimdi de ruhsat’ dedi, Kadir daha o demeden cebinden ikinci kâğıdı çıkarmıştı bile, polis ona da tam bakmadan Kadir’e geri uzattı…

‘Bak Kadir Efendi, kurallara uyuyoruz, hız yapmıyoruz, ışıklarda bekliyoruz, sen de herkes gibisin, kimseden bir farkın yok, oldu mu?’

Kadir cevap olarak güldü, sopasına bindi, arabayı çalıştırdı, ağır ağır oradan uzaklaştı, polisin sözleri gururunu okşuyor, arabasını daha da dikkatli sürmesine yol açıyordu.

Sokaklara girdi

Ana caddeye çıktı

Tekrar sokaklara girdi, kendi evinin önünde bir tür attı, garip sesler çıkararak, neşe ile komşu mahalleleri dolaştı, biraz sürat yaptı, ‘inşallah polise yakalanmam!’ diye düşünerek, benzin istasyonuna doğru yöneldi.

İstasyona girdi

İstasyon çalışanları hazırlıklıydı

‘Kadir buraya çek, bak burası boş, parayı hazırla, yoksa sana ne mazot var ne de benzin…’

Söylenenleri sessizce yaptı, benzini aldı, cebinden para çıkarır gibi yaptı, parayı vermeden oradan ayrıldı…

Tekrar şehre doğru yöneldi

Arabanın önünde takılı olan aynadan trafiği izledi, kurallara uyarak, hızını artırmadan ağır ağır gidiyor, ciddiyetini hiç bozmuyordu.

Bir otoparka geldi, diğer arabaların yanına arabasını park etti, yorulmuştu, çimlere uzandı, gözleri kapandı, uykuya daldı…

Sonra kalktı, akşam oluyordu, arabasına bindi, evin yolunu tuttu…