“MOSKOF GAVÛRU”

   Devletlerarası ilişkilerde dostluk yoktur, ancak çıkarlar varsa dostluk vardır, çıkarların olmadığı yerde ilişkiler nötrdür.

   Putin’in ‘Biz Türkiye’yi dost bilirdik’ sözü koca bir yalandan başka bir şey değildir.

   Rusya, tarihimizin hangi dönemine bakarsak bakalım, bize dost gözüyle bakmamıştır. Üstelik boğazlardan geçerek sıcak denizlere inmesini engelleyen bir güç olarak Türkiye’yi görmüş, bu amacı gerçekleştirmek için hep zayıf anımızı kollamış, zayıf anımızda ise fırsatı kaçırmamak için her yola başvurmuştur.

   Gün gelmiş İstanbul önlerinde kadar ilerlemiş.

   Gün gelmiş Karadeniz kıyılarına kadar işgal etmiş.

   Gün gelmiş Kars’ı, Ardahan’ı istemiş.

   Kendi içindeki Türk azınlıklara zulmetmekten geri durmamış.

   Boğazlarda hak iddia etmiştir.

   Bize karşı bazen balkan ülkelerini tutmuş, bazen İngiltere ve Fransa ile birlikte hareket etmiş, kimi zaman ise ülke içindeki azınlıkları bize karşı kışkırtmaktan geri kalmamıştır.

   Su uyumuş, Ruslar uyumamıştır.

   Türkiye’nin düşmanları her dönemde olmuştur.

   Ruslar her dönemde düşmanlıklarını sürdürmüşler, hasta adam gözüyle baktıkları Osmanlı devletinin yıkılmasını, kendi menfaatleri açısından elzem görmüşlerdir.

   Hem içte, hem dışta hep hileye başvurmuşlar, hile ile devleti zor duruma düşürmenin yollarını aramaktan vaz geçmemişlerdir.

   Dost sanıldığı anda saldırmış, zor durumda kaldığı zaman ise hileye başvurmaktan çekinmemiştir.

   Türk’ü her zaman düşman kabul etmiştir.

   Halkımız, kendi içgüdüsünün doğurduğu ‘gâvur ya da moskof’ sözünü daha çok Ruslar için kullanmıştır.

   Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarmış, moskofu ise deliğinden çıkaramamıştır. O deliğinde ülkenin zayıf anını kollayıp durmuştur.

   Son uçak olayını da bu gözle değerlendirmek gerekmektedir. Kendi çıkarları için Suriye halkına zulmeden Esad’ın yanında yer alan Rusya’nın, bu katliamı durduracağını düşünmek akla ziyandır.

   O bırakın katliamı durdurmayı, yeni katliamlar peşinde koşan Esad’ın bir numaralı destekçisi olmuştur.

   Düşene o da vurmuştur.

   Katliama o da katılmıştır.

   Onun da eli kanlıdır.

   Fakat unutulmamalıdır ki, Türkiye’de eski Türkiye değildir.

   O hasta adam bugün dünyanın en büyük 16’ıncı ekonomisine sahip bir devdir.

   Heyhat! İşte o devin sabrı sınanmamalıdır…!