MUTLULUK
Yola çıkınca her sabah, 
Bulutlara selam ver. 
Taşlara, kuşlara, 
Atlara, otlara, 
İnsanlara selam ver. 
Ne görürsen selam ver. 
Sonra çıkarıp cebinden aynanı, 
Bir selamda kendine ver. 
Hatırın kalmasın el gün yanında. 
Bu dünyada sen de varsın! 
Üleştir dostluğunu varlığa, 
Bir kısmı seni de sarsın...


Ne güzel yazmış Üstün DÖKMEN Çocukluğumuzda uzanıp izlediğimiz huzur aldığımız masmavi gökyüzünü, pamuk bulutlar, cıvıltılarıyla içimize neşe dolduran kuşlar, gönlümüzü ferahlatan çiçek kokuları ve biz…  Dünden bu güne bunların hangisi değişti biliyor musunuz? Sadece bizler. İzlediğimiz magazin sayfalarındaki lüks hayatlar bizlere halimize şükretmemeyi,  mutluğu lüks arabalarda, evlerde, marka giyinmekte, gece kulüplerinde aramayı öğretti. Evlilikler para üzerine yapılır oldu. Erkeklerin düşüncesi olabildiğince rahat ve özgür bir hayat, bayanların da düşüncesi parayı bana versin de ne hali varsa görsün oldu arada çocuklar ne oldu sokakta oynamayı unuttu sanal hayata daldı örnek alınanlar ekranlarda, birey bireylikten, aile aile olmaktan ve ne oldu toplum toplum olmaktan çıktı. Ve halimiz ortada hiç yok yere işlenen cinayetler, karşıt görüşlü iki grubun birbirini kırması, tecavüzler, çocuk kaçırmaları, hırsızlıklar, intiharlar, savaşlar, katliamlar… Yani Mehmet Akif’in de dediği gibi Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar… İnsanlar kendini nereye vuracağını şaşırmış durumda. Tabi bize bu durumlar empoze edildi yıllarca. Bazı grupların en etkili stratejisidir insanları umutsuzluğa çaresizliğe memnuniyetsizliğe itip boşluğa düşürerek kendi yollarına dahil etmek. Ve ne yazık ki izlediğimiz kanalların birçoğu bu stratejiyi uyguluyor. Düşünün ki hiçbir sorununuz yok televizyon izliyorsunuz haberlerde sinir krizi geçirip eşini doğrayan bir adam var ekranda hayretle izliyorsunuz öyle şey olur mu diyerek sonra zaman geçiyor bir sıkıntını oluyor eşinizle aranızda tartışıyorsunuz sinirleriniz bozuluyor bunlar yaşanırken aklınıza ilk gelen bu olay oluyor ve birkaç kez tekrarlanıp aynı noktaya geldiğinizde aklınıza gelen değil düşünceniz bu oluyor ve olanlar oluyor. Kendinize bir çizgi çizin sizi olumsuz etkileyen bütün dış etkenlerden çevrenizden ve kendinizde bulduğunuz bütün kötü şeylerden arının ve dışarı çıkıp içinize tertemiz bir nefes çekin yağmurda ıslanın bulutları izleyin ve kendinizi dinleyin… sizi mutlu eden şeyin önce gönlünüzü doyurmak olduğunu anlayacaksınız, farkına varacaksınız ki gören gözleriniz, duyabilen kulağınız bunlar yoksa bile dokunabilen, tuttuğunu koparan elleriniz var, sevdikleriniz, sevenleriniz var ve bunlar gibi kaybetmeden önce farkına varıp mutlu olabileceğiniz birçok şey…. Hayatınızdaki tüm eksilere uzunca mola… Sağlıkla, mutlu kalın.