Mutsuz Bir Genç Kalmayana Kadar,
Canla Başla Çalışmak
Dengesiz otoriter baskı, bozuk kişilik oluşturur.
Ergenlik dönemi çocukların aile ve toplum içindeki uyumsuzluklarını, uyumlu hale getirmek için otoriteye dayanan disiplin kullanmak sanki bir çözüm gibi algılanır ve uygulanır. Aileden aileye değişen caydırıcı metotların  hepsi aynı amacı taşır. Çocuğun ve gencin  her hareketini engelleyip davranışlarına yasak getirmek, serbestlik tanımamak katı ve sert davranmak , hatta otorite ve disiplin sağlanmak istenen genci dayakla, korkutmayla, suçlama ve ayıplamayla karşı karşıya bırakmak kişisel yeteneğinde bozuklukların baş göstermesine sebeb olur.
İnsandaki denge, ruh ve beden sağlığının işaretidir.
Bu dengeyi ortadan kaldıran her türlü uygulama,  çocuk ve gençte korkaklık, miskinlik, girişimden yoksunluk, gibi pasif bir karakterin oluşmasına sebebiyet verdiği gibi.. bazı çocuklarda da ; zorbalık, dalkavukluk, kabalık ..gibi davranışlara ve idraksiz insan olarak topluma itilmesine sebep oluna bilir.
Eğer; çocuğun veya gencin her davranışını dayakla bastırmak, otorite sağlayacağım diye korkutmak, hatalarından dolayı hemen suçlamak, başarısızlığı veya iş bilememezliğini ayıplar ve böyle eğittiğimizi, bu şekilde disiplin uyguladığımızı zannedersek;  çocuğumuzun veya gencimizin kişiliğinin  ölmesine sebep oluruz.
Bu kişilik ölmesi ( kişilik bozulması ) sonucu, o genç-çocuk, ya içine kapanık, aşırı duygusal ve uysal görünür, yada otoriteye baş kaldırır, karşı çıkar çatışma  kavga zemini arar.
Genel olarak baskıcı eğitim uygulaması gören çocuk ve gençte anne babaya güven kalmaz, hatta onlardan nefret eder..çevresiyle iyi ilişki  kuramaz. Eğer sorun giderici, şefkatli bir yaklaşımla bu sıkıntılı dönem atlatılamazsa, sadece anne babaya karşı güvensizlikle kalmaz, herkese karşı güvensiz ve şüpheci olur..eğer çocuk güvensiz ve şüpheciyse;  alınganlık, çabuk kızma sinirlerine hakim olamama özelliği onda kalıcı bir ruhsal travmaya sebep olabilir..
Başta ailesine güveni kalmayan  ve ruhsal travma kökleşen, sıkıntılarıyla baş başa bırakılan genç veya çocuk, öyle bir zaman olur ki, nasihat eden ve yol gösterenden kaçar, daima bedbin olur hiçbir şeyden hoşnut olmaz..
Böyle gençlerimize titizlikle, ve güven vererek yaklaşımdan uzak olursak
Sorumluluk almaktan kaçınırlar..
Sorumluluktan kaçınmalarının en önemli sebebi tenkit edilme korkusu taşımalarıdır..
Dengesiz disiplin uygulayan anne babalar, çocuğun-gencin okuldan , evden kaçmalarına sebep oldukları gibi, onların sigara, alkol, uyuşturucu ..vb  alışkanlıklara sahip olacak, potansiyel bir suçluya dönüştüreceklerini de unutmamaları  gerekir.
Okuldan ve evden kaçmalar , hep yanlış disiplin uygulaması gören çocuklarda görülmektedir. Uyuşturucu  çete  guruplarının ve terör örgütlerinin ağına düşmeleri daha kolaydır..
Sorumluluklardan kaçıp, kendinden zuhur,  başı  boş serseri mayın gibi, topluma atılmaları,  bir şeyleri başarmak  ve en azından onunla tatmin olmayı denemelerine sebep olacaktır .  İşte bu devrede karşılarına çıkacak ve onları kötü emellerine alet edecek olanlar.. en basit bir eylemlerini bile büyüterek, aslan olduğunu,  koç olduğunu,  racon kesen baba olduğunu ..övgü ve güvenle söylediğinde , o genç veya çocuk..kendisine güvenmeyen ailesinden,  başaracağına inanmayan eğitimcisinden hızla uzaklaşıp.. sanki onlardan intikam alırcasına, dibi görünmeyen dehlizlerde ilerlemeye başlayacaktır..
İş bu aşamaya gelmeden,  Salihlerin toplumunda, sadıklarla beraber olmayı öncelikle anne babalar öğrenmelidir..taassupların her türlüsünden kaçınarak, itikadına ve Salih ameline güvendiği bir sivil toplum kuruluşuyla irtibat kurmalıdır.  Kendisinin hayata hazırlamakta zorlandığı biricik yavrusunu, Salihlerin bulunduğu ortamda hazırlanmasını sağlamalıdır..
Kendilerini ailelere destek olmak için adamış görünen,   ve temiz toplum temiz gelecek için gönüllü çalışan sivil toplum kuruluşları da; Sadece toplumun bir kesimiyle ilgilenmekten vaz geçmelidir..yani  hep varlıklı ailelere yakınlaşıp onların varlığını nimet bilmek değil, bir insanın hidayetine ve kurtuluşuna vesile olmanın ALLAH rızasını celb edeceği şuuruyla topluma sahip çıkılmalıdır..zeki ve sorunsuz çocuklarla herkes başarılarına başarı katabilir..önemli olan itilmiş, kakılmış hor görülmüş gençlere sahip çıkarak onlarında başarılarıyla gurur duymaktır..
 Bu anlamda tüm sivil toplum kuruluşlarımız seferber olmalı ve aileleri yalnız bırakmamalıdır.
Yeni yeni toplumsal projelerle,  mutsuz bir genç kalmayana kadar.. canla başla çalışmalıdır
BAKİ ÖNCEL