Yerel basınların birer okul olduğuna inanırım. Bunun yanında yerel basın sahiplerinden zengin olmayı hedefleyen bir kimse de görmedim. Aynı zamanda yöresellikte idealistlerin er meydanı da yerel basındır. Devamlı yöresel problemlerle uğraşıp, halkın nabzını tutup, yok yere muhataplarla kötü olmayı göze alırlar, bir makalenin yazımı sırasında yanlış yapmamak adına kendilerini edebiyat ve dil bilgisi yönünden de geliştirmeye çalışırlardı. Bugün eski gazetecilere baktığımız zaman engin bir bilgi ve öngörü becerilerine sahip olduklarını da görürüz. Bu yüzdendir ki yerel siyasetin yerel basından yararlanması elzemdir. Yeter ki, özü ve Hulki temiz olsun.

            Yerel basının gücünün de tahminlerin üzerinde olduğuna inanırım. Zira problemleri, muhataplarına en kısa bir şekilde bildirirken, kamuoyu oluşturduğu için, genel yönetimin de haberi olma olasılığına karşı yerel yönetimleri konunun halli için çalışmaya yönlendirmesi harika bir olaydır. Zira yerel basın elemanlarının büyük bir kısmı ulusal basının muhabirleridir. Konu ister istemez ulusal basına taşması demek muhatapların başının ağrıması demektir. Bu durum aynı zamanda yerel yönetimi şeffaf olmaya sevk etmektedir.

            Yöresel gazetelerin bir güzelliği de yayına girdiği tarihten itibaren, yazılı tarihimize bir kayıt teşkil etmesidir. Geçmiş yöresel gazetelerimizin günümüzde okunması, o günlerde neler olduğunun bilinmesi yanında özellikle emeklilerimiz için çok güzel bir nostalji yaşamalarını sağlayacaktır. Bu gazeteler Devlet kütüphanelerinde halkın yararlanmasına sunulmuştur.

            Babamın vefatından sonra 2-3 el arabası yöresel eski gazeteyi Kurşunlu Caminin yanındaki kütüphaneye vermiştik. Tekrar köşe yazarlığına döndüğümde ise eski gazetelerin fotoğraflarını çekip arşiv çalışması yapıp, halkıma böyle bir hizmet sunmak istediğimde ise görevlilerin gazete olmadığını söylemelerine oldukça şaşırmıştım. Bu çalışma günümüzde yine yapılabilir diye düşünüyorum.

            Yöresel basının içinde yetişmem benim ufuklarımı açmıştı. Matbaaların o sistematik sesleri, entertip, mürekkep kokusu her zaman beni ta çocukluğuma götürür. Köşe yazarlarının sohbetleri bana çok zevk verirdi. Bir de bu insanlar ötekiler gibi çocuk azarlamaz, soru sorduğumuz zaman ise sanki kendi yaşlarındaymışım gibi cevap vermeleri bilgimi artırırken zevk te alırdım.

            Yörenin şairlerini dinlerdim. Bende şiir yazmaya çalışırdım. Yöre nasıl kalkınır, turizm nedir? Nerede olmamız gerekirken, şimdi neredeyiz? Habere nasıl ulaşılır? Halkın nabzı nedir? Asparagas haber nedir? Arşivin önemi ve nasıl yapıla bileceği konularından ta çocukluğumdan beri yaşımı aşan bilgiler alıyordum. Yandaş gazeteci, muhalif gazeteci, idealist gazeteci örnekleriyle adlarıyla bilirdik. Hoş! Hala bu konu günümüzde devam etmektedir. Gazetecinin objektif olması gerektiğine, sadece olayı ve problemi ortaya koyup belli bir yana çekmemesi gerektiğine o zamanlardan beridir inanmaktayım. İbni Haldun’da Mukaddemesinde haberin böyle olması gerektiğini yazmaktadır.

            Geçen yıllarda şahit olduğum olaylar, zaman nehrinin hızlı bir şekilde akması; Renkli kişilerin ve idealist gazetecilerin tarihe kayıt düşebildiklerini, şahsi çıkarları için çaba sarf edenlerin, unutulup gittikleri de görülmektedir.

            Günümüzde matbaalar sadece evrak basmaktadır. Yöresel gazeteler çağın teknolojisi karşısında erimiştir. Artısı günümüzde herkes gazeteci olmuştur. Telefonlarla çektikleri olayları internetin ilgili sayfalarına göndermektedirler. Bu durumun haberleri zenginleştirse de halka sunum şekilleri doğru mudur? Diye düşünülmüş ki, medya okuyuculuğu günümüzde elzem bir hâle gelmiştir. Zira gazetecilikte objektiflik esastır. Yorum okuyucuya bırakılır. Bana enteresan gelen konu mahkemelerin de kamuoyu karşısında karar değiştirmesidir. Oysa hukukun yolu ve mecrası kendisine özeldir ve bağımsızdır.Kamuoyunun günümüzde yükselmeye geçtiği her bakımdan görülmektedir.

            İbni Haldun bu konu üzerinde çok güzel şeyler yazmıştır.  Padişaha yalakalık yapmak için haberin formatını padişahın zevkine ve beklentisine göre hazırlamak, belki de devletin yıkılmasına neden olacak kadar etkili olabilmektedir. Hiç hoşlanmadığın bir topluluktan haber verirken objektif olmazsan belki de birçok masumun kanına gireceksin. Bu yüzden olayların yerinde tespiti ve halkın nabzını daha sağlıklı tutmak adına padişahların tebdili kıyafetle bizzat halktan dinlerlerdi. Saraylarından çıkmayan padişahlar genellikle o ülkenin son padişahları oluyordu. Haber bu kadar önemlidir.  Haberin sunum şeklini saha muhabirleriyle konuştuğumuzda reytinge göre hareket etmenin daha kazançlı olduğunu söylemişlerdi.

            Objektiflik, en küçük haberden en büyük habere kadar önemlidir. Bu önem saha muhabirlerinden tutunda köşe yazarlarına, gazete sahiplerine kadar gitmektedir. Yandaşlıkta belli bir okur kitlesi sadece belli gazeteleri okurken, diğerlerine bakmamaktadır. Basın öyle bir olgu ki insanları kamplara böle bilmektedir. Tabi bu konular ulusal basının problemleridir. Ulusal basında yer alan gazeteciler toplumu kaynaştırıcı da olması gerekmektedir. Zira tarafsız gazeteci doğasına aykırıdır. Gazeteci; Toplumdan yana, demokrasiden yana olması ayrıca da çevreci, olayları ve toplumu iyi okumak ve iyi ifade etmenin yanındahalkına ve siyasetçilere birer bakış açısı suna bilen kimseler olması da gerekir. Günümüz ulusal basınında bunları pek göremiyoruz.

            Ülke olarak birçok zenginliğimiz var. Hem de başka ülkelerde bulunmayan kıymetlerimiz var. Pekiyi ulusal değer envanterlerimizin neler olduğu, nasıl insanımızın faydasına sunulması gerektiği hususunda çalışmalar siyasi demagojilerden daha hayırlı olduğunu yazımda paylaşmak istedim.

            Konumuzdan uzaklaşmadan yine yerel basına dönelim. İlimizde çıkartılan gazetelerin isimlerini ve yıllarını sizlerle paylaşalım.

  • Yeni Muşkara 1950
  • Demokrat Nevşehir 1954
  • Nevşehirin sesi 1956
  • Yeni Nevşehir 1959
  • Gündüz 1966
  • Lale Gazetesi 1970
  • Nevşehir Göreme 1970
  • Nevşehir’in sesi 1974
  • İç Anadolu 1975
  • Nevşehir Ticaret 1990
  • Nevşehir Ercan 1992
  • Nevşehir Haber 1997
  • Kapadokya 2000
  • Nevşehir FİB Haber 2006
  • Nevşehir Postası 2005
  • Nevşehir’de yeni gün 2009
  • Kapadokya Muşkara haber 2010
  • Gazete Balyoz 2010
  • Nevşehir Esnaf gazetesi 2011
  • Nevşehir Manşet 2011
  • N E Ü Aktüel (Nevşehir Üniversitesi) 2011
  • Demokrat Ürgüp 1955
  • Turistik Ürgüp 1960
  • Gülşehir Haberleri 1965
  • Gülşehir 1966
  • Yeni Avanos 1969
  • Peri bacaları diyarı Ürgüp 1970
  • Göreme turizm gazetesi 1971
  • Kozaklı 1972
  • Yeni Avanos 1985
  • Yeni Gülşehir 1986
  • Kozaklı Haber 1987
  • Kızılırmak 1982
  • Gülşehir’in sesi 1994
  • Ürgüp Ticaret 1997
  • Gülşehir Ercan 2005
  • Ürgüp Haber 2008
  • Can Gazetesi 2010
  • Gülşehir Medya 2010

Kaynak: Hüseyin Saraç

            Listeden de anlaşıldığı gibi gazete sayısı hiçte az değildir. Gazeteler; Resmi, özel ilanlarla ve reklam gelirleriyle ayakta kalmaya çalışıyorlardı. Yaptırım güçleri hiçte hafife alınamazdı. Sadece seçim zamanı çıkan gazetelerin varlığı bile yöresel basının gücünü göstermeye yeterlidir.

           

            Gazete sayısının çokluğu yazarlarının ve okuyucularının da az olmadığının bir göstergesi olarak görülmesi gerekir. Yazımın başında bahsetmiştim. Gazeteler; Yazar, çalışanlar ve o mekânların müdavim ziyaretçileri için güzel bir edebiyat, sosyoloji kısacası sosyal konularda bir okul sayılabilmektedir. Tabi bunu göre bilmek ve okuya bilmek gerekmektedir.

            Her zaman söylerim. Gazetecilerin Halk günleri olması lazımdır. Şahsen kendimin en büyük Haber ve konu kaynağı insanlarımdır. Halktan alınan bilgilerin analizleri yapılıp siyasetçilerle de paylaşmak gerekmektedir. Eğer bu arkadaşlar ikna edile bilirse yapacakları icralar yine gazeteciler tarafından izlenip halka duyurulması gerekmektedir diye düşünüyorum.

            Kendisi de gazeteci ve köşe yazarı olan babam rahmetlinin kırmızı asetatlı bir kalemi vardı. Gerek duyduğu haberi veya köşe yazısını bu kalemle daire içine alır ve gerekli bakanlığa postalardı. Bakanlıktan gelen cevap yazılarının birçoğunu arşivlemişti. Günümüzde BİMER yani Başbakanlık Bilgi İşlem Merkezi bulunmaktadır. Tüm halkımıza cevap vermektedir. Gördüğümüz yanlışlıkları bu kuruma rapor etmemiz her şeyden baş milli bir borçtur. Devletimize bir bakış açısı ya da bir olayın daha iyi araştırılması, dolayısı ile devletimizin işlevselliğinin daha da gelişeceği unutulmamalıdır.

            Samimi bir yerel basın birliği veya birlikleri yöremiz kalkınmasında hatırı sayılır faaliyetler sürdürebileceklerine inanmaktayım. Benim gözümde iyi bir gazeteci kahraman bir kimsedir. Her şeyden baş fotoğraf sanatkârıdır. Kendini geliştire bilirse hatırı sayılır kalem efendisidir. Becerisine ve merakına meyil, tarih ve sosyal konularda tarihi belgeleyendir. Doğayı, olayları ve ortamları okuya bilme becerisine sahiptir. Tutarlı ön görülerde bulunması oldukça yüksektir. Bu yüzden çocuklarımıza ve gençlerimize idol olabilme güçleri de vardır. Zira gazeteci hayatı oldukça heyecanlı ve dolu yaşar.

            Günümüzde hayatta olmayan gazetecileri rahmetle anıyorum.