NEVŞEHİR’ DE GÜRÜLTÜ KİRLİLİĞİ

Gürültü hayatımızın bir parçası olmuştur. Araçlar hareket eder gürültü çıkarır, inşaatlardan devamlı gürültü çıkar. Bunlar günümüzde zoraki kabul ettiğimiz doğal seslerden olduğu için kimsenin zoruna gitmez. Kim bilir belki de şehirlerin doğasında bunlar vardır. Çocukların oyun sesleri de insanları rahatsız etmez. Öğleki belediye otobüslerinde bazı vatandaşlarımız bu hakkını sonuna kadar kullanır. Yani sözün kısası ses el ile tutulup göz ile görülmediği için insanlar tarafından hor karşılanmamaktadır.

Bunun ötesinde doğal olmayan sesler vardır ki, gerçekten rahatsız edicidir. Kimi toplumu rahatsız ettiğini bilmezken kimi de “Ben yaparsam olur.” Der. Kimisi de toplumda adını böyle duyurma sevdasına düşer ki, bence bu insanların tedaviye ihtiyacı olduğuna inanırım.

Bu konuyu bir örnekle anlatmak isterim. Tanıdığım bir kimse saçını yeşile boyamış çarşıda arzı endam ediyordu. Tanıdık tanımadık bütün insanlar da bu kimseye bakıyordu. Dayanamadım sordum: “Niçin saçlarını böyle doğal olmayan bir renge boyadın.” Diye…

Cevabı oldukça manidardı: “Uğraştım toplumun ilgisini çekemedim. Bende böyle yaptım. Bak herkes bana bakıyor.”

Demek ki egzozu sökülmüş yada içerisindeki ses separatörleri sökülmüş taksi ve motosiklet sürücüleri de saçlarını yeşile boyatmış ki bakanda görüyor bakmayanda görüyor. Hatta evinin odasında oturanda, arada sokaklar ve duvarlar olsa da görüyor. Birçok insan rahatsız oluyor. Kimin umurunda! Ses yalnızca egzoz sesi de değildir Küçük viteslerde gaza yüklenirsen araba yine bağırıyor. Ayrıca bu ses çok hızlı giden bir aracın sesini de andırıyor. Çeşit çeşit kornaların yerli yersiz çalınması da cabası.

Tabii ki nezaket herkesten beklenemez. Nezaket kurallarına herkes uyarsa Türkiye’nin bir çok meselesi halledilmiş olacaktır.

Güzelyurt Mahallesi Uçhisar yolunda gece saat; 01.00 ve civarı sanırım ya yarış yapıyorlar ya da ses kirliliği çıkartacak hız yapıyorlar. Evim yola en az 300 metre mesafede ve bu sesi önleyecek apartmanlar ve konutlar bulunmaktadır. Ta beni buradan rahatsız ediyorsa yolun kenarındaki evler ne yapsın.

Çok az kimsenin egzoz sesi çıkarması, gece 01.00 den sonra hız merakını gidermeye çalışanlar eminim ki egolarını tatmin için yapıyorlar. Çok özür dilerim. Bu insanlara nezaketsiz diyeceğim.

Önemli bir konuda mahalle arasında yapılan düğünler ve Horzaim parkından her gece gelen müzik sesleri…

Nevşehir bir köy olsa anlarım. Zira herkes birbirini tanır ve genellikle o düğün evinde olurlar. Şehirler büyüdü, iç göç aldı ve çağımız gereği birbirlerine yabancılaştı. Kaldı ki eski Nevşehir’de bile herkesi tanıman mümkün değildi. Günümüz Nevşehir’de yaşayan Nevşehirli miktarı % 25 olduğu kayıtlardadır. Çekirdek aile yapısı şehrimize hakim bir yapıdır.

Çocuğunu uyutmaya çalışan bir anne, uyumaya çalışan bir ihtiyar, yas tutan üzüntülü aileler, yükselmiş şekerini insülinle düşürmeye çalışan bir vatandaş (Kendim), misafiri ile sohbet etmeye çalışan insanlar…

Bu ses ne yav! Müzik son ayar açılmış, elektrosaz sanki evin içindeymiş gibi… Darbukanın sesi de sanki insanın kafasındaymış gibi geliyor.

Sabır edeceksin kardeşim, sabır edeceksin… Ne zamana kadar? Saat 11.30’a kadar. Zira emniyetten izin o saate kadar alınıyormuş.

Burada düğün sahibini suçlayamam, heyecan içinde mutluluklar yaşıyordur. Emin olun sesin merkezinde sesi bile duymuyordur. Allah cemi cümlenin mutluluklarını daim eylesin.

Burada akla gelmeyen bir detay var. Kanunlar…

2872 Sayılı Çevre Kanununun 20. Maddesi “h” Bendi. Gürültü ve titreşimler hususunu anlatmaktadır. Sesinde bir ölçüsü var. “DESİBEL” dedikleri bu ölçü toplumun rahatsız edilmemesi için belirli standartlar ortaya koymuştur.

Kanunlar toplumun huzuru için alınmış kararlardır. Uymamak veya ihlal etmek cezayı gerektirir. Tabii ki bu cezalar yine nezaketsizler için çıkartılmıştır.

Nevşehir’de gürültü kirliliği dedik ya birkaç hafta önce mahallemizde bir mahalle düğünü vardı. Yine her zamanki gibi sesler iyice açılmıştı. Rahatsız oldum. Zabıtayı aradığımda. Saat gece 10.30’du. Gayet kibar bir şekilde mazeret sunup polisi aramam gerektiğini söylediler. Böyle söyleyeceğini de ben zaten biliyordum. Önceden de birkaç kez aramıştım. Bana her zamanki gibi kibar bir şekilde mazeretler sunmuşlardı.

Polisi aradım. Durumu söyledim. Sağ olsunlar bir ekip göndermişler. Düğün sahipleri ise alınan izin belgesini göstermişler. Seslerin kesilmediğini görünce ikinci kez aradım. Durumu öğrenince Çevre kanunun un uygulanmasını talep ettim. O sıralarda saat 11.30’a gelmiş dayanmıştı. 10-15 Dakika sonra saniyesi saniyesine saati gelince sesler kesiliverdi.

Helal olsun düğün sahibine aldığı izin süresine tam riayet etmişti. Fakat müziğin sesini azaltmamıştı bile… Herkese zoraki dinletme (Rahatsız etme) hakkını son saniyesine kadar kullanmıştı.

Horzaim parkından bu sesler her gün gelmektedir. Civarında oturanlara Allah sabır versin.

Düğün izini verilirken desibel olayına ve ilgili kanunun maddelerine uyulması hususunu özellikle arz ederim.

Halk demesin ki; ”Kanunlara uyulmaz.” Ya da

“Sesini çıkartma nasıl olsa kimsenin umuru bile duymuyor.”

Saygılar sunarım. Nezaket hepimizle olsun.