Nevşehir'in Alacaşar köyünde yaşayan Faruk Özdemir, eski arşivlerini karıştırırken sandıkta dedesinden kalma bir satış sözleşmesi buldu.

64 yıl öncesine ait el yazması ile hazırlanmış at satış sözleşmesinde ki detaylı anlatım ve kullanılan Türkçe okuyanları hayran bırakıyor.  

Nevşehirli vatandaşımız Faruk Özdemir'in dedesi bundan tam 64 sene önce, bağ bahçe işlerinde kullanılmak üzere bu günün ulaşımda kullanılan araçla emsal at alımı için 1956'nın Eylül ayında bir Mukavele (anlaşma) imzaladı. 1956'da bir miktar peşin para kalan kısmı içinde 1957 ve 1958 senelerinde iki taksitle ödemek üzere taahüt ettiği mukavele yaklaşık bir kuşak öncesi dönemin şartlarınıda ortaya koyuyor.

Vatandaşımız hem ulaşımda hemde bağ bahçe işlerinde kullanmak üzere büyük hayaller kurarak 2 yıl vadeli satın aldığı atı için yaşadığı heyecanı ve tüm aile boyu mutluluğuna gelin şimdi birlikte ortak olalım.

İşte o mukavele;

***Mukavele Senedi***

Cinsi: At

Bedeli: 550 Lira (Yalnız Beşyüz elli Türk Lirasıdır)

Adeti: 1 (Bir)

Yukarıda Yazılı Bir Tane Atı Çiğdem Köyünden Şükrü Şahin'den 550 Liraya Satın Aldım.

Şöyle ki;

1) Atın Bedelini 2 Taksitle Ödeyeceğim. 1 Taksit 1957 Yılı Eylül Nihayetinde, İkinci Taksit İse 1958 Yılı Eylül'ün nihayetindedir. Her Taksitte ikiyüz yetmiş beş (275) Lira Ödeyeceğim.

2) At Bedeli Olan Paranın taksitlerini zamanında ödemediğim takdirde mahkemeye verildiğinde adı geçen parayı Kanuni Faizi İle Birlikte Ödeyeceğimi Aynı Zamanda Mahkeme Masraflarının da üzerime olduğuna ve senet içindeki şartları kabul ederek İş Bu Senedimi Şahitler Huzurunda Mühürle Tasdik Ederek Çiğdem Köyü'nden Şükrü Şahin'in Yedine (yedi emine) verdim.

Senedi veren : Mikail Köyü'nden Ali Poyraz

***İhtiyar Heyeti Tasdiki***

Öte Yüzdeki Satış Huzurumuz da Yapıldı. Senet sahibi senet içindeki şartları tamamen kabul etti. Mühürün Ali Poyraz'a ait olduğunu ve senet muhteviyatının hakikata uygun olduğunu tasdik ederiz.

Çiğdem Köyü Muhtarı: Derviş Deveci

Bağcılığın olduğu yerde at arabası eksik olmaz. Kapadokya her haliyle bir başka güzel..

Savaşta ve Barışta Türk milettinin kadim dostu olan At Çağlar öncesinde Orta Asyada Türkler tarafından Evcilleştirilmiş ve Yetişkin atlara ve Erkeğine Aygır dişisine kısrale ve yavrusuna tay ismini verilmiştir. Ecdadımız atı Tarımda ,Binicilikle de savaş meydanlarında vazgeçilmez olarak kullanmışlardır. Atın yürüyüşü , rengi , dahi Ecdadımız tarafından isimlendirilmiştir. 

Beyazms kır atı başka bir rengine doru at , al at gibi isimlendirilmiştir . Yürüyüşüne ise rağfan , dördnafa gibi yürüyüşü dahi Ecdadımız tarafından isimlendirilmiştir. At bazen tarlada dedelerimiz tarafından çift sürmüş bazen cirit sporunda kullanılmış bazen şehirler arasında yük taşımış her halikarda insan ile iç içe yaşamış elbisesine koşum , ayakkabısına nal , koşum işiyle uğraşanlara saraç denmiş ilerleyen teknolojide bile motor güçlerine 20 beygir 40 beygir 50 beygir gücü diye motorların gücü at gücüyle ölçülmüştür. 

Tarihte savaş meydanlarının vazgeçilmez hayvanı attır. Yeri gelmiş Sultan Alpaslan at üzerinde 1071 yılında malazgirtte anadolunun kapılarını türklere açmış. Sultan Fatih 1453’de peygamber efendimizin (sav) Hadis-i Şerifine binaen İstanbulun Fethi Genç Fatihe nasip olmuş ve Fatih Sultan İstanbu’a at üzerinde  girmiş. Yeri gelmiş köroğlu destanlarına konu olmuş ve daha nice savaşlarda devamlı Ecdadımızın kullandığı bu hayvan benden 6yıl önce okunma ve yazma oranının çok düşük olduğu 1956 yılında güzel bir Türkçe ile bu senetle at alıp satılmış ve o zamanın noteri sevgilerin ihtiyar heyetine de onaylattırarark işi sağlama almışlar.

Nevşehir kültüründe atlar ve eşekler bir zamanlar çok önemli yer tutmuştur. İşte geçmiş zaman olurki maziden hatırlatan görüntüler;