NEVŞEHİR(MHA) Acıgöl, oğuzların Kaçar boyundan olan Horasan Erenlerinden Piri Bey tarafından 1525 yılında kurulmuş.

Acıgöl'ün tarihi Nevşehir ilinin tarihi ile aynı. Çünkü Nevşehir'e 20 km uzaklıkta olduğu için bir fark yok sayılır. Nevşehir ve çevresinde yapılan kazılarda çıkan sonuçlara bakıldığında M.Ö. 3000 yıllarında bile insanların yasadıkları, uygarlıkların kurulduğu anlaşılmakta. Hatta Hitit egemenliği altındaki bu topraklarda yerli topluluklar yasamış.
M.Ö. 1800-2000 yılları arasında bu bölgede; Hititler Frigyalılar ve Lidyalılar arasında bu topraklar el değiştirmiş. Daha sonra ise Büyük İskender’in bu bölgeyi Roma İmparatorluğu içine katması. Hristiyanlığın Anadolu'yu etkilemeye başladığı sıralarda, aşırı Hristiyan sempatizanlar buralarda yasayan halka baskı ve zulüm yapmaya başlamışlar. Buradaki halkın çoğu baskı ve zulümden kaçmak için yer altı şehirleri yaparak, tüneller açarak ve mağaralarda gizli yerler açarak saklanmışlardır. Hristiyan olan halkın çoğu buralarda ibadet yapmak için ikonlar çizmişler, kiliseler yapmışlar ve ibadetlerine devam etmişler. Roma İmparatoru Konstantin 330 yılında Hristiyanlığın yayılmasını serbest bırakınca bölge halkı tamamen hristiyanlaşmış. Halk hristiyan olarak yaşamaya başlamıştır. Roma İmparatorluğu ikiye bölününce Anadolu Doğu Roma İmparatorluğu yani Bizansların eline geçti. Daha sonra 7.yy İran Sasanileri'nin baskınlarına uğramışlarsa da tekrar Bizans egemenliği altında kalmışlar.
İslam dininin yayılmaya başladığı yıllarda Bizanslılarla Müslüman Araplar 8. ve 9. Yy’lardan başlayarak 300 yıl süreyle bu bölgede egemen oldular. Yukarıda da belirtildiği gibi bu bölgedeki halkın çeşitli işgal ve istilalar altında kaldıklarında kurdukları yer altı şehirlerine sığınarak sürgü taslarını kapatarak buralarda saklanmışlar. Bu sözünü ettiğimiz yer altı şehri Acıgöl merkezinin kurulduğu yerin altı olup, büyüklü küçüklü sığınağa benzeyen eski barınma yerleri var. Su andaki yer altı şehrinin bir kısmı açılmış ancak, daha açılmayan bölümleri var. Yer altı şehrine Acıgöl ilçesinden girip Yuva köyü yolundaki kaleye kadar Aksaray yolundaki Acıgöl'e 7 km uzaklıktaki iğdeli ye kadar hatta Karapınar kasabasına kadar geçitlerin uzandığı belirtilmektedir. Yer altı şehirlerinin çoğu çeşitli afetler sonucunda toprakla kapandığından geçitler kullanılmamakta ve harabe halinde. Acıgöl'e bağlı Tatlarin Kasabasında görmeye değer yeraltı şehri var. Karacaören köyü yakınlarında da çeşitli mağaraların bulunduğu söylenmekte, ancak şu an harabe halinde. Yine Ağıllı köyü, Kurugöl kasabası, Topaç köyü, Yuva köyü ve Kozluca köylerinde de çeşitli mağaraların olduğu söylenmekte, fakat harabe halinde. 1071 Malazgirt savaşında Türk ordusu büyük bir zafer kazanınca, Anadolu'ya öncü birlikler ve kesif birlikleri yollamış. Bu kesif birlikleri Anadolu'nun yerleşim merkezlerini, iklim ve bitki örtüsünü ve halkın yaşayışlarını incelemişler. Alparslan'ın değerli komutanlarından Afşin Bey ve diğer Türk beyleri komutanları, Bizans’ın vergi yükünden ve baskısında bıkan halkın ne kadar sıkıntı içinde olduklarını anlayıp onların gönüllerini fethedip, onları kazanmak için Anadolu'ya, manevi mimarlar dediğimiz söylediğini yasayan her hal ve davranışıyla halka örnek olan ilim adamlarını dervişleri gönderdiler. Böylelikle Oğuz Beyleri Anadolu'nun yerleşimine uygun yerlerine yerleşmişler. Böylece köyler, kasabalar ve şehirler kurmuşlar. Bundan sonra hristiyan halkla yan yana beraber yaşadılar. Böylece Müslümanların nüfusu günden güne arttı. Yukarıda anlatıldığı gibi Anadolu'nun Türkleşmesi zorla değil, tam bir gönül işbirliği ile gerçekleşmiş. Anadolu Selçuklu devleti zayıfladı ve yıkıldı. Bölgeye Karamanoğulları ve Dulkadiroğullari hakim oldular. Yavuz Sultan Selim 1515'te Mısır Memlukları'nın üzerine giderken bu bölgeyi de Osmanlı İmparatorluğuna kattı. Acıgöl, oğuzların Kaçar boyundan olan Horasan Erenlerinden Piri Bey tarafından 1525 yılında kurulmuş. Konya ilinin sınırları içinde olan Işıklar yaylasında dergah açan Horasan erenlerinden Hıdır Işık isimli Türkmen Dervişinin soyunda gelen Piri Bey ve Obası Acıgöl'e ilk yerleşenlerden. Günümüzde Hıdırlılar diye bilinen sülale Piri Bey'in torunlarından. Yine günümüzde Acıgöl de soyadı Karaman olan birçok kimse vardır. Rivayete göre bu bölgede Karamanoğulları hakim iken bu insanların dedelerini bugünkü Karaman ilinde buraya getirerek iskan ettirmişler. Türkiye Cumhuriyeti kurulup soyadı kanunu çıkınca soyadlarını belirtmek için Karaman soyadını aldılar. Yine veziroğulları olarak bilinen sülale de Damat İbrahim Paşa'nın bu bölgede doğup büyüdükten sonra Osmanlı İmparatorluğunun başkenti olan İstanbul'a giderek padişah 3. Ahmet'in kızı olan Fatma Sultanı alarak onun damadı olmuş. Padişah damadı olan Ibrahim Paşayı vezir yaparak sarayda görev almasını sağlamış. Acıgöl 1870 yılında Kırşehir sancağına, 1902 yılında Ankara iline bağlanarak sancaklardan biri oldu. Kurtuluş savaşı başlamadan Niğde Mutasarrıflığı içinde yer alarak kongrelere delege göndermiş. 5 Eylül 1919 Sivas Kongresine bu bölgeden Dellal Zade Osman Bey temsilci olarak gönderilmiş. Cumhuriyet kurulduktan sonra Niğde il durumuna getirildi. Acıgöl'ün bağlı bulunduğu Nevşehir 6429 sayılı kanunla ve TBMM kararıyla il haline getirilmiş. Bu duruma göre Kırşehir'e bağlı bulunan Hacıbektaş ve Avanos ilçeleri Kayseri'ye bağlı bulunan Ürgüp ilçesi ve Niğde'ye bağlı bulunan Gülşehir ilçesi Nevşehir'e bağlanmış.1960 yılında eski adı Melengübü olan Derinkuyu ilçe oldu. 1953 yılına kadar mütevazi bir köydü. Bu tarihte Belediyelik olarak Nevşehir'e bağlı bir kasaba olarak kaldı. 4 Temmuz 1987 yılında 19507 sayılı Resmi Gazetede ilan edilerek yurdumuzdaki bazı diğer kasabaların ilçe olduğu gibi TBMM kararıyla ilçe oldu