Şanlıurfa'da, havaların ısınmaya başlamasıyla birlikte tarlalarda çalışarak geçimini sağlayan tarım işçisi aileler, farklı bölgelere gitmeye başladı. Ege, Akdeniz ve İç Anadolu'daki tarlalarda çalışacak aileler, eşyalarını kamyonlarla gönderirken, kendileri ise otobüs veya minibüs ile gidiyor. Evlerinden 6 ay uzak kalacak tarım işçileri, "Bu yıl da göç zamanı geldi. Çocuklarımızı okuldan alıp, evlerimizi terk edip, başka yerlere gitmek bizi mutlu etmiyor ama geçimimizi sağlayabilmek için başka çaremiz yok" diye konuştu.

İşte Türkiyenin patates deposu olarak bilinen bölgede ilimiz Nevşehir'in Derinkuyu İlçesi Esentepe sırtlarına mevsimlik işçilerin gelmesiyle çadırlar kuruldu.

 

Patates ve fasulye çapası yapmak üzere mevsimlik işçiler Derinkuyu ilçesi Esentepe mevkiine çadırlar kuruldu. Şanlı Urfalı mevsimlik işçilerin yanı sıra Suriyeli sığınmacılar da Esentepe’ye yerleştiler.

Derinkuyu Belediye Başkanı Ahmet Balcı Çadırkent de kalan mevsimlik işçileri ziyaret etti. Başkan Balcı, mevsimlik işçilere imkânlar ölçüsünde yardım ettiklerini, su sıkıntılarını giderdiklerini belirtti.

Şimdi halimize Binlerce Şükür Etmek Gerekmez mi...

Aslında herkesin elinde olan ama çoğumuzun kullanmayı bir türlü beceremediği o gizemli anahtar!


İnsanın kendi iç zenginliğini fark etmesine yol açan; farkındalığını çoğaltan, hayatın daha anlamlı, daha yaşanabilir olduğunu kanıtlayan bir insani duygu. Bir anlamda mutluluğun gizli anahtarı, şükretmek…


Oysa ki kullanmayı bilenler hayatın o en güzel anlarını iliklerinde hisseder, şükrettikçe ruhunun zenginliğini daha da çoğaltır. Mutluluğunun farkına varıp hayatına yeni mutluluklar katar. Evet mutluluğunu fark eder. Çünkü hepimiz sahip olduğumuz o kadar çok şey adına mutluyuz ki aslında. Ama farkında değiliz; elimizin tersiyle itip duruyor, kendimizden uzaklaştırıyoruz. Oysaki küçücük bir gayretle farkına varmaya başladığımızda sayıları karşısında şaşıracağımızdan; mutlu olmamıza yetecek kadar çok sayıda değere sahip olduğumuz için hepimizin aslında çok zengin olduğundan kimsenin şüphesi olmasın.


Bunu bir kere değil, beş kere değil tıpkı nefes alır gibi her an hissetmeliyiz. Neden mi? Çünkü farkındalığın gücünü kendi içimizde yaşatmaya başladığımızda ancak, etrafımızda bizi mutlu etmek için bekleyen çok özel detayların olduğunu anlayabiliriz. Elimizdeki her şeyin, sahip olduğumuz tüm sevgilerin kıymetini daha güçlü hissederiz. Dışarıda bizi düşünerek, bizim için çarpan kalpler olduğunu bilmek bile şükretmek için yeterli neden değil mi sizce?

Sevebiliyorsanız, özgürce sevginizi haykırabiliyorsanız, seviliyorsanız, paylaşıp çoğalıyorsanız, sevdikleriniz için çabalıyor, onların gözlerinde tatlı tebessümler yaratabiliyorsanız ne mutlu size. Şükredin tüm bunlara. Elinizdekileri kaybetmeden değerlerinin farkına varın, çünkü inanın bana herkes kendi ölçüsünde çok zengin. Yeter ki o zenginliğin farkına varalım, yeter ki zengin olmamıza sebep olan her bir detay için şükretmesini bilelim.


İnanmak ve beklemek, beklerken elimizdeki azlara, çoklara her şeye şükretmek; aslında tüm yapacağımız bu. Olumsuz duygu ve düşüncelerden olabildiğince uzak durarak iyi şeyleri hatırlamak. Güzelliklerin yine güzellikleri çektiğini, karamsar ve negatif duyguların ise çoşkumuzu bir balon gibi söndürdüğünü unutmadan. Hep olumlu, hep seven, hep mutlu ve sevgi dolu.