Çalışan Sen Konfederasyonu ve Din-Bir-Sen Genel Başkanı Yusuf Özdemir, 16.08.2017 Çarşamba günü Kontv’de Düzlem Programına katılarak Sami Bayrakçı’nın sorularını cevaplandırdı.
Din-Bir-Sen üyelerinin Kontv’ye kilitlendiği Düzlem Programında Yusuf Özdemir’in sorulara samimi yaklaşımı ve net cevaplar vermesi dikkati çekti.
DESK neden ÇALIŞAN SEN oldu?
Yusuf Özdemir, Demokratik Sendikalar Konfederasyonu (DESK) olan konfederasyon isminin neden değiştirildiğini şöyle özetledi: “Kısa adı DESK olan konfederasyonumuz bazı sendikaların isimleriyle karıştırılıyordu. Yetkili sendika temsilcileri de bu karışıklıktan yararlanarak konfederasyonumuzun farklı ideolojik yapılara mensup bir konfederasyon olduğunu söylüyor ve üyelerimizin kafasını karıştırıyordu. Bunu önlemek için yönetimimizin aldığı karar doğrultusunda 2. Olağan kongrede isim değişikliğine gidildi.”
Din-Bir-Sen etkili ve güçlü bir sendikadır
Din-Bir-Sen’in genç ve dinamik bir sendika olduğunu söyleyen Özdemir, din görevlilerinin sorunlarına çözüm üretmek noktasında çeşitli projelerle gündeme gelen etkili ve güçlü bir sendika olduklarının altını çizerek önemli açıklamalarda bulundu. Camii ve Gençlik Projesinin Din-Bir-Sen projesi olduğunu belirten Özdemir, aynı zamanda Ümraniye’de imam olan Genel Başkan Yardımcısı Şükrü Şahin’in bu projenin koordinatörü olduğunu, ancak bu projeyi yürütürken sendika ismini kullanmadıklarını belirterek, “çünkü bu proje toplumumuza ithaf edilmiş bir projedir. Ayrıca din görevlilerine ‘can güvenliği tazminatı’ ödenmesini teklif ettik. Çünkü din görevlilerinin görev alanı her türlü tehdit ve tehlikeye açık.” dedi.
Kadrolu, Fahri, Vekil, Sözleşmeli ve İşçi statüsünde istihdam şekilleri din görevlilerini yıpratıyor.
Bugün Diyanet teşkilatında kadrolu, fahri, vekil, sözleşmeli ve işçi gibi çeşitli istihdam şekilleri var. Devlet bir yandan kamu çalışanlarını bir çatı altında toplamaya çalışırken bir yandan da Diyanet’te bu şekilde istihdama izin verilmesini doğru bulmuyoruz. Bunların hepsinin kadrolu olarak istihdamından yanayız. Değişik şekillerde istihdam edilen din görevlilerinin ayrı ayrı sorunları var. Bunlar çözülemiyor. İŞKUR üzerinden işçi statüsünde din görevlisi alınmasını doğru bulmadık. Özlük hakları diğerlerine göre daha alt seviyede. Din görevlilerini rencide eden bu uygulamaya karşı olduğumuzu açıkladık. 
Din görevlilerine yapılan mobbing Anayasal suçtur.
Din görevlilerine mobbing yapılmasına değinen Yusuf Özdemir şöyle dedi: “Diyanet Sen, Müftülük görevlilerini baskı altında tutuyor. Bizim sendikamızdan istifa etmeleri için üyelerimize baskı yapıyorlar. Tayin ve yer değiştirme tehditlerinde bulunuyorlar. Mobbing uyguluyorlar. Hâlbuki mobbing anayasal bir suç olmanın yanı sıra çok ciddi bir suçtur ve ülkemizde de yasaklanmıştır. Bu konuda Başbakanlık genelgesi var.”
Din-Bir-Sen’i farklı bir ideolojide göstermeye çalışıyorlar.
Din-Bir-Sen’i farklı bir ideolojide göstermeye çalışanlar bulunduğunu belirten Özdemir şöyle dedi: “Bizi, bölgelerin inanç ve siyasi yapılarına göre farklı ideolojilerde  göstermeye çalışıyorlar. Özellikle yetkili sendika temsilcileri bunu dillendirerek üyelerimizin kafasını karıştırmaya çalışıyor. Şahsımın ve sendikamın ideolojisini açık ve net bir şekilde açıklayım: Biz, Milli Görüş teşkilatlarında görev alarak yetiştik. Üyelerimizde, yönetimimiz de bu çizgiden gelmektedir. Bizi farklı ideolojik yapıların içerisine çekmeye çalışanların bu söylemlerine son noktayı koymak için söylüyorum: AK Partiliyiz. Ülkemizi bulunduğu coğrafyada lider haline getiren ve sözü geçen bir ülke olmasını sağlayan Reisimiz Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın fikirlerini benimseyerek onun yolunda yürüyen bir sendikayız. Bunun başka taraflara çekilmesi tamamen yıpratma ve karalama düşüncesidir.”
Ülkemizde STK’lar önemli rol üstlenmiştir.
Türkiye’de sendikacılığın üstlendiği role de değinen Özdemir, sendikaların üstlendiği rol gereği demokrasiye büyük katkı sağladığına dikkat çekerek, “Genel Başkan olarak şahsım STK’larda görev yapmış, gençlik yapılanmalarında çalışarak STK’nın sivil toplumun oluşumunda önemini kavramış bir sendikacıyım. Gençliğimde rahmetli Erbakan Hoca’nın toplantılarına katıldım. Ondan çok şey öğrendim. STK’lar demokrasinin vazgeçilmezidir. Sivil inisiyatiften yana tavır alan, toplumun sivilleşmesinde önemli rolü olan kuruluşlardır.
Sendikalar insan odaklıdır. Zira çalışanların sorunlarının çözülmesinde, haklarının elde edilmesinde, huzurlu, mutlu ve geleceğine güvenle bakabilen bir ortam hazırlanmasında sendikaların büyük önemi var.
Din-Bir-Sen aynı zamanda İslam davasına hizmet eden bir sendikadır. Çünkü İslam insan odaklıdır. 4688 Sayılı Yasa ile görevimizi yaparken aynı zamanda İslam’ın emrettiği çizgide insana hizmet ediyoruz” dedi.
Din-Bir-Sen, her zaman FETÖ/PDY’nin karşısında olmuştur.
Din-Bir-Sen’in 17-25 Aralıkta hükümetin yanında yer aldığına dikkat çeken Özdemir, şu ifadelere yer verdi: “Biz, devletin PDY’den temizlenmesi için o dönem Başbakan olan Sayın Cumhurbaşkanı’mızın yanında yer aldık. Hükümetin bu konuda yaptığı çalışmalara açık destek verdik. 15 Temmuz hain kalkışmasında da aynı tavrımızı sürdürdük. FETÖ’cüler bizim sendikamızda barınamadılar. Diyanet Hizmet Kolunda FETÖ’cü sendika bulunmamasına rağmen kendilerini kamufle edebilmek için diğer sendikalara geçtiler. Biz, o zamanda sendikalara açık çağrıda bulunduk. Üye sayısı endişesine kapılmayan FETÖ’cüleri içinizden temizleyin dedik.
İyi âlim olmakla yönetici olmak farklı şeyler…
Din-Bir-Sen olarak Sayın Mehmet Görmez’in emekliye ayrılmasına farklı bir gözle bakmıyoruz. Kendisi iyi bir âlimdir. Ancak âlim olmak ile idarecilik arasında fark var. Yöneticilik bir sanat işidir. Sayın Görmez, büyük hizmetlere imza attı. Hükümetle uyum içerisinde çalıştı. Toplumun her kesimi tarafından sevilen ve takdir edilen bir isimdir. Türk Diyanet’ini yurt dışına taşıması da önemlidir. Kendisine sendikamızın projelerini dosya halinde verdik. Bazılarını uygulamaya koydu, bazılarında gecikti. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın vizyonunu yükseltti. Kendisine yaptığı hizmetler nedeniyle teşekkür ediyoruz. Yeni atanacak olan Başkan’dan beklentilerimiz var. Bunu daha önce açıklamıştık. Atanacak olan Başkan’ın âlim olmasının yanı sıra teşkilatın vizyonunu yükseltecek, hoşgörülü olacak, teşkilatın sorunlarına samimi olarak eğilip çözecek, sendikalara eşit yaklaşacak, sendikaların görüş ve önerilerini dikkate alacak, teşkilat mensuplarına karşı önyargısız ve objektif olacak, idare yeteneğine sahip, dinamik ve karar alma ve uygulama özelliği bulunan etkili bir şahsiyetin Diyanet İşleri Başkanı olarak atanmasını istiyoruz.”
Yaklaşık 50 dakika süren programda zaman zaman izleyicilerin sorularını sorarak aydınlığa kavuşmasını sağlayan Düzlem Programının sunucusu Sami Bayrakçı, Din-Bir-Sen Genel Başkanı Yusuf Özdemir’e içten ve samimi konuşmaları nedeniyle teşekkür etti.