Din-Bir-Sen Genel Başkanı Yusuf Özdemir, son yıllarda camii içerisinde din görevlilerine ve müftülüklere yapılan saldırıların artması üzerine açıklama yaparak dini kurumlara yapılan saldırıların endişe verici olduğunu söyledi.
Din görevlilerine ve dini kurumlara yapılan saldırıları şiddetle kınadığını belirten Yusuf Özdemir açıklamasında şöyle dedi: “Ülkemizde din görevlilerine ve dini kurumlara büyük saygı vardır. Ancak İslam dinine yönelik dünyada gelişen İslamofobi nedeniyle kasıtlı ve bilinçli olarak hem din görevlileri hem de dini kurumlar yıpratılmaya çalışılmaktadır. İçeride din karşıtı söylemler nedeniyle gelişen İslamofobi ile birlikte siyasi kin ve nefretin egemen olduğu bir düşmanlıkla İslamofobi hızla büyümektedir. Geçmişte görüldüğü gibi bazı siyasi parti mensuplarının Kur’an’a yönelik saldırıları da etkili olmakta ve algı oluşturmaktadır.
Diyanet İşleri Başkanlığı, geçmişte İslamofobi’ye karşı çeşitli söylemlerde bulunmuştur, ancak bu yetersizdir. Somut girişimlerde bulunmak suretiyle ciddi önlemler alınması gerektiği ortadadır. Bunun için dini kurumlar, dernekler ve STK’larla toplantılar yapmalı ve işbirliği içerisinde bulunmalıdır.
Daha önce de Samsun, İstanbul ve çeşitli illerde bıçaklı ve silahlı saldırılar gerçekleşmiş ve din görevlilerinin hayatlarından endişe ettiklerini, mesai saatlerinin diğer kamu çalışanlarından farklı olması nedeniyle korku ve endişe ile görev yapmakta zorlandıklarını ifade etmiştik. Bu nedenle de din görevlilerine ‘Can Güvenliği Tazminatı’ ödenmesini teklif etmiştik. Bu önerimizi yineliyor, böyle bir tazminat ödenmesinin din görevlilerinin moral ve motivasyonunu artıracağını bir kez daha ifade ediyoruz.
Geçtiğimiz Pazar günü Samsun’da bir şahsın İl Müftülüğüne yönelik baltalı saldırısı gelişen İslamofo’ye örnektir. Herhangi bir nedenle bunalıma giren, bir kuruma, kişiye veya çözülememiş bir davası nedeniyle kızan, sinirlenen insanların din görevlilerine ve dini kurumlara saldırması büyüyen tehlikeyi gösteriyor. Eskiden bunalıma giren insanlar dini kurumlardan destek alırdı. Şimdilerdi ise ya din görevlilerine saldırıyor ya da dini kurumlara. Bu, büyük bir tehlikenin kapıya dayandığını gösteriyor.
Bu tehlike nasıl bertaraf edilir? Öncelikle her vatandaşa bir güvenlik görevlisi tahsis edilemeyeceğine göre, herkesin jandarması vicdanı olmalıdır. Bunun yolu eğitimdir. Din-Bir-Sen olarak önerimiz şudur; Diyanet İşleri Başkanlığının ödeneği var. Müftülüklerin koruması Özel Güvenlik marifetiyle ihale edilerek yapılabilir. Devlet tarafından, camilerin ve camii görevlilerinin korunması için her camiye bir güvenlik görevlisi görevlendirilebilir. Bu tehlikenin çözümü kolay ve açıktır. Diyanet İşleri Başkanlığı bu sorunu bir an önce çözüme kavuşturmalıdır. Aksi halde telafisi mümkün olmayan olayların yaşanması halinde hesabını kimse veremeyeceği gibi, vebalini de kimse taşıyamaz.”