EKSEN Eğitimci Kamu Çalışanları Genel Merkezi 18 Ocak 2014 tarihinde Kızılay/Ankara Güvenpark’ta Yüksek Öğretim Kurumlarında çalışan Akademik ve idari personelin hakları dile getirmek için basın açıklaması gerçekleştirmiştir.

BASIN AÇIKLAMASI

Ülkemizde akademisyenlerin maaş ve özlük hakları tatmin edici bir seviyeden oldukça uzaktadır. Özellikle, Araştırma görevliliği, okutmanlık, öğretim görevliliği, uzmanlık kadrolarını dolduran “öğretim elemanlarının ve yardımcı doçentlik kadrosunu dolduran” öğretim üyeleri’nin maaşları TUİK’in Temmuz 2013 tarihi itibariyle yoksulluk sınırı olarak ilan etmiş olduğu 2808,58 TL’nin altında kalmaktadır. Son 12 yılda maaşlarında hiç bir iyileştirme yapılmayan akademik personelin alım gücü enflasyon karşısında her yıl biraz daha azalmaktadır. Ayrıca “öğretim elemanları”,  kamuda ki neredeyse en düşük maaşları almaktadırlar. Hükümet 2011 yılında 666 sayılı KHK ile memur maaşlarında iyileştirmeye gitmiş ancak akademisyenleri yine dikkate almamıştır. Hükümet ile yapılan son toplu görüşmelerde de akademisyenler, yetkili sendika tarafından bariz bir şekilde ihmal edilmiş ve akademisyenlerin hakları kesinlikle korunmamıştır.

Kamuoyunda akademik personelin yüksek meblağlarda ders ücreti aldığı yönünde yanlış bir düşünce mevcuttur. Ancak araştırma görevlileri ve uzmanlar kesinlikle ders ücreti alamamaktadırlar. Diğer akademik personel dikkate alındığında ise özellikle büyük üniversitelerde veya öğrenci sayısı az olan bölümlerde akademik personel zorunlu ders yükünü dahi ancak doldurabilmektedir. Öncelikli görevi bilimsel çalışma yapmak olan akademik personel geçinebilmek için ders ücretlerine mahkûm edilmek istenmektedir.

Akademisyenlerin görevleri gereği tez ve bilimsel çalışmalar yapmaları gerekmektedir. Ancak bunlar ciddi masraflara sebep olmaktadır. Kongre, sempozyum gibi bilimsel toplantılara katılmak için bile akademisyenler masraflarını kendileri karşılamak zorundadırlar. Alım gücü düşük olan akademisyenler mesleklerini icra edebilmek için “üstüne para verir” duruma düşürülmüşlerdir.

Öğretim elemanları ve yardımcı doçentler sözleşmeli personel statüsündedirler. Bu durum üniversitelerde “iş yerinde ruhsal taciz” olarak adlandırılan “mobbing”e sebep olmaktadır. “Mobbing”den en çok zarar görenler ise araştırma görevlileridir.

Akademik personel kamuda ki pek çok memurun yararlandığı kolaylıklardan ve ayrıcalıklardan da yararlanamamaktadır. Pek çok memurun aksine eş durumundan atama, sosyal tesislerden faydalanmaları, mesleğine uygun askerlik yapma gibi noktalarda akademisyenler dikkate alınmamaktadırlar.

Söz konusu sıkıntıların giderilmesi akademisyenliğin tercih edilir ve saygın bir konuma getirilmesi için özlük haklarında ve maaşlarda ciddi iyileştirmelerin yapılması zaruridir.

Bu tespitlerden sonra EKSEN Eğitim-Sen olarak aşağıda belirtilen hususların acilen hayata geçirilmesi gerektiğini ifade ediyoruz:

Öğretim elemanlarının taban maaşı en az, Yüksek Öğretim Kurulu’nun işaret ettiği rakam olan 4012 TL olmalıdır. Ayrıca akademik personelin ders ücretlerinde de iyileştirme yapılmalıdır.

Araştırma görevlilerinin ikinci öğretim dersleri esnasında veya mesai saatleri dışında bölümlerinde hazır bulunmaları karşılığında almaları gereken mesai ya da nöbet ücretleri ödenmelidir.

Yüksek lisans, doktora eğitimi alan ya da bilimsel çalışma yapan öğretim elemanları desteklenmeli en azından çalışmalarını gerçekleştirebilmelerini sağlayacak maddi yardımlar yapılmalıdır. Üniversiteler kongre ve sempozyum gibi bilimsel aktivitelere katılan personeline en az 1000 TL  harcırah vermelidir.

Akademik personel emekli olduğunda üniversite ödeneği gibi kalemlerden mahrum bırakılmaktadır. Bu ödeneklerin emekli maaşlarına da yansıtılması gereklidir.

Ruhsal taciz(mobbing)’in önüne geçilmesi için yardımcı doçentlerle birlikte tüm öğretim elemanlarının kadroya geçirilmesi şarttır. Ayrıca “mobbing”e karşı caydırıcı tedbirler alınmalıdır.

Öğretim elemanlarına çalıştıkları üniversitelerde alanlarıyla ilgili yüksek lisans ve doktora programlarının bulunmaması halinde en yakından başlamak üzere başka üniversitelerin ilgili programlarına başvuruda bulunma hakkı yönetmelikle güvence altına alınmalı ve akademisyenin eğitimini aksatmaması için gerektiğinde eğitim aldığı üniversiteye geçici olarak görevlendirilmesi sağlanmalıdır.

Ailelerin bölünmemesi için akademisyenlere eş durumundan tayin hakkı verilmelidir.

Öğretmen, doktor, hakim ve bunlar gibi meslek gruplarına tanınan mesleklerini icra ederek askerlik görevlerini ifa etme hakkı akademisyenlere de tanınmalıdır. Bu yönde yapılacak bir düzenleme hem akademisyenliğin cazibesini artıracak hem de Doğu ve Güney doğu Anadolu bölgelerimizde açılmış olan ancak yeterli seviyede faaliyet gösteremeyen üniversitelerimizin akademisyen ihtiyacını karşılayabilecektir.

Akademik personel bir bütün olarak ele alınmalı sadece bir birime veya bir kadroya iyileştirme yapılmasının üniversite içinde çalışma barışını bozacağı dikkate alınmalıdır.

Ülkelerin gelişmişlik seviyelerini belirleyen önemli unsurlardan birisi de üniversitelerdir. Ülke yöneticilerimizin gelişmiş ülkelerde ki üniversite modellerini ve bilimselliği incelemesi ve ülkemizde ki akademik ortamın şartlarını buna göre iyileştirmesi zaruridir!

Eksen Eğitim-Sen olarak akademisyenlerin özlük haklarının iyileştirilmesi konusundaki taleplerimizi sürdürdüğümüzü belirtir ve Ak Parti’nin Kızılcahamam kampında, kurmaylarına akademisyenlerin özlük hakları ile ilgili çalışma talimatı veren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a ve akademisyenlerin özlük haklarının mutlaka iyileştirilmesi gerektiğini söyleyen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a, akademisyenlerin kendilerine verilen sözleri unutmadıklarını hatırlatırız.

 

ÜNİVERSİTE İDARİ PERSONELİN SORUNLARINADA ÇÖZÜM BEKLİYORUZ

Yüksek öğretim kurumlarında görev yapan idari personelin içinde bulunduğu durum akademik kadrodan da daha zor çalışma şartlarını içermektedir. Bu ağır şartların bir an önce düzeltilmesi gerekmetedir. Bu kapsamda aşağıdaki konular acilen çözüme kavuşturulmalıdır.

  Toplu Sözleşme Gereğince 98 sayılı İLO sözleşmesi göz önüne alınması Sosyal Denge Tazminatı ile Bayramlarda personele mali destekte bulunulması.

2911/12 sayılı kanunla üniversite akademik personele ödenmekte olan üniversite ödeneği ve kuruluş geliştirme ödeneğinin de idari personele de ödenerek eşitlik ilkesine bağdaştırılması.

ÖSYM ve AÖF sınavlarında akademik ve idari personelin eşitlik ilkelerine uygun şekilde görev verilmesi ve bunu kişilerin inisiyatifine bırakılmaması, bu kapsamda genel olarak YÖK’e müracaatla bir havuz oluşturulması ve merkezden görevlendirmelerin yapılması.

Görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarının personel ve kadro ihtiyaçları dikkate alınarak kurumlar tarafında her sene uygulanması.

Hizmet kalitesini artırmak için eğitimin düzenli hale getirilmesi akademik personele sağlanan yurtiçi ve yurtdışı eğitim olanaklarının idari personelde de sağlanması.

Kurumlar arası geçiş yapmak isteyen idari personele kolaylık sağlanması zorlamalardan kaçınılması. Kurumlarda oluşan açık kadroların öncelikle kurum içinden adil olarak karşılanması.

Üniversitede çalışan idari personelinde 2547 sayılı kanunun haklarından faydalanması.

                Hafta sonu tatilinin yıllık izinden çıkarılması. Mesailerin tekrar gelmesi ve belli bir kısma değil herkese unvana bakılmaksızın eşit dağıtılması.

 

YÜKSEK ÖĞRETİM KURUMLARINDA GÖREV YAPAN GÜVENLİK GÖREVLİLERİNİN SORUNLARI

Yüksek öğretim kurumlarında görev yapan güvenlik görevlileri diğer memur arkadaşlarımıza göre sanki üvey evlat muamelesine tabii tutulmaktadır. Bu durum akbul edilebilir değildir. Şöyle ki 657 yasaya haiz düz lise mezunu memur, kadro derecesi 5 in altına düşüyor ve 20 yılı dolunca yeşil pasaport ve diğer ek gelirlerden faydalanabiliyor, aynı özelliklerde 657’ sayılı yasaya tabi lise mezunu güvenlik görevlisi memur özlük hakları olarak, 20 yılı doldursa, yüksek okul mezunu olsa da kadro derecesi 5 in altına düşmüyor ve unvanlı kadro verilmiyor. Yeşil pasaport ve maddi olarak düz memurların faydalandıkları ücretlerden faydalanamıyor. Aynı yasaya tabi olmasına rağmen güvenlik görevlilerinin bu üvey evlat muamelesinden kurtulması gerekir, anayasanın eşitlik ilkesine aykırılık vardır, yasanın 657’ye tabi bütün devlet memurlarının özlük haklarının eşitlenmesi gerekmektedir. Yüksek öğretim kurumlarında çalışan güvenlik görevlilerinin bu nevi sorunları bir an önce halledilmelidir.

EKSEN EĞİTİMCİ KAMU ÇALIŞANLARI SENDİKASI GENEL MERKEZİ