En Ünlü Efsane Talihsiz Belha

NEVŞEHİR(MHA) İnsanoğlu kendi içinde yaşadığı ortamla ilgili doğal, dinsel ve tarihsel olaylara sebep-sonuç ilişkisi içerisinde cevap arar. Neticesinde varyantlar halinde gelişen toplumsal düşünce kalıpları oluşarak zaman içerisinde topluma mal olur. Sözü edilen düşünce kalıpları “Efsane” olarak adlandırılır. Nevşehir’de, efsane türünde çok sayıda ürün bulunmaktadır. Yeni gelişen oluşumlar içinde dahi efsane mantığı devam ederek, bu türde yeni, yeni ürünler halk tarafından anlatılmak suretiyle yaşatılmakta.

Talihsiz Belha: Belha Avanos’un Özkonak beldesine 10Km uzaklıkta küçük bir derenin suladığı mevkîdir. Bu derenin bulunduğu yer ile ilgili Belha efsanesi şöyle; Şimdi urumşa diye anılan bu bölgeye asırlar önce bir kabile gelmiştir. Reisleri zekî ve iyi bir idareci idi. Reisin çok güzel fakat talihsiz bir kızı varmış. Bu talihsiz kızın tek tesellisi tabiat idi. Ayazman’ın serin sularında yıkanır ve kendi kendine şarkılar söylermiş. İşte bu kızın adı Belha imiş. Yine bir gün, banyodan çıkmış ve elbisesini giymişti ki yanında bir erkeğin belirdiğini gördü. Erkek “Ziyaret Dağı’nın ardından geliyorum, oranın reisiyim. Günlerdir seni yıkanırken seyrediyorum, sana gönül verdim.” der. Belha önce kaçmak istese de zamanla birbirlerini severler. Güzel Belha’nın hayranları ise günden güne çoğaldığı için zekî baba kurnazca bir karar verir. Kızını alamayanların ilerde kendisine düşman olmamaları için; yok olmaları gerekmektedir. Sarayın önünde yapılacak cirit oyununda rakipler çarpışacak ve sağ kalabilen Belha’yı alacaktır. Mücadele sonunda, Ziyaret Dağı’nın reisi ile Aliyli Beyi karşı karşıya kalmıştır. Kız Ziyaret Dağı’nın reisine aşıktır. Ya karşısına Aliyli Beyi çıkarsa ne yapacaktır?… Son anda Aliyli Beyinin okunun sevgilisine saplandığını gören kız, büyük bir çığlık atarak kendini taraçadan okun üzerine atar. Ve oda aynı okun kurbanı olur.Bu duruma çok üzülen Belha’nın babası; “Onları sarayımın önündeki bahçeye beraber gömün” der. İki sevgiliyi ölüm bile ayıramamıştır.

Amaz Köyünün Göçü: Amaz, Ürgüp’ün iki köyü olan Yeşilöz ve Taşkınpaşa köyleri sınırında bulunan bir mevkiinin adıdır. Burada kayadan oyma harabeler bulunmaktadır. Burada önceden yaşamış insanlarla ilgili efsane şu şekilde anlatılmaktadır. Geçmiş dönemde o mevkide, Amaz köylüleri yaşarmış. Bunlar oldukça fakir bir hayat sürerlermiş. O zamanlar komşu köy olan Damsa (Taşkınpaşa) Köyü zengin köyü imiş. Birde beyleri varmış. Bu bey Damsa’ya sürekli büyük binalar yaptırırmış. Yalnız bunların inşaatında, Amaz köylülerini zorla çalıştırır haklarını vermezmiş. Bu köylüler Damsadaki inşaatlarda çalışmaktan kendi işlerine bakamaz olmuşlar ve daha da fakirleşmişler. Kendilerine yapılan bu denli haksızlığa daha fazla tahammül edemeyen Amaz köylüleri oradan göç etmeye karar vermişler. Akşamdan göç hazırlıklarına başlarlar. Sabah yola çıkarken de canlı bir tavuğun tüylerini yolarak bir kalburun altına koyarlar. Damsalılara “Sizde Bizi Bu Tavuk Gibi Yoldunuz” demek isterler. Sabah Amaz köylülerini işe götürmek için gelen Damsa Beyi, kalburun altındaki yolunmuş tavuğu görünce yaptığı işin yanlış olduğunu anlar ama iş işten geçmiştir. Oradan göç eden insanlar Şam’a kadar giderler orada Amaz isminde bir mahalle kurarlar.