İslam dini, cemaatle namaz kılmaya çok önem veriyor. Resûl-i Ekrem Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) birçok hadis-i şerifinde ümmetini cemaatle namaz kılmaya teşvik ediyor; cemaatle kılınan namazın, tek başına eda edilenden yirmi yedi derece daha faziletli olduğunu ifade ediyor. Cemaate namaz kıldırma görevini üstlenen imamın mesuliyeti, bunun karşılığında fazileti ise çok daha fazla. Kâinatın Efendisi (sallallahu aleyhi ve sellem) ‘Mecmau’z-Zevaid’de rivayet edilen bir hadisinde şöyle buyuruyor: “Bir topluluğa-cemaate imamlık yapan kimse Allah’tan korksun. Allah’a karşı gelmekten sakınsın ve kendisinin sorumlu olduğu bir görevi üstlendiğini bilsin. Öyle ki; eğer bu görevini güzelce yerine getirirse, arkasında namaz kılanların, sevaplarından hiçbir şey eksilmeksizin, kazandıkları sevabın bir mislini kazanır. Eğer görevinde noksanlık yaparsa, bu noksanlık kendisine ait olur.”

Hadis-i şeriften de anlaşılacağı üzere, bu sevabı elde etmek isteyen kişinin, belirli nitelikler taşıması gerekiyor. İslam fıkhında en ince ayrıntısıyla belirlenen bu kriterlerin başında, namaz kıldıracak insanın büluğ çağına erişmiş olması geliyor. Çocukların arkasında yetişkinlerin namaz kılması dinimizce mahzurlu.

Kur’an’ı en güzel tilavet eden öne geçmeli

Cemaatle kılınan namazda, kendisine uyulan zata ‘imam’, bu zatın görevine de ‘imamet’ adı veriliyor. İmam olmanın sorumluluğu çok büyük. Bu sorumluluğu alabilecek kişiyi Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) Müslim’de rivayet edilen bir hadis-i şeriflerinde şöyle tanımlıyor: “Kur’an-ı Kerim’i en iyi okuyan imam olsun, bunda eşit olunca, sünneti (İslamiyet’in hükümlerini) en iyi bilen imam olsun, bunda da eşit olursa, en yaşlı olan imam olsun!”

Cemaate önderlik edecek kişinin namaz hükümlerini en iyi bilip Kur’an’ı daha güzel okuyanlar arasından seçilmesi gerekiyor. İmamlık yapabilmek için namaz sahih olacak kadar Kur’an’ı ezbere okuyabilmek (kıraat) şart olduğu gibi, tercihen sesinin güzel olması da gerekli kaidelerden. İmam, cemaat ile Allah (cc) arasında bir köprü vazifesi görür. Bu nedenle namazı kıldıracak kişinin maddî ve mânevî temizliğine, giyimine son derece dikkat etmesi, her hâliyle cemaatten üstün bir seviyede olması elzem. Dolayısıyla namaz kıldıracak şahıs seçilirken, ahlâkı üstün, insanlar arasında itibarı fazla olan tercih edilmeli.

Namazı kıldıracak kişinin belirlenmesinde akıllara takılan bir diğer konu da sağlık meselesi. Namazı kıldırmak için özürlü olmamak ve namazın sıhhat şartlarından birini yitirmiş olmamak gerekiyor. Yani namazın farz olan rükünlerini tam olarak yerine getiremeyen engelli bir kişi engelsiz kişiye imamlık yapamaz. Âmânın imamlığı sahihtir. Ama ondan daha ehil kimse varsa, onun imamlığa geçirilmesi tenzihen mekruh olur.

‘Siz buyurun hocam’

Günümüzde hemen hemen her caminin görevli bir imamı var. Ancak ev ve benzeri ortamlarda cemaatle namaz kılınacaksa, tercihen evin sahibi veya onun izin verdiği kişi imam olarak seçilir. Bir grup arkadaş, uzun bir aradan sonra hasret gidermek ve eski günleri yâd etmek adına bir araya gelir. Buluşma yeri olarak kendi aralarında birinin evini seçerler. Konu konuyu açmış, muhabbet koyulaşmış, yatsı namazı vakti gelip çatmıştır. Abdest alma faslı bittikten sonra herkes cemaat safına geçip birbirine namaz kıldırmayı teklif eder. Herkes birbirine bakarak “Siz buyurun hocam!”, “Yok. Hocam siz buyurun!”, “Olmaz hocam olur mu öyle şey” gibi tevazu ifadelerini dillendirir. Neticede gönüllü bir arkadaş imamete geçer, teklifler son bulur. Namazını cemaatle kılmaya hassasiyet gösterenlere tanıdık gelir bu manzara. Oysa cemaate imamlık yapacak kişinin özelliklerini dinimiz en ince ayrıntısına kadar ortaya koyduğu için bu tartışmalara hiç gerek yok.

Bununla birlikte bulunduğumuz ortamda her zaman aynı mezhepten insanlar olmayabilir. Böyle bir durumda farklı mezhepte olanların birbirlerinin arkasında namaza durmalarında dinimizce bir mahzur yok. Mesela Hanefî mezhebinden olan biri Şafiî mezhebinden olan kişinin arkasında namaz kılabilir. Fakat hangi mezhepten olursa olsun imamın diğer mezhepteki cemaatin abdestini bozacak unsurlardan kaçınması şart. Örneğin bir Şafiî, Hanefilere imam olacaksa kendi mezhebinde mahzuru olmayan ama Hanefî mezhebinde abdesti bozan durumlardan kaçınmalı. Bu durum tersi için de geçerli.

Kadınlar cemaat halinde nasıl namaz kılar?

İmamlık mevzuundaki önemli kriterlerden bir tanesi de imamın erkek olması. Zira kadın, erkeklere imam olamaz. Bununla birlikte kadınlar kendi aralarında namaz kılmak istediklerinde içlerinden biri imamlık yapabilir. Ancak, bu durum bazı âlimlere göre mekruh. Kadınlar kendi aralarında namaz kılacak olursa, imam olacak kadın ilk safta aralarında durur, onların önüne geçmez. Kadının öne geçip namaz kıldırması mekruhtur. Aynı şekilde cenaze namazı kılınacaksa ve ortamda sadece kadınlar bulunuyorsa, içlerinden biri imam olup cenaze namazını kıldırabilir.

İbni Âbidin’e göre imamlıkta tercih sebepleri:

*Sünnet-i seniyyeyi en iyi bilen

*Kur’an-ı Kerim’i tecvidi ile en iyi okuyan

*Takvası daha çok olan

*En yaşlı olan

*Huyu güzel olan, insanlarla en iyi geçinen

*Yüzü en güzel olan, yani en çok teheccüt namazı kılan

*Nesebi (soy) en şerefli olan

*Sesi en güzel olan

*Elbisesi daha temiz ve güzel olan

*Malı, mevkii çok olan, itibarı daha fazla olan

*Bunlar da benziyor ise, mukim (asıl vatan sahibi) misafire imam olur

*Şayet bunlardan birisi seçilmezse, çoğunluğun seçtiği imam olur

*Çoğunluk da seçmezse, kura çekilir.

FEHMİ UR-ZAMAN