Nevşehir SMMM Odası Başkanı Oruç IRMAK, İstiklal Marşının kabulünün 93. yıldönümü münasebetiyle basın açıklaması yaptı.

            Irmak açıklamasında, “İstiklal Marşı, bundan 93 yıl önce TBMM'de kabul edildi. İstiklal Marşı, Türk Milletinin var olma ya da yok olma mücadelesi yaşamak zorunda kaldığı zamanların destanıdır. Milletin aklında ve kalbinde yaşayan değerlerle milli mücadelede başarıya ulaşılmıştır.

            İstiklal Marşı, imkânsız gibi görünenin başarıldığı zamanlarda yazılmış bir destandır. İdeallerimizin ve mirasımızın temellerinin ve özünün dile gelmiş halidir. Adanmışlığın ve kahramanlığın edebî ve ebedi anıtıdır.

            Akif’ in ifadesi ile “Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın” diyerek, Vatan şairimiz Mehmet Akif Ersoy’ u ve İstiklal Savaşı'nın tüm kahramanlarını rahmetle ve minnetle anıyoruz.” dedi.


Ürgüp Ülkü Ocağı Başkanı Oytun Akyol’un ‘’12 Mart İstiklal Marşı’nın Kabulu’’ ile ilgili yaptığı yazılı basın açıklaması;

İstiklal Marşımızın TBMM’de Milli Marş olarak kabul edilmesinin üzerinden 93 yıl geçmiştir.

İmkansızlığın İman ile birleştiği bir dönemde, Türk Milleti’nin ruhunu, heyecanını, inancını, kararlılığını ve vatan sevgisini en anlamlı ve vurgulu ifadelerle dile getiren İstiklal Marşımız; aziz milletimizin gönlünde gerçek anlamını bulmuş, önce kurtuluş dönemi sonra Cumhuriyet ile birlikte Türkiye’nin yükselme ruhunu temsil etmiştir.

İstiklal Marşımızın yazarı olan Mehmet Akif Ersoy sadece büyük bir şair değil, aynı zamanda kendini, milletinin, vatanının istiklal ve istikbal mücadelesine adamış önemli bir şahsiyettir.

Bu vesileyle Türk milletinin bağımsızlığı için şehadet şerbetini içen kutlu atalarımız başta olmak üzere; gazilerimize ve bu mukaddes mısraları bize armağan eden Mehmet Akif Ersoy’u rahmet ve minnetle yâd ediyoruz.

Vatanımızda son “ocak” kalıncaya dek İstiklâl Marşı’mız Ülkücü Türk gençliği tarafından coşkuyla söylenecek ve diğer kutsallarımız gibi yaşatılacaktır. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmamalıdır diyor ve Mehmet Akif’in sözlerini bir kez daha hatırlatmak istiyorum.

Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet,
Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklâl!


 Varlığımızın En Önemli Sembolü; İstiklal Marşı

Aziz vatanımız tarihten yok edilme niyetlerine konu edilmişken, Necip milletimizin kahramanca mücadelesi neticesinde Kurtuluş Savaşı kazanılarak, Türkün hürriyet ve bağımsızlığa aşkı, vatan topraklarını savunmada üstün cesaret ve fedakarlığı tüm dünyaya bir kez daha ilan edilmiştir.
Aziz milletimizin hürriyet ve bağımsızlığın kazanılması yolunda gösterdiği azim ve gayretin, şanlı bir mücadele sonunda elde edilen emsalsiz zaferin, yürekten bir sesle tüm dünyaya duyurulması, tüm mazlum milletlere örnek bir şekilde ifadesi, ay yıldızlı bayrağımızın göklerde özgürce dalgalanışına eşlik etmek üzere, Milli Marş ihtiyacı duyulmuştu…...................

Milletimizin kahramanlık, bağımsızlık ve hürriyet aşkını en yüce duygularla ifade ettiği bu muhteşem eserinin her satırında, şehit kanlarıyla ıslanmış vatan toprakları ve bağımsızlığımızın korunması konusunda Yüce Milletimizin tarihten gelen yüksek irade, azim ve kararlılığına olan inancını belirtmiştir.
İstiklal Marşını, bu vatanı ve bayrağı bizlere bırakarak bağımsız ve hür yaşamamızda vesile olan Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy, Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına, vatanımızın bölünmez bütünlüğü uğrunda en değerli varlığını adayan tüm şehit ve gazilerimizi rahmet, minnet ve saygıyla anarım. İstiklal Marşımızın ortaya çıkışını, anlam ve manasının anlaşılması dileği ile………………..

                              Saygılarımla                

  Yrd. Doç. Dr. Özden Taşğın   

Nevşehir Öğrenci ve Gençlik Derneği (NÖGED)

Yönetim Kurulu Adına

İSTİKLAL MARŞIMIZ VE MİLLİ ŞAİRİMİZ MEHMET AKİF ERSOY

Bugün 12 Mart, İstiklale giden yolda önemli bir dönüm noktası. TBMM önderliğinde Kurtuluş Savaşını veren Türk halkı bir yandan da yeni devletin, uluslaşmanın temellerini adım adım atmaktadır. Bu zorlu yolda gerek meclisi gerek halkımızı motive edecek birleştirecek çok önemli bir unsur olarak kabul edilmiştir “İstiklal Marşı”. Bundan 93 yıl önce 12 Mart 1921 günü güftesi milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy tarafından yazılan marş “İstiklal Marşı” olarak kabul edilmiştir. Büyük bir vatansever olan Mehmet Akif Ersoy, marşın güftesini ordumuza hitaben kaleme almış ve Türk ulusuna armağan etmiştir. Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk bir konuşmasında büyük şairi vatansever, inanmış ve samimi olarak tanımlayarak ona verdiği değeri göstermiştir.

Savaş yıllarında Burdur Mebusu da olan Mehmet Akif Ersoy, çeşitli illerdeki camilerde verdiği vaazlarla halkımızı aydınlatma görevini tam olarak yerine getirmiştir. Milli duyguların yeşermesinde halkımızın emperyalizm karşısında bir olmasında onun emekleri inkar edilemez.

Bu nedenlerle “Vatanseverliğe, İnanmışlığa ve Samimiyete adanmış bir yaşam” olan, “Korkma Sönmez Bu Şafaklarda Yüzen Al sancak” diye başlayan ve her satırı adeta gizemli bir şekilde ruhumuza ve bedenimize hitap eden İstiklal Marşımızı bizlere armağan ettiği için büyük şair Mehmet Akif Ersoy’u minnet ve şükranla anıyoruz.

İstiklal Marşı; esaretten kurtulan, küllerinden yeniden doğan bir milletin marşıdır. İstiklal Marşı, emperyalizme karşı verdiği destansı kurtuluş mücadelesi ile mazlum devletlere örnek olmuş bir devletin Türkiye Cumhuriyeti Devletinin marşıdır.

                                   Mustafa MALKOÇ

                                                  NEVŞEHİR EĞİTİMİŞ  İL BAŞKANI
 MEHMET AKİF'TEN BİR HATIRA


Baytar mektebindeyken, sınıf arkadaşı Hasan Efendiyle Akif o kadar dosttu ki birbirlerine söz veriyorlardı, ileride çoluk çocuk sahibi olurlarsa ölenin çocuklarına kalan bakacaktı. Bunu bana anlattığı sıralarda Akif genç ve Hasan Efendi, yaşlı olmakla beraber dinçti: Baytar mektebindeki bu fazilet mukavelesinin tatbikine çok vakit vardı. İçimden güldüm. Kendi kendime düşünüyordum: Mektepteyken insanlar, umumen, seciye kahramanıdırlar fakat yaş ilerleyip de insan hayata karışınca... Akif:
- Ne düşünüyorsun? Dedi.
- Hiç. Dedim.

Aradan yıllar geçti. Meşrutiyette, Baytar Müdüriumumîsi Abdullah'ı, Ziraat Nazırı, derecesini indirerek başka yere kaydırdı. Akif, onun muaviniydi; öfkeleniyordu: Abdullah Bey Mon Pelye'de ziraat okumuştu. Ona karşı bu haksızlık reva mıydı? Bu öfke o kadar fazilet: Erdem, mukavele: Sözleşme, umumen: Bütünüyle, seci-ye: Karakter, Müdüriumumi: Genel Müdür şiddetliydi ki, anlıyordum, kendine ait olmayan bu haksızlıktan Akif kendi aleyhine bir netice çıkaracaktı. Nasıl ki, ertesi gün, Ziraat Nezaretindekî memuriyetinden istifa etti.

Beylerbeyi'ndeki evinde kendi yağı ile kavruluyordu. O sırada, ona, her cuma, sabahtan gidiyordum: Kitap okuyorduk. Sabahtan gittiğim için de öğle yemeklerine ondaydım. îstifadan sonra mazeretler bularak yemeklerden sonra gitmeye başladım: Evin ıstırabı o derece belliydi.
Bir cuma Akif'in evinde sekiz çocuk buldum. Teker teker çok sevimli olan çocuklar bir araya gelince ne manzara alırlar malûmdur. Evde sekiz kişilik bir kıyamet kopuyordu. Akif'in beş çocuğuna katılan bu üç çocuğun komşudan gelmiş ufak misafirler olduğunu zannettim ve ertesi cuma bu çocuk gürültüsüyle artık karşılaşmam sandım. Fakat her cuma sekiz çocukla sofada aynı kıyamet kopuyordu. Akif de buna katlanıyordu. Bu üç çocuğun gelişi, Akif'in çocuklarına da fazla hürriyet vermişti.

Bir cuma, sofada, çocuklardan birinin yanağını hıncımdan çimdikler gibi sıkarak, Akif e sordum:
- Kim bu yavrular?
Akif cevap vermedi.
Odaya girince, bu üç ıstırabını, bu misafir çocuklarını Akif’le takılarak tebrik ettim. Akif in yüzü değişti:
- Misafir çocukları değil, benîm çocuklarım! Dedi.
Üç beş haftada üç çocuğu nasıl olurdu?
- Hasan Efendi öldü de..Dedi; ve bu çocuklar, kim evvel ölürse hayatta olanın bakacağı çocuklardı, rahmetli Hasan Efendinin çocukları. Fakat Akif bu çocuklardan daha güzeldi: Mektepte verdiği sözü halâ unutmayan bir çocuk.

Söz Namustur!
Bizden de sana bir namus sözü; Ne seni unuturuz, ne İstiklal Marşımızı Mekanın cennet olsun.

RABBİM bu millet’e bir daha istiklal marşı yazdırmasın…

 

YUNUS KAYMAK

AVANOS SAADET PARTİSİ BELEDİYE MECLİS  ADAYI