"Alperenler isyanda! Ey Destici sen Yazıcıoğlu değilsin!" diyerek BBP Genel Başkanı Destici'yi takmadıklarını ve takmayacaklarını açıkca dile getirdiler...


PARTİ TABANINDA KARARA BÜYÜK TEPKİ VAR

Büyük Birlik Partisi genel istişaresinden İhsanoğlu isminin çıkmasının asla söz konusu olmayacağını belirten Gündoğdu, partinin tabanında karara büyük tepki olduğunu ve bu tepkinin gün geçtikçe artacağını da aktardı.

Gündoğdu, kendisi gibi düşünen parti kurucusu, başkanlık divanı üyesi, MKYK üyesi, il başkanı, ilçe başkanı ve eski yöneticilerle istişare içinde olduklarını açıkladı, en  kısa sürede geniş katılımlı bir deklarasyon yayınlayacaklarını da duyurdu.

İŞTE GÜNDOĞDU'NUN BBP PARTİ YÖNETİMİNİ TOPA TUTTUĞU AÇIKLAMALARI

Gündoğdu'nun açıklaması şöyleydi: "Büyük Birlik Partisi, 21 yıllık siyasi hayatında ilkeli, dürüst, itibarlı ve idealist siyasetin adresi olarak milletimizin gönlünde müstesna bir makama sahiptir. Partimiz; sivil, demokrat, milliyetçi, maneviyatçı ve yerli bir hareket olarak her zaman ülke çıkarları söz konusu olunca parti çıkarlarını geri plana atarak milletimizin kahır ekseriyetinin takdirini kazanmıştır.

"BU KARAR PARTİ TABANININ KARARI OLAMAZ"

Bilindiği gibi önceki gün BBP Genel  Merkezi  tarafından  cumhurbaşkanlığı seçiminde Ekmeleddin İhsanoğlu’nun desteklenmesi kararı açıklanmıştır. Bu kararın partimizin 21 yıllık siyasi tarihindeki duruşuna  tam ters bir karar olduğunu, geçmiş dönemlerde  alınan kararlara bakıldığında görebiliriz. İhsanoğlu ismi istişare sonucu gibi gösterilse de esasında  bu kararın alınmasında divan üyelerinin etkili olduğu bilinmektedir.  Geçmişi, siyasi duruşu, dahil olduğu konsept gereği Büyük Birlik Partisi genel istişaresinden İhsanoğlu isminin çıkması asla söz konusu olamaz. Zaten kararı duyan toplumun ekseriyeti gibi parti tabanının da tepkileri gün geçtikçe artarak devam edecektir.

MERHUM MUHSİN YAZICIOĞLU'NUN ÇİZGİSİ

Büyük Birlik Partisi’nin  MHP’den ayrılış gerekçelerinin  en önemli sebeplerden biri olan o günkü SHP ve DYP Hükümetine Rahmetli Alparslan Türkeş’in  destek vermesi idi. O günden sonra  yaşanan olaylar Şehit  Muhsin Yazıcıoğlu'nun  desteklememesinin ve ayrılmasının haklılığını ortaya koymuştur.  Hatırlarsak  o gün SHP Hükümeti adına bakanlık yapan bir kişinin açıklamalarında “SGK’ya  Dev-sol militanlarını almasına tepki olunca "ne yani Ülkücüleri mi alsaydım?" demesiyle ve yaptıkları icraatlarla o gün haklılığımız ortaya çıkmıştı. Bu gün ne değişti de CHP ve MHP’nin  ortaya attığı ihsanoğlu’nun yanında yer alıyoruz. Bu duruşun siyasi ve ahlaki sonuçlarına başta  Sayın Genel  Başkan  olmak üzere mevcut yönetim elbette katlanacaktır. Bunu da özellikle belirtmek isterim.

"İHSANOĞLU KÜRESEL BİR PROJEDİR"

Ekmeleddin İhsanoğlu CHP’nin önderliğini yürüttüğü küresel bir projedir. Ekmeleddin İhsanoğlu cumhurbaşkanı olursa İsrail, ABD, Suudi Arabistan ile birçok Avrupa ülkesinin çok mutlu olacağı aşikâr iken BBP’nin böyle bir ismin arkasında durması asla söz konusu olamaz. Kurucu Genel Başkanımız merhum Muhsin Yazıcıoğlu, hayatının hiçbir döneminde CHP’nin değil  kıyısından, köşesinden bile  içinde olduğu hiçbir projeye destek vermemiştir. Mevcut yönetimin BBP’deki geçmişleri ve dolayısıyla hafızaları yetersiz olduğu için bazı konuları hatırlatmakta fayda var. Yazıcıoğlu’nun MHP’den ayrılarak BBP’yi kurmasına vesile olan bir diğer olay ise DYP-SHP Hükümetine Çekiç Güç oylamasında destek olunmasının istenmesidir. Çekiç Güç’ü küresel güçlerin bir dayatması olarak gören Yazıcıoğlu, buna destek vermesinin kendisini ve davasını inkâr anlamına geleceğini söylemiştir.  Şimdi küresel güçlerin süslü ve renkli Ekmeleddin hapı da ülkenin ve milletin faydasına olmayacak bir projedir ve bu projenin yürütücüsü de CHP’dir. Muhsin Yazıcıoğlu’nun partisi nasıl böyle bir projeye geçit verebilir, nasıl böyle bir aymazlık ve zillet içine düşebilir? 

BBP, VESAYETÇİ EMİR ERLERİNİN YANINDA KONUMLANMIŞTIR

Muhsin Yazıcıoğlu her zaman küresel güçlere, medya baronlarına, her türlü vesayet güçlerine karşı hep dik durmuş, doğru söylemiş, düz yürümüştür. Bedeli canı bile olsa ilkelerinden ve davasından asla taviz vermemiştir. Şimdiki yönetimin BBP’yi dahil ettikleri siyasi konsept darbelerden, vesayetten, dış güçlerden medet uman eski Türkiye’nin çarklarıdır. BBP; milli iradenin, demokrasinin, sivil ve yerli bir anlayışın savunucusu olacak yerde Erdoğan düşmanlığı ortak paydasında ip gibi dizilmiş emir erlerinin yanında konumlanıyor. Parti yönetiminin, aklı başında hiçbir BBP’liyi bu konseptle ortak hareket etme noktasında ikna etmesi mümkün değildir. Bu konsepti bir araya getiren güçler zaten bu milletin de devletin de bir adım ileri gitmesini istemeyen, hep müstemleke gibi yaşamasını isteyen kirli ve karanlık odaklardır. Bu konseptin siyasi hesaplarına gelince. Ekmeleddin İhsanoğlu ismini aday yapan CHP ve MHP genel başkanlarının hesabı genel başkanlıklarını koruma üzerine kuruludur. Bizzat kendileri veya partilerinden daha tanınan, bilinen, ehil isimler varken Ekmeleddin İhsanoğlu isminde uzlaşmışlardır. Partilerinden bir ismin sıyrılarak kendilerine rakip olmasını da engellemişlerdir. Oy oranı küçük partiler de 2015’te yapılacak genel seçimlere yönelik siyasi rüşvetlerle konsepte dolgu malzemesi olarak dahil edilerek büyük uzlaşma görüntüsü verilmeye çalışılmıştır. Gerek kamuoyu yoklamaları gerekse ortadaki performans çatı adayın bir balon olduğunu net bir şekilde ortaya koymuştur. Ekmeleddin İhsanoğlu ismi üç yıl önce ortaya bir proje olarak atılmış milletin çatı adayı değil küresel çetenin adayıdır.

İşte hayatı büyük oyunları bozmakla geçmiş Muhsin Yazıcıoğlu’nun Türk siyasetindeki  duruşuna bir bakalım. 1996 yılında ANAP’la ittifak yaparak meclise girmesiyle ve o günkü ANAP Genel Başkanı’na karşı olmasının yanında tehditlere aldırmayarak REFAH-YOL Hükümeti’nin kurulmasına destek olmuş ve  milletten yana tavır almıştır. 1997 yılında REFAH-YOL Hükümeti’ne karşı  yapılan 28 Şubat Darbesi’nde ‘Namlusunu Millete dönen tanka selam durmam’ diyerek tarihe not düşmesi ile, 2007 yılı Nisan ayında  ülkenin cumhurbaşkanının milletin evlatlarından  -hanımının başı kapalı olduğu için istenmeyen  ve o gün  e-Muhtıra yayınlayanlara en sert bildiri ile cevap vererek  2007 yılında cumhurbaşkanlığı seçimlerinde meclisteki diğer partiler boncuk gibi bir safta yer alırken- bugünkü Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül‘ü destekleyeceğini açıklamıştı. O gün milletin karşısında duran DYP ve ANAP bugün millet tarafından siyasi parti mezarlığına atılmıştır. 2010 Referandum sürecinde o günkü Genel Başkanımız olan Sayın Yalçın Topçu da önceki süreçlerde olduğu gibi milletin yanında durmuş ve Türkiye’deki en önemli vesayetin kaldırılmasında katkı sunmuştur.

"BUGÜN MUHSİN YAZICIOĞLU'NUN ŞAHSI MANEVİSİNE KAST EDİLİYOR"

Büyük Birlik Partisi bu güne kadar milletin çoğunluğunun ve muhafazakar seçmenin yanında durmuştur. Kurulduğu günden itibaren her kademesinde görev aldığım, Ordu Ocak Başkanlığı, Karadeniz Bölge Ocak  Başkanlığı, MKYK Üyeliği, Karadeniz Bölge Teşkilat Koordinasyon  Başkanlığı, Rahmetli Şehit  Genel Başkanımız Muhsin Yazıcıoğlu’nun  Genel  Başkan Yardımcılığı, sonrasında tekrar Genel Başkan Yardımcılığı ve Genel  Sekreterlik  görevi yaptığım partimin almış olduğu bu kararın milletin menfaatine olmadığını düşünüyorum. Bu kararla partimiz millet milliyetçiliğinden ayrılmış bu konseptle ulusal bir CHP-MHP  milliyetçiliğine kaymıştır. Şimdi ise tam tersi bir duruş sergilemiş tabanını ve partiyi var eden seçmen kitlesinin tam karşısında bir duruş sergileyerek kendi tabanını ve partiye sempati ile bakanları yaralamıştır. Yazıcıoğlu hiçbir zaman hesap adamı olmadı. Arkasını bilmediği, önünü görmediği hiçbir güçle bir araya gelmedi. Her zaman sadece "millet" dedi.

Muhsin Yazıcıoğlu’nun 29 Mart 2009’da kendi canına bugün de şahsi manevisine kast edilmiştir. Sürecin dikkatle takip edildiği birileri tarafından özellikle bilinmelidir ve şayet ince ince hesaplarla bir konuma geleceklerini düşünenler varsa bunun hesabını BBP tabanına vermekten asla kurtulamazlar.

Benim gibi düşünen parti kurucusu, başkanlık divanı üyesi, MKYK üyesi, il başkanı, ilçe başkanı, eski yöneticiler gibi dava arkadaşlarımızla birlikte istişare içindeyiz. En kısa zamanda geniş katılımla bir deklarasyon yayınlayacağız.  Her türlü tepkimizi göstereceğiz."