MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak, "Bugün, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin, ülkemizde bir kriz sebebi olacağına hiç ihtimal vermiyoruz" dedi.


 Cumhurbaşkanlığı seçim süreci için, CHP Genel Başkanı Kemal KILIÇDAROĞLU'nun, genel merkezlerini ziyaretinde görüşlerini paylaştığını ve kendilerinin de kanaatlerini aktardıklarını kaydeden Olpak, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesinin doğru bir yöntem olduğunu düşündüklerini ve bunun tekrar tartışmaya açılmasını doğru bulmadıklarını ifade etti.

Cumhurbaşkanını halkın seçtiği bir sistemin 7 yıl önce tüm yönleriyle tartışıldıktan sonra halka gidildiğini, milletin tercihini yaptığını ve buna saygı duyulması gerektiğine işaret eden Olpak, şöyle devam etti:

"Unutmayalım ki 7 yıl önceki 367 garabetinde, zorlama bir Anayasa yorumu ile kurallara göre değil, kişiye bağlı bir tutum sergilenmiş, buna bir cevap niteliğinde olan referandumda da halkın iradesi ortaya çıkmıştır. Bugün, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin, ülkemizde bir kriz sebebi olacağına hiç ihtimal vermiyoruz. Ama Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinden sonra Türkiye'nin önündeki bir başka önemli gündem maddesi olduğunu düşünüyoruz. Türkiye'nin mevcut parlamenter sisteminin, günümüzün insan odaklı dünyasındaki kuvvetler ayrılığı sisteminden çok, kuvvetler kargaşası şeklinde tasarlandığını ve bu şekilde uygulandığını görüyoruz. Parlamento denetiminden, yargı sistemimizdeki gerek yetki, gerekse hız ve adalet odaklı çarpıklıkları gidermeye kadar bir dizi konu, yeniden değerlendirilmeli ve insan odaklı, güncel ve yeni bir sistem, hızla uygulamaya alınmalıdır. Bu yeni sistemin adı her ne ise onu ifade etmekten ve uygulamaktan kaçınmanın, sorunlarımızı ötelemekten ve ülkemizin geleceğinin önünü kapatmaktan başka bir şey olmayacağı kanaatindeyiz."

Ülkemiz 18 çeyrektir aralıksız büyüyor"

2013'de ekonomik, sosyal ve siyasal alanlarda birçok gelişmenin yaşandığını anımsatan Olpak, IMF ile biten borç ilişkisi, yatırımların ayağa kalkması ve yıllar sonra ilk defa Türkiye'nin kredi notunun yatırım yapılabilir seviyeye çıkarılmasının, ilk akla gelen gelişmeler olduğunu belirtti.

Bu gelişmelerin 2013'ün sadece ilk yarısı için geçerli olmadığını ama ikinci yarıda daha çok siyasetin gündem oluşturduğu bir dönemin yaşandığını kaydeden Olpak, "Gezi ile başlayan ve 17 Aralık ile devam eden süreçte borsa endeksi, Mayıs 2013'te 93 binin üzerine çıkarak rekor kırmışken, yılı yüzde 27 kayıpla kapattı  Bu olumsuz koşullara rağmen, Türkiye ekonomisi 2013 yılında yüzde 4 büyüyerek hedefine ulaştı. Küresel krizin etkilerinden kurtulmaya çalışan Avrupa bölgesinde yüzde 0,5'lik büyüme gerçekleşirken, Türkiye, 2013 yılında OECD ülkeleri içerisinde en yüksek büyüyen ülke olmuştur" dedi.

"Merkez Bankasından, faiz indirimi konusunda daha cesaretli adımlar bekliyoruz"

2014 yılına da felaket senaryoları çizilerek girildiğini, pek çok kurumun nin 2014 büyüme tahminlerini aşağı yönlü revize ettiğini ifade eden Olpak şöyle devam etti:

"Biz ise ısrarla, elimizdeki rakamların hiç birinin Türkiye'nin büyümesini aşağı yönlü revize etmeyi gerektirmediğini ifade ettik. Bugün açıklanan, aslında bizim birazcık daha yukarıda bile beklediğimiz ilk çeyrek büyüme rakamları, bizim ne kadar haklı olduğumuzu ortaya çıkardı. 2014 yılının ilk çeyreğinde yüzde 4,3 büyüme performansı ile ülkemiz 18 çeyrektir aralıksız büyümesine devam etmiştir. Büyümenin kompozisyonuna baktığımızda, 4'üncü çeyrekte de yurt içi tüketim yavaşlamasına rağmen, yıllık bazda yüzde 2,9 artış ile son 5 çeyrektir Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'ya pozitif etkisini sürdürüyor. Devletin nihai tüketim harcamalarından, mal ve hizmet harcamaları kaleminin, ilk çeyrekte yüzde 12,7 arttığını görüyoruz. Yine birinci çeyrekte, kamu sektörü yatırım harcamaları, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 4,1 arttı. Kısaca ilk çeyrek performansını göz önünde bulundurarak, ekonomi yönetimimiz iç pazarı daraltma gibi bir karar almazsa, geçen yıldan daha düşük bir büyüme beklemiyoruz. Bununla birlikte, yatırımların artması gerekiyor. Bu ise doğrudan yatırım maliyetleri yani faizlerin düşmesiyle mümkün."

Bu nedenle Merkez Bankası'nın "faizleri düşürür gibi yapmasını" memnuniyetle karşıladıklarını kaydeden Olpak, "Fakat 50 baz puanlık indirimi yetersiz gördüğümüzü de tekrar ifade etmek isterim. Bugün açıklanan ve aslında daha iyi de olabilecek büyüme rakamları düşünüldüğünde, enflasyonun düşmeye başlayacağı, ülke risk primlerinin 17 Aralık öncesine döndüğü, döviz kurlarında istikrarın sağlandığı bir ekonomide, Merkez Bankasından, faiz indirimi konusunda daha cesaretli adımlar bekliyoruz" diye konuştu. 

"Geleceğe daha güvenle bakıyoruz"

 Ülkenin işadamlarından beklentisinin, daha fazla yatırım, daha fazla istihdam ve sosyal gelişime daha fazla katkı olduğunu belirten Olpak, "Biz işadamlarının bunları yapabilmek için beklediği ise huzur, güven, pozitif istikrar, hızlı ve adil işleyen bir hukuk sistemidir. Bugün, siyasi istikrarla gelen ekonomik istikrar ve hedeflerin yakalanmasıyla elde edilen güven ortamı, 1,5 yıldır devam eden çözüm süreci ve demokratikleşme paketiyle, geleceğe daha güvenle bakıyoruz. Bu noktada, son zamanlarda doğu illerimizdeki yükselen gerilim ve olaylardan endişe duyduğumuzu ifade etmek isterim" ifadelerini kullandı. 

Olpak, demokrasi ve barışın kök salması için üzerlerine düşen ne varsa, yapmaya hazır olduklarına vurguladı. 

Daha sonra konuşan Gençlik ve Spor Bakan Yardımcı Metin Yılmaz da yeni kurulan MÜSİAD Şubesinin yöneticilerini tebrik ederek, sivil toplum örgütlerinin önemine değindi.

Program daha sonra MÜSİAD'a yeni üye olan işadamlarına Olpak tarafından rozet takılması ile sona erdi.