23 Temmuz Çarşamba gününü Perşembe’ye bağlayan gece Kur’an-ı Kerim’in indirildiği Kadir gecesidir.
Bin Aydan daha hayırlı olan Kadir gecesine kavuşmanın mutluluk ve heyecanını yaşarken Mübarek Ramazan ayından da ayrılma vaktinin yaklaştığını hissediyorum.
“Sayılı Günler çabuk geçer” sözü meşhurdur. Gerçekten öyle oldu. Su gibi, rüzgâr gibi geçti günler ve Ramazan’ın 27. gecesine, KADİR gecesine geldik. (Elhamdülillah) Göz açıp yummaya bayramdayız. (İnşallah)
Bu kutlu, mutlu, mübarek misafirin aramızdan ayrılıyor olması hüzün veriyor insana.
Zira ne de güzel alışmıştık,
Ne güzel alışmıştık sahurlara, iftar ziyaretlerine,
Nefsimize hâkim olmaya,
Acıksak da Allah için yememenin,
Susasak da Allah için içmemenin manevi hazzını yaşamaya.
O’nun bereketiyle dolup taşmıştı sofralarımız, ikram etmenin, ikramı kabul etmenin ve paylaşmanın zevkini yaşadık. Eş, dost, akraba nasıl da kaynaşmıştık. Fakir-fukaranın halini daha iyi anladık ve dualarına talip olduk ve dualarıyla mutlu olduk.
Haksızlığa uğrayan, zulme maruz kalan kardeşlerimize dualar yolladık.
Kimse Kimsesiz kalmadı, zekâtlar, sadakalar, hayırlar mesafeleri kapattı. Yetimler, yaşlılar, hastalar, mülteci kardeşlerimiz iftarlarla, ziyaretlerle mutlu oldular, yalnız olmadıklarını anladılar.
Kutlu misafirin en güzel hediyesi Kur’an’la hasreti giderdik. Bol bol göz göze, yüz yüze geldik. Bazen edasıyla, sedasıyla dinlendik. Bazen manasıyla irkildik, kendimize geldik.
Böyle bir huzur ikliminde, mutluluk mevsiminde dolaşırken ayrılık haberleri duyulmaya başladı.
Ondan dolayı gören gözleri; duyan kulakları, hisseden gönülleri hüzün sardı; Acaba bir kez daha buluşabilecek, bir kez daha görüşebilecek miyiz diye…
Ama o kutlu misafir ayrılmadan bizi teselli ediyor ve lisan-ı hal ile adeta şöyle diyor;
“Üzülmeyin biz ayrılsak da beraberiz. Zaten sevenler ayrılmazmış. Eğer beraberken kazandığınız güzellikleri devam ettirirseniz.
Özellikle Kur’an-ı okumaya ve anlamaya, anladığınızı yaşamaya, ahlakını hayatınıza hâkim kılmaya devam ederseniz hiç ayrılmamış gibi oluruz. Zira beni ben yapan şerefime
şeref katan Hz. Kur’an’dır. O’nun nazil olmaya başladığı; Kadri yüce olan, ömre bedel, bin aydan daha hayırlı KADİR GECESİ bende gizlidir. 27. gecemdir diye bilinir ama siz yine de işi sağlama alın her gecemi KADİR gibi değerlendirin. Derler ya; “Her geceyi Kadir, her geleni Hızır bilin” Demem o ki; Kadir’i kadir yapan, feyzine feyiz, bereketine bereket katan HZ. KUR’AN’ dır.
O’nu okumaya, okutmaya, anlamaya, yaşamaya devam edersen hiç ayrılmamış gibi oluruz.
Alıştığınız namazı bırakmaz, akrabayı, fakir, fukarayı unutmaz ibadet ve iyiliklerinize devam ederseniz hiç ayrılmamış gibi oluruz.
Birlikteyken olduğu gibi;
Ağzınızı haram lokmadan,
Dilinizi yalan konuşmaktan,
Gözünüzü harama bakmaktan,
Kulağınızı haram duymaktan,
Özünüzü kin, haset ve fesattan uzak tutabilirseniz hiç ayrılmamış gibi oluruz ve O zaman benimle gelen ve toplumu sarıp kuşatan rahmet, bereket, mağfiret, sevgi, kardeşlik ve muhabbet devam eder. Birlik ve beraberlik, toplumsal huzur ve barış devam eder.
Bir kişinin önü nasılsa sonu da öyle olur. Hayatı Ramazan gibi yaşayan insanın akıbeti de, ahreti de böyle güzel olur. REYYAN kapısı onlar için hazır olur. Ben de zaten bunun için gelmiştim. Daha doğrusu ben de zaten bunun için gönderilmiştim, Yüce Allah tarafından. Vazifemi tamamladım.
Ben çıkıyorum aradan,
Artık baş başa kalsın Yaratılan (kul) ile Yaratan (Allah)”
Evet, Sevgili Kardeşlerim;
Ramazan’ı gönül kulağıyla dinledik. O gidiyor. Ama Allah bâki, Kur’an bâki, Kulluk bâki.
Son sözü Efendimize (S.A.V.) bırakalım. “Amellerin en üstünü az da olsa devamlı olanıdır.”
Hayırlı Kadir’ler, hayırlı Bayram’lar.
