Anadolu'nun kadim kenti Nevşehir ve Kapadokya Bölgesinin Kronolojisini merak ediyor musunuz...?


 M.Ö. 3000-1750 – Asur Ticaret Kolonileri ve Hititler Dönemi
M.Ö. 1750-1400 – Hitit Krallık Dönemi
M.Ö. 1400-1200 – Hitit İmparatorluk Dönemi
M.Ö. 1200-1100 – Ege ve Kuzey Kavimlerinin Kapadokya’ya Gelişi
M.Ö. 1100-950 – Frigyalılar
M.Ö. 800 – Hitit Tabal Krallığı’nm Bölgede Tekrar Canlanışı
M.Ö. 950-585 – Kimmer-İskit Akınları ve Lidyalılar’ın Egemenliği
M.Ö. 585-334 – Pers Egemenliği
M.Ö. 334-335 – Makedonya Komutanlığı (3 Ay)
M.Ö. 334-M.S.17 – Kapadokya Krallığı Dönemi
17-395 – Roma İmparatorluğu Dönemi
395 – Doğu Roma (Bizans) Devleti
1072 – Türk Boylarının Yerleşmeye Başlaması
1086-1175 – Danişmendliler Dönemi
1175 – Anadolu Selçukluları Dönemi
1243 – Moğol Hakimiyeti
1318 – Anadolu Selçuklu Devleti’nin Son Bulması
1318 – İlhanlı Valisi Timurtaş’ın ve Eratna Bey’in Yönetimi
1340 – Bağımsız Eratna Beyliği
1365 – Karamanoğulları Beyliği
1381 – Kadı Burhanettin Yönetimi
1398 – Karamanoğulları’nın Bölgeyi Geri Alması
1398 - 1402 – Osmanlı Egemenliği
1402 – Timur’un Bölgeyi Karamanoğulları’na Geri Vermesi
1436 – Sultan II. Murat’ın Nevşehir’i Karamanoğlulan’ndan geri alması
1466 – Kapadokya’nın Kesin Olarak Osmanlı Topraklarına Katılması
1867 – Nevşehir Livasının Kazaya Dönüştürülerek Niğde’ye Bağlanması
1902 – Nevşehir’in Ankara Sancağına Bağlanması
1954 – Nevşehir’in İl Olması


Osmanlı Devleti Dönemin'de NEVŞEHİR

Kapadokya, Osmanlı yönetiminin ilk yıllarını barış içinde ve sessiz bir biçimde yaşamıştır. Bu durum, Kanuni Sultan Süleyman'ın tahta çıktığı zaman, hazine gelirlerini artırmak için yaptırdığı yeni bir arazi tahririne kadar sürmüştür. İl yazıcılarının bir kısmı arazi ölçümlerini ve ürün miktarını fazla göstererek vergi miktarını artırınca bazı dirlik sahiplerinin toprağı elinden alınmış ve bu durum halk ile asker arasında huzursuzluğa neden olmuştur. Ayrıca 1582'den itibaren başlayan İran seferleri tımar düzenini bozmuş, dirlik sahiplerinin isyanına neden olmuştur. Celali isyanları olarak bilinen ve dirlik sahiplerinin ailelerini ve topraklarını bırakıp savaşa gitmeyi reddetmeleriyle alevlenen bu isyanlar Kapadokya'da da etkili olmuştur.

 

Osmanlı döneminin ilk yıllarından XVII. yüzyıla kadar Kapadokya bölgesinin en önemli merkezi Ürgüp olmuştur. Kaynaklar 1530'da Ürgüp'ün 6 mahalleden oluşan ve 213'ü Müslüman, 35'i diğer dini ve etnik tebadan toplam 248 haneye sahip bir kasaba olduğunu söylemektedir. XVII. yüzyıla kadar Nevşehir, eski adı Nissa olan Muşkara Köyü olarak bilinir. Burası Niğde'ye bağlı Ürgüp kasabasının 18 hanelik bir köyüdür.

 

Muşkara'nın (Nevşehir) iskan durumunun XVI. yüzyıldan XVIII. yüzyıla pek fazla bir değişiklik göstermediği gözlemlenmektedir. Ancak, Damat İbrahim Paşa'nın Osmanlı Sadrazamı olmasıyla bölgede önemli bir canlanma ve yenilenme yaşanmıştır. Lale Devri'nin önemli sadrazamlarından Damat İbrahim Paşa, Muşkara'da bu döneme yakışır yenilikler uygulamıştır. Örneğin, Muşkara'yı mimari yapılarla donatmış, imar ve iskanını tamamlamış ve Niğde Sancağı'na bağlı bir kaza haline getirdikten sonra adını Nevşehir olarak değiştirmiştir.

 

Bugünkü Gülşehir'in kurucusu ise Karavezir lakabıyla bilinen Silahtar Mehmet Paşa'dır. Eski adı Arapsun olan Gülşehir, 1584'te Uçhisar nahiyesine bağlı 30 hanelik bir köydür. Halkının tümü Müslüman'dır. Silahtar Mehmet Paşa, burada bir cami ve bir medrese yaptırmış, kasaba nüfusunun artmasını sağlamış ve ardından Arapsun adını Gülşehir olarak değiştirmiştir.

 

Osmanlı Devleti'nin 1840 yılındaki resmi kayıtları Nevşehir ve Ürgüp'ün Niğde Muhassıllığı'na bağlı olduğunu göstermektedir. 1847'deki idari yapılanmada Nevşehir Konya eyaletine bağlı livalardan biri haline getirilmiştir. 1849 kayıtlarından sancak merkezinin Niğde'ye taşınmasından söz edilmektedir.

 

1867 Vilayet Nizamnamesi'ne göre Nevşehir Livası kazaya dönüştürülerek Konya Vilayeti'nin Niğde Sancağı'na bağlanmıştır. Bu dönemde Niğde Sancağı'nın Nevşehir, Ürgüp, Aksaray, Kırşehir ve Yahyalı olmak üzere beş kazası bulunmaktadır. Kısaca idari hiyerarşi şu şekildedir: Konya Eyaleti, Niğde Sancağı, Nevşehir ve Ürgüp kazaları ve bunların köyleri. Nevşehir'in idari statüsü, 1867'den 1918'e kadar değişmemiştir. Buna karşın, 1896 yılında Arapsun (Gülşehir) Niğde Sancağı'na bağlı bir kaza haline getirilmiştir. Avanos, bu yüzyılda Ankara Vilayeti'nin Kırşehir Sancağı'na bağlı bir kaza, Hacıbektaş ise yine aynı vilayete ve sancağa bağlı olan bir nahiye durumundadır.




Milli Mücadele ve Cumhuriyet Dönemin'de NEVŞEHİR

Kapadokya yöresi Milli Mücadele yıllarında Mütareke'nin belirlediği paylaşım alanlarının dışında kaldığı için önemli bir olaya sahne olmamıştır. Bununla birlikte Dellaczade Hacı Osman Efendi Sivas Kongresi'ne Nevşehir delegesi olarak katılmış, memleketinde Anadolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk Cemiyeti'nin şubesini kurmuş ve milli mücadeleye katılımı sağlamıştır.

Başka bir olay da Mustafa Kemal'in 1919'da Hacı Bektaş-ı Veli Tekkesi'ne gelerek tekke şeyhi ve çelebisi ile görüşmesidir. Bu görüşmenin ardından Anadolu'daki tüm Bektaşi tekkeleri milli mücadeleye destek kararı almış ve bu tekkeler karargah gibi çalışmıştır. Cumhuriyet sonrasında gelişip büyüyen, Niğde'ye bağlı bir ilçe olan Nevşehir'e 1954 yılında il statüsü verilmiştir.

Mezopotamyalı Asurlarla Hititler arasında ticari ilişkiler gelişmiş olmakla birlikte, Asurlular'ın dil üzerinde bir etkisi yoktur. Bu bize, Asurlularla Hititler'in birbirine karışmadığını gösterir.