Nevşehir İl Müftülüğü Ocak ayı toplantısı, 19.01.2015 tarihinde İl Müftüsü Yakup Öztürk’ün başkanlığında, il Müftü Yardımcıları A. Celalettin Altunkaya, Nazım Haksever, Yaşar Bolat ve Din görevlilerinin katılımıyla Ticaret Borsası Salonunda gerçekleşti.

Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan toplantı, gündem maddelerinin müzakere edilmesi ile devam etti.

Gündem maddelerinin ardından İl Müftüsü Yakup Öztürk, personele moral ve motivasyonu arttırıcı bir konuşma yaptı.

Müftü Öztürk; “Ayda bir defa toplanarak hem özlem gideriyoruz, hem de hizmetlerimizi daha verimli hale getirmek için istişare yapıyoruz. Bilgi ve birikimlerimizi paylaşıyor, personelin kendisini geliştirmesine katkı vermeye çalışıyoruz.

Bu nedenle, her toplantıda bir kitap tavsiye ediyor, okunmasını istiyoruz. Yine Kur’an-ı Kerim’den bir sure belirleyip O’nun meal ve tefsirini veriyoruz. Bazı toplantılarda da “Bir konu Bir Konuk Projesi” çerçevesinde alanında uzman bir bilim adamı davet ediyor, konferans vermesini sağlıyoruz. Bu toplantımızın misafiri de Hacıbektaş Veli Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Sayın Prof. Dr. Zülfikar Durmuş hocamız olmuştur. Sizlere “Meallere Eleştirel Bir Yaklaşım” konulu bir konferans verecektir. Kendisine bu hizmetinden dolayı teşekkür ediyorum. Konferansının verimli ve müfit olmasını Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyorum” dedi.

Müftü Öztürk’ün konuşmasının ardından toplantıya “Bir Konu, Bir Konuk” programı çerçevesinde Nevşehir Hacıbektaş Veli Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zülfikar Durmuş katıldı.

Prof. Dr. Zülfikar Durmuş, “Meallere Eleştirel Bir Yaklaşım” konulu yatığı Konferansının konuşmasında; “Kur’an-ı Kerim, bir hitabedir.

Kur’an bir taraftan sözlü kültürün özelliklerini bünyesinde taşıyan, yazıya geçirilmiş bir metin, diğer taraftan kendine has üslûbuyla ses-mânâ bütünlüğünde, mecaz, deyim ve istiârenin yoğun olarak kullanıldığı ilâhî bir kelamdır.

Kur’an’ın farklı zamanlar, farklı mekânlar ve farklı olaylar üzerine canlı bir diyalog ortamında indirildiği dikkate alındığında; ayetler arasında anlam kopukluğu, tekrar ve hatta çelişki gibi gözüken hususların aslında öyle olmadığı, bu düşüncenin Kur’an’ı bilindik anlamda bir kitap gibi algılama hatasından kaynaklandığı kendiliğinden anlaşılacaktır.

Bu noktada denebilir ki, Kur’an’ı sağlıklı biçimde anlamanın en temel koşullarından biri ve belki de birincisi, vahyin nazil olduğu tarihsel süreci ve ilk hitap çevresini dikkate almaktır.

Kur’an’ı hiçbir anlam kaybına uğratmadan, Arapçadan başka bir dile aktarma imkânı yoktur.

Daha açıkçası, Kur’an’ı harfi harfine tercüme etmek imkânsızdır.

Çünkü bu tür tercüme bir dildeki metni başka bir dilde aynıyla üretme iddiasını taşır.

Bu iddiayı realize etmek, Kur’an gibi vahye dayanan ve son derece edebî bir metin şöyle dursun, sıradan metinler için bile söz konusu değildir” dedi.

Prof. Dr. Zülfikar Durmuş, koşmasının ardından din görevlilerinin sorularını cevapladı.

Din görevlileri, programın çok verimli geçtiğini söyleyerek bu tip programların devamını istediler.

 

Kapadokya İnternet Medyacılar, Yazarlar ve Gazeteciler Cemiyeti Haberini üye olmayan sitelerin kullanması yasaktır.