Nevşehir'de Hangi Cani Bu Bebeği Mezarlığa Bırakmış Olabilir
Nevşehir’in Gülşehir ilçesinde mezarlık girişindeki çöp konteyneri yanına bırakılmış 3 günlük erkek bebek donmak üzereyken bulundu.
Nevşehir’in Gülşehir ilçesinde mezarlık girişindeki çöp konteyneri yanına bırakılmış 3 günlük erkek bebek donmak üzereyken bulundu.

Alınan bilgilere göre, Gülşehir ilçesinin Tuzköy Mahallesi’nde mezarlıkta kabir ziyaretine giden vatandaşlar burada mezarlık girişindeki çöp konteyneri yanında bir bebek olduğunu fark ederek durumu İlçe Jandarma Komutanlığı ekiplerine bildirdi. Jandarma ekipleri tarafından çağrılan 112 ekiplerince Nevşehir Devlet Hastanesi’ne getirilen bebeğin Acil Servis’te yapılan muayenesinde 3 günlük olduğu belirlendi. Donmak üzereyken bulunan bebek Yeni Doğan Yoğun Bakım Ünitesinde müşahede altına alınırken, hayati tehlikesinin sürdüğü öğrenildi.

Bu arada Gülşehir İlçe Jandarma Komutanlığı tarafından mezarlığa bırakılan bebeğin ailesinin bulunması için başlatılan çalışmalar sürüyor.

Nevşehir ili 2013 vergi rekortmenleri

Nevşehir Defterdarlığı 2013 vergi rekortmenleri açıkladı. Sürpriz isimler dikkatlerden kaçmadı...


Sahte Doktor Kız Kardeşi İçin Nevşehir'e mi geldi?

Sahte doktor Ali Haktan Yılman’ın Nevşehir'de kız kardeşi yatılı okuyormuş
Sahte doktor Ali Haktan Yılman’ın pek çok özel hastane ve bir ambulans şirketinde nöbet tuttuğu, mide ve obezite ameliyatlarına girdiği ortaya çıktı. Emniyet ve adli makamlar tarafından da soruşturma açıldı

Gündeme oturan "sahte doktor"Ali Haktan Yılman'ın (24), İstanbul Büyükçekmece'den İzmit'e pek çok özel hastane ve bir ambulans şirketinde çalıştığı ortaya çıktı. Özel bir hastanede mide ve obezite ameliyatlarına giren Yılman, ameliyathane ve ambulansta çekilen fotoğraflarını sosyal medyada paylaşmış. Yılman'ın acil servisine sahte belgeyle girip 3 ay kadar bulunduğu İstanbul Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden üst düzey bir yetkili, konuyla ilgili yeni bilgiler verdi. Yılman'ın gözlem için sahte Türk Tabipleri Birliği kimliğiyle hastaneye gittiğini, Tıpta Uzmanlık Sınavı'nda bu hastanenin acil bölümünü tercih edeceğini söyleyerek asistanları ikna ettiğini anlatan yetkili, "Doktorlarla dostluklarını ilerletip nöbetlerde kalmış. Ama aktif olarak görev yapmamış, hasta muayene etmemiş. Acildeki arkadaşların iyi niyetinden yararlanmış" diye konuştu. Yetkili, "Hassas davranmayan ve idareden izin almayan kişiler için idari soruşturma başlatıldı. Emniyet ve adli makamlar tarafından da soruşturma açıldı" dedi.


'MUHTEMELEN HASTA'

Yılman'ın hastanelerinin adını kullanarak başka hastanelere başvurduğunu dile getiren yetkili, "15 Ekim'de TUS açıklanıyor. Asistan arkadaşlar, 'Ne oldu?' diye sormuş. Haydarpaşa Numune Hastanesi Acil Bölümü'nü kazandığını söylemiş. Arkadaşlar yalan söylediğini anlayınca hastaneden uzaklaşmış. Haydarpaşa ve Yeditepe hastanelerine de gitmiş. 'Göztepe'den sertifikam var' demiş. Bu adam muhtemelen hasta" dedi.

Bu arada Yılman'ın, geçen pazar günü uçakla Nevşehir'e gittiği iddia edildi. Yılman'ın gazetedeki fotoğrafını gören bir avukat, Yılman ile pazar akşamı saat 19.40 uçağıyla yan yana koltuklarda İstanbul'dan Nevşehir'e gittiklerini söyledi. Yılman'ı fotoğrafından tanıdığını söyleyen avukat, "Ne iş yaptığını sordum. Doktor olduğunu söyledi. Yanımızda bir İtalyan oturuyordu. İngilizce bir şeyler sordu. Kadına yanıt veremedi. 'İngilizce bilmeyen doktor mu olur?' diye şaka yaptım" dedi. Yılman'ın kız kardeşinin Nevşehir'de yatılı okuduğu öğrenildi.

'DİPLOMA OLMAYINCA GELMEMESİNİ SÖYLEDİK'

Yılman'ın çalıştığı ambulans şirketinin yetkilisi de "Şirketimize geldi. Dokuz Eylül Üniversitesi'nden mezun olduğunu söyledi. Doktor olarak başvurdu. Diplomasını sorduk. Hemen getiremeyeceğini belirtip gözlemci olarak kalıp kalamayacağını sordu. Müdahale yetkisi olmadan kalabileceğini söyledik. 2-3 gün sonra yine diplomasını sorduk. Getiremeyeceğini söyleyince, şirkete uğramamasını bildirdik" diye konuştu. Ceza Hukukçusu Prof. Dr. Ali Kemal Yıldız, Yılman'ın 'sahtecilik, dolandırıcılık ve ispatlanması halinde 'kasten yaralama ile kasten öldürme'den yargılanabileceğini söyledi. 


AİLESİ PSİKOLOĞA GÖNDERMİŞ

Yılman'ın babası Naci Yılman, "2010'da eşimle boşandık. Boşandıktan sonra ne çocuklarımı ne de eşimi gördüm. Gazetede oğlumun haberini görünce çok şaşırdım. Biz boşandıktan sonra oğlum, Van'ın Edremit İlçesi'nden ayrıldı. Geçtiğimiz aylarda lüks bir arabayla Edremit'e gelmiş, kurban kesmiş. Amcası üniversite sınavı için dershane parası vermişti, o parayla kaybolmuştu" dedi. Yılman'ın psikolojik tedavi gördüğünü anlatan dayısıysa, "Psikoloğa gönderdik. Psikoloğu kandırdı, tedavisi yarıda kaldı. Yakalanıp tedavi edilmesi gerekiyor" diye konuştu. Kaynak: Habertürk


Nevşehir'de AK parti aday adayları erken mi sahne aldılar acaba?
Nevşehir'de AK Parti aday adaylığını açıklayan ve kısa zaman içerisinde açıklayacak 3 kişiyi tanıyalım
Nevşehir'de AK Parti aday adaylığını açıklayan ve kısa zaman içerisinde açıklayacak 3 kişiyi tanıyalım:

AK PARTİ'DE İLK ADAY ADAYI ADNAN ÇALŞKANER:

AK Parti’de Nevşehir Milletvekili Aday Adaylığını ilk açıklayan isim Adnan Çalışkaner oldu. Çalışkaner yaptığı yazılı açıklama ile 2015 Haziran ayında yapılacak olan genel seçimlerde Milletvekili aday adayıyım dedi.

 Adnan Çalışkaner Kimdir?

1 Ocak 1962 de Nevşehir’de doğdu. Sanayici ve iş adamı. Babasının adı Mehmet annesinin adı Fevziyedir. Eğitim hayatına Nevşehir’ de başlamıştır ve Anadolu Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde okumaktadır. İş hayatına 1981 de Nevşehir Altınökçe Branda ve Tente Sistemlerini kurarak başlamıştır. Değişik projelerle ilklere imza atarak Nevşehir’ in gelişip güzelleşmesine katkıda bulunmuştur.
AK Parti Nevşehir kurucu üyelerinden olup 2002-2006 yılları arasında AK Parti İl yönetiminde Parti içi Demokrasi Hakem Kurulu Başkanı olarak görev yapmıştır. İngilizce ve Arapça bilmektedir. Evli ve iki çocuk babasıdır.
 
AK PARTİ'DE Diğer bir aday ise Yard. Doç. Dr. Yener Tekeli
 
Yener Tekeli kimdir? Yener Tekeli kendisini şöyle anlatıyor...:
 
1 Ekim 1973 yılında Nevşehir Gülşehir’in Abuuşağı kasabasında dünyaya geldim. İlk orta ve Lise eğitimimi Aksaray Ortaköy’de yaptım. 1992 yılında Selçuk Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya bölümünü lazandım 1996 yılında mezun oldum Aynı yıl Konya Kulu ilçesinde öğretmenlik mesleğine başladım. 1997 yılında Selçuk Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya bölümünde Araştırma görevlisi olarak çalıştım. Yüksek lisans ve doktora eğitimimi 2008 yılında tamamladım. 2009 yılı Mayıs ayından itibaren Mustafa Kemal Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya bölümü Biyokimya Anabilim Dalında Y. Doç. Dr. ünvanı ile öğretim üyeliğine atandım. Halen aynı görevi yürütmekteyim. Ahmet Can ve Yusuf Yiğit isimli İki erkek evladım var.

DİĞER ADAY ADAYLIĞINI AÇIKLAMASI BEKLENEN İSİM İSE AV. HÜSNÜ GÜNEŞ
 
Hüsnü Güneş hakkında Hürriyet İnternette çıkan yazı ise şu şekilde
Babası ölünce anne sıcaklığından da mahrum kaldı Hüsnü Güneş. Annesi henüz 5 yaşındayken yuvaya bıraktı onu. Büyüyüp genç olduğu yuvadan, azmi sayesinde hukuk okuyup avukat olarak ayrıldı Hüsnü Güneş.


HÜSNÜ daha beş yaşındayken annesinin, ‘‘Artık sen hep burada kalacaksın’’ dediği Ürgüp Çocuk Yuvası'nın kapısına getirildiğinde, kaderin kendisine çizdiği yolu kabullenmişçesine hiç ağlamamıştı.

 
Annesi Eşe Güneş, çiftçi olan kocası daha 26 yaşındayken bir trafik kazasında aniden ölünce hayatta yapayalnız kalmıştı. Beş yaşındaki oğlu Hüsnü ve karnındaki Levent ile birlikte. Ne yapılacak, nasıl geçinilecekti?

 
Dedesi karşı çıktı

Doğdukları Nevşehir'e bağlı Gülşehir İlçesi'nin Yüksek Köyü'nde, benzer durumda bir çocuk, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu SHÇEK'e ait Ürgüp Çocuk Yuvası'na verilmişti. Acaba Hüsnü de verilebilir miydi? Dedenin karşı çıkmasına rağmen karar verildi ve bugün avukat olarak adalet arayışına giren Hüsnü'ye, çocuk yuvası yolu göründü. Yuvaya verilecek her çocuğa, hediyeler, ayakkabılar alınırdı. Hüsnü de, böyle hediyeler içinde annesiyle geldi Ürgüp Çocuk Yuvası'na.


Geceleri çok ağladım

Annesi ona artık hep burada kalacağını söylüyordu. Hayatta insanın en güvenebileceği kişi ona, ‘‘Artık beraber değiliz’’ diyordu.


‘‘Gözlerim dolu dolu olmuş ama ağlamamışım. Ancak kendisine 'beni burada bırakma' demedim. Sonra gecelerce çok ağladım. Yalnızdım. Tek başımaydım. Etrafımda hoca, öğretmen vardı ama hiçbiri annem değildi’’ diyen Hüsnü Güneş, yaşamdaki zorlu mücadelesine bu yuvada başlıyordu. Yuvada ilk gördüğü ve korktuğu, daha sonra da çok sevdiği kişi Bekçi Mehmet olmuştu.

 

Annesi evlendi...

Başladığı ilkokulda, bütün dersleri 'Pekiyi' idi ve düzenliydi. Yaz döneminde, köyüne annesine de gönderiyorlardı Hüsnü'yü. Bu arada kardeşi Levent doğmuş, ancak o dedenin bu kez daha katı tavrıyla yuvaya verilmemişti. Annesi ise babasının ölümünden bir süre sonra evlenmiş ve iki çocuk sahibi daha olmuştu.
 

İlle de huhuk dedi


Nevşehir Lisesi'nde de Hüsnü'nün başarısı sürdü. Lisede derslerdeki başarısının yanı sıra masa tenisi, liselerarası satranç birincilikleri olan, futbol oynayan Hüsnü, üniversite sınavlarında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Kütüphanecilik Bölümü'nü kazandı. Bu süre içinde bir yıl Bahçelievler Çocuk Yetiştirme Yurdu ve altı ay kadar da Yeldeğirmeni Çocuk Misafirhanesi'nde kaldı. Kütüphanecilik bölümünü gitmeyen Hüsnü, 1992'de yeniden girdiği üniversite sınavlarında hedeflediği İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni kazandı. Üniversite hayatı boyunca da Atatürk Öğrenci Yurdu'nda kaldı.