Üniversitemiz Meslek Yüksekokulu Konferans Salonunda gerçekleştirilen panele; Üniversitemiz Rektör Yardımcısı ve Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Çetin Pekacar, Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nesimi Aktaş, Nevşehir Meslek Yüksekokulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Ersan Kabalcı, Nevşehir İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Osman Balak, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı.

 

Düzenlenen panele konuşmacı olarak katılan Doç. Dr. Bülent Kurt ‘Ülkemizdeki Toryum Elementi Rezervi ve Teknolojik Önemi’ hakkında katılımcılara bilgiler verdi.  Dünyada bilinen toplam toryum rezervinin 2.5 milyon ton olduğunu ve Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu verilerine göre bu rezervin %11’inin Türkiye’de bulunması nedeniyle dünya sıralamasında 4’üncü sırada yer aldığını söyleyen Kurt,  “Dünyada toryum  rezervi açısından Türkiye %11’lik rezerviyle Hindistan, Avusturalya ve ABD’den sonra dünyada 4’üncü sırada yer almakta. Dünyada toryum talebinin yetersiz olması ve maliyetinin yüksek olması nedeniyle Türkiye’de toryum üretimi yapılmamakta.  Toryum yakıtı kullanan hızlandırıcı ile tetiklenen yeni tip nükleer santraller henüz deneme safhasında olmasına rağmen Toryumun geleceğin ana enerji kaynağı olacağı düşünülmektedir” dedi.

 

Glutensiz Yaşam ‘Çölyak’ hakkında bilgi veren  Yrd. Doç. Dr. Kamil Emre Gerçekaslan, çölyak hastalığının tahıl ve tahıl ürünlerinde bulunan gluten proteinine karşı aşırı duyarlılık sonucu ortaya çıkan ince bağırsak hastalığı olduğunu ve her yaşta kendini gösterebileceğini ifade etti.  Günümüzde Çölyak hastalığının kabul edilmiş tek tedavisinin ise hayat boyu süren glutensiz bir diyet olduğunu ifade eden Gerçekaslan, “ Glutenin,  normal unlu mamullerde, et ürünlerinde, çikolata, gofret, pudingler, hazır çorbalar, soslar, dondurma külahları, hazır et suları ve bulyonlarda, şalgam suyu ve oyun hamurlarında bulunmaktadır” diye konuştu.

 

‘Gıdalarda Aflatoksin Sorunu’ hakkında bilgiler veren Yrd. Doç. Dr. Bülent Zorlugenç, aflatoksinlerin sıklıkla arpa, mısır, buğday, pirinç, yer fıstığı, pamuk çekirdeği, kuru incir ve kuru üzümde, fındık ve badem, baharatlarda, süt ve süt ürünlerinde, yeşil kahve taneleri ile yemlerde aşırı olarak bulunduğunu söyledi.  Zorlugenç konuşmasında, “Yüksek miktarlarda aflatoksin içeren gıdaların uzun süre tüketiminin halk sağlığı açısından büyük problem yarattığı gibi aynı zamanda ihracatı da olumsuz yönde etkilemektedir. Bu nedenle sağlık üzerindeki olumsuz etkileri ile ülke ekonomisi açısından ortaya çıkacak kayıpları düşünüldüğünde analitik yöntemlerle analizlerinin yapılarak kontrollerinin sağlanması gerekmektedir” diye konuştu.

 

‘Arkeolojide Kazı Öncesi Yapılan Jeofizik Çalışmalar’ konusunda ise Öğr.Gör. Dr. Yusuf Arif  Kutlu katılımcıları bilgilendirdi. Kutlu, “Jeofizik, günümüzde popüler bir meslek olmamasına rağmen iş bulma olasılığı %100 olan ve ücret açısından çok önemli meslektir.  Arkeolojik kazılar öncesi yapılacak jeofizik çalışmalar büyük önem arz etmekte olup arkeolojide kullanılan jeofizik yöntemleri ile yer altında nelerin bulunduğuna dair tespit çalışmalarında değişik yöntemlerle kesin sonuçlar elde edilebilmektedir” dedi.

 

Konuşmaların ardından panel, katılımcıların sorularının cevaplandırılması ile son buldu.