NEVŞEHİR(MHA) Hasan Dede Türbesi’nin hemen yanı başında bulunan kabirlerden birisi adını sıkça duyduğumuz Demir Hafız Hocaefendi’ye ait.

Nevşehir'de yaşamış velilerden. Asıl ismi Mustafa. Nevşehir'in Karasoku mahallesinde 1870 (H.1287) senesinde doğdu. Halk arasında Demir Hafız veya Demir Hoca ismiyle tanındı. Tahsil çağı gelince Köse Vâiz Medresesi’nde ilim öğrenmeye başladı. Hocası Hacı Hamdi Efendi’den icâzet aldı.

Demir Hoca, ilim tahsilini tamamladıktan sonra manifaturacılık yaparken, Nevşehir Tavukçu Camiive diğer camilerinde imamlık ve hatiplik yaptı. Bir süre sonra ticareti tamamen bırakıp insanlara Allahü teâlânın emir ve yasaklarını bildirmeye çalıştı. Kendisi için tutulan han odalarında talebe yetiştirdi.

Aksaray'dan ziyaretine gelen bazı talebeleri; "Keşke gelirken kavun getirseydik iyi olurdu." diye aralarında konuştular. Demir Hoca'nın yanına geldiklerinde, Hoca

Efendi evdekilere; "Misafirlerimize karpuz getirin de ikram edelim. Kavun olacağına karpuz olsun." dedi.

Bir ara Konya'ya giden Demir Hoca, burada bir ay boyunca vaaz ve ders verdi. Ramazanın sonunda Demir Hoca'ya bir miktar para verdiler. O bunu kabul etmedi. Paranın az olduğunu sanarak iki katına çıkardılar. Yine kabul etmeyip; "Ben ilmi parayla satmam." buyurdu.

Uçhisarlı emekli müftü Ali Efendi bir gece rüyasında, Demir Hoca'yı Peygamber Efendimizin bahçesine girmiş, ağaçtan bir nar koparmak isterken gördü. Bahçenin bekçisi ona; "Burada nar hissen var. Narı alman için biraz daha beklemen lâzım." dedi.

Demir Hoca'nın huzurunda rüyasını anlatınca, talebelerinden biri; "Ahirete yolculuk var." diye tabir etti. Orada bulunan arkadaşlarının; "Bunu nasıl söylersin?" demeleri üzerine, Demir Hoca; "Dokunmayın! Hacı doğru tabir etti." dedi.

Bu hâdiseden bir süre sonra Demir Hoca'yı köylerine vaaz için götürmeye gelen köylülere; "Sizlerle gitmeye izin yok. Ancak Nar Köyü’ne gitmeye izin var." diyerek onlarla helalleşti. Daha sonra Nar Köyü’ne gitti. Buradaki camide bir müddet vaaz verdi. Vefatından önceki ise yanında bulunanlara; "Eğer vefat ederken şuurunuz yerinde olursa, Peygamber Efendimizin son nefesinde okuduğu duayı okursunuz." dedi. Bu halde iken 1952 (H.1372) senesinde Nar’da vefat etti. Cenazesi Nevşehir'e getirilerek Kurşunlu Camii’nde kalabalık bir cemaatle namazı kılındı. Kabri Nevşehir’de Hasan Emmi Türbesi’nin yanında bulunuyor