Ürgüp belediyesince organize edilecek olan Refik Başaran’ı anma programı 11 Mayıs 2013 Cumartesi günü gerçekleştirilecek. Anma etkinlikleri çerçevesinde Sanatçı Bayram Bilge Tokel konser verecek.

Refik Başaran 1907 yılında Ürgüp’e18 kilometreuzaklıkta eski ismi Damsa yeni ismi Taşkınpaşa köyünde dünyaya gelmiştir. Annesinin ismi Emine Hanım babasının ismi Mustafa Çavuştur. Refîk Başaran’ın altı yedi yaşlarında müziğe ilgi duymaya başladığı sanılmakta. Daha o yaşlarda elîne aldığı ağaç parçalarını göğsüne sürterek saz çalar gibi yapıp, türkü söylemeye başlamıştır. Refik Başaran köyünde 1915 yılında öğrenime açılan tek öğretmenli okulda 3 yıl boyunca okumuş ve buradan mezun olmayı başarmıştır. Refik Başaran’ın torunun sanatkarın ilk bağlama çalmaya başlamasıyla ilgili olarak sözlerine aşağıdaki alıntıda yer verilmiş.

“Refik Başaran henüz on beş yaşında iken abisi Fettah onun bağlama çalmayı öğrenip, ileride iyi bir sanatkar olmasını istemiş bunu gerçekleştirmek için Kırşehir’e giderek bir bağlama satın almış. Daha sonra da Kayseri’nin yeşil Hisara bağlı Kavak Köyü’nden topal Hasan her öğreteceği Türkü için bir sarı lira almak şartı ile Reflk Başaran’a bağlama dersleri vermeyi kabul etmiş. O dönem yaşanan onca maddi sıkıntıya rağmen, Fettah topal Hasan’ın bu teklifini kabul edip, kardeşinin ondan ders almasını sağlamıştır. Fettah’ın Refik Başaran’ın ufkunu genişlemesinde etkisinin büyük olduğu söylenmektedir. Zira Fettah Sineson medresesini bitirmiş Kurtuluş savaşında ise subay olarak görev almış ileri görüşe sahip bir insanmış. Refik Başaran iki yıl boyunca tarlaya, bağa gitmediği zamanların dışında, altı kilometrelik yolu yürüyerek ustasının yanına gitmiş ve ondan bağlama dersi aimştır. Başaran bağlama tekniğim ilerletebilmek maksadıyla, Damsa’daki evinden kaçarak, köyün karşısındaki yazı dağının eteğîndeki ine gidip, orada on iki gün boyunca katmıştır.

17 yaşına geldiğinde kendisi île aynı yaşta bulunan Fatma Başaran’la evlenmiş. Fatma Başaran’ın kendisi gibi sanatçı bir ruha sahip olup onu desteklemesi. Refik Başaran’ın oldukça çok hoşuna gitmiş ve bu yolda belki de daha büyük ilerleme sağlamasına yol açmıştır.Refik Başaran askere gidinceye değin düğünlerde bağlama çalıp söylemiş ve bu yolla ünü İç Anadolu’da hızla yayılmıştır. Ününün yayılmasıyla kendisine yörenin dışından da teklifler gelmeye başlamış ve bu suretle değişik illeri ve yöreleri gezme şansına sahip olmuştur.Bu gezmelerin sanatçının bilgi ve sanatçı kişilîğinin gelişimindeki rolü kuşkusuz büyük olmuştur. Askerliğini jandarma olarak yapan Başaran, önce Kütahya ardından da Niğde’de görev yapmış ve bu şekilde askerliğini sona erdirmiş. Askerliğini bitirdikten sonra Damsa’ya dönmüş ve düğünlerde bağlama çalmaya devam etmiştir. Kendi yaktığı türküleri okudukça iç Anadolu’da ünü, dalga dalga yayılmış ve herkes tarafından sevilen bir sanatkar haline gelmiş. Gürbüz Sapmaz’ın sanatkara Atatürk tarafından “Başaran” soyadının verilmesiyle ilgili sözlerine aşağıdaki alıntıda yer verilmiş.

“Ankara’da Hacer Buluş, Safiye Ayla gibi dönemin sevilen sanatkarların ın katıldığı, Atatürk için verilen bir konsere Refik Başaran’da çağırılmış, konser sonunda ulu önder sanatkarı çok beğenmiş, Başaran Soy ismini kendisine vermiş”

Türkiye’de bulunan dört plak şirketinden bir tanesi olan sahibinin sesi, Refik Başaran’a plak yapmak için teklifte bulunmuş, bu vesileyle Başaran 1935 yılında Hamit’in Türküsünü ilk olarak plağa okumuş. Plağın büyük bir satış yapması, Başaran’a diğer şirketlerden de teklif gelmesine yol açmıştır. Odean, Polidor ve Colombia gibi şirketlerin tekliflerini kabul ederek, toplam dört şirkete plak yapmış.

Refik Başaran 1935 ile 1947 Yılları arasında tahminen 200′e yakın türkü okumuş. Ayrıca her gittiği yerde oradaki yaşadığı, gördüğü olaylarla ilgili irticalen türkü yakmış. Bu türkülerin çoğu plaklara okunmadığından dilden dile dolaşmış ve ancak bir kısmı günümüze değin ulaşılabilmiş. Halen derlemeler devam etmekte. Refik Başaran 1947 yılında Ankara’nın Ayaş ilçesinde vefat etti.
Haber:Ali Çamur