Geç Kalmayalım ……..

Dünyada, hızlı nüfus artışı, sanayileşme ve kentleşme sonucu ortaya çıkan çevre sorunları insan sağlığını tehdit etmekte, bozmakta ve verimliliği azaltıcı bir ortam yaratmaktadır. Bu olumsuz ortamlarda bulunmak zorunda kalan insanlar sağlığını korumak, daha verimli olmak ve hastalıklarına şifa bulmak amacıyla sağlık turizmine yönelmektedir. Sağlık turizmi faaliyetlerinden biri olan termal, soğuk ve sıcak mineralli suların sağlık amacıyla içme ve dış tatbiklerde kullanımı için turistlerin ulaşım, konaklama ve ağırlama gereksinimlerinin karşılanmasını sağlayan çok yönlü bir turizm çeşidi olarak ön plana çıkmaktadır.

Türkiye şifalı su kaynakları bakımından dünya jeotermal kaynaklarının % 63,5’ini oluşturan Çin, İzlanda, A.B.D, Japonya’dan sonra dünyanın ilk beş ülkesi arasında yer almaktadır.

Sağlık turizmi; insanların sinirsel ve bedensel yorgunluklarını gidermek, çeşitli rahatsızlıklarına, fayda bulmak amacıyla katıldıkları turizm hareketleridir.

Sağlık turizm çeşitleri; medikal turizm, termal turizm ve medikal SPA, yaşlı ve engelli turizmi başlıkları altında ayrılabilir.

Turizm, bir ülkeden diğer ülkeye birçok sebeple gelen insan hareketi olarak düşünürsek bu insanların sağlıklı yaşaması ve sağlık konusu turizmle içi içe olacaktır.

 

Jeotermal tesislerden yararlanmak amacıyla yapılan seyahatler,

Tıbbi olarak gerekliliği raporla belirlenmiş kaplıca tedavileri için bir ülkeden diğer ülkeye gidilmesi,

Dinlenmek rahatlamak ve kendini daha iyi hissetmek amacıyla konforlu ortamlarda geniş otelcilik hizmetleriyle birlikte kaplıcalardan faydalanmak, insanların üst düzeyde talepleri ve ihtiyaçları arasına girmiştir.  

Termal turizm amaçlı olarak 2004 verilerine göre; Almanya ve Macaristan’a 10 milyon kişi, Rusya’ya 8 milyon kişi, Fransa’ya yaklaşık 700 bin, İsviçre’ye 800 bin ve İspanya’ya 400 bin kişi gitmiştir. Japonya’nın sadece Beppu Şehrine yılda 12–13 milyon kişi termal turizm amaçlı olarak gelmiştir.

Türkiye’de ise kaplıca turizmine katılan turist sayısı 1981 yılında 63.999 kişi iken bu sayı 1998 yılında 375.606’ya yükselmiştir. 2009 yılında ise ülkemizde 284.250 kişi termal turizmden faydalanmıştır. 2010 yılında kaplıcalara yurtdışından gelen yabancı turist sayısı 262.506 iken bu turistlerin 23.225’si tedavi amaçlı ülkemizi ziyaret etmiştir.

Yurt dışından en çok talebin yaşlı bakımı ve termal turizm konusunda Danimarka, Norveç ve İsveç’ ten geldiği, medikal tedaviler için de İngiltere ve Hollanda vatandaşlarının Türkiye’yi tercih etmeye başladığı ortaya çıkmıştır. Orta Doğu ülkelerinden gelen turistler ise termal tesisler ve Spa tedavisi için kaplıca merkezlerini tercih etmeye başlamıştır.

Ülkemizin doğal güzellikleri ve jeotermal kaynakları bakımdan en verimli bölgelerinden bir olan NEVŞEHİR’imizin bu turizm alanından gerekli payı alması gerekmektedir.

 

Bu noktada özel ve kamu yönetiminin bir strateji doğrultusunda KOZAKLI ilçemizden başlayarak sağlık turizminin en önemli kısmını oluşturan kaplıca turizmi konusunda gerekli tanıtım ve yatırım yapması NEVŞEHİR’imizin ve Ülkemizin kalkınmasında önemli rol oynayacaktır.

 

Bunun için Sağlık; Bölgeleri, Kampüsleri, Sağlık Organize Bölgeleri v.b. alanlar oluşturarak bütün ihtiyaçları ( otel, spor tesisi, ibadethaneler, park, alışveriş merkezi, hastane, v.b.) bir bireyin ihtiyaçlarını karşılayacağı bütün hizmetlerin sağlanacağı mekanlar oluşturulmalıdır. 

 

Hep Birlikte Başarabiliriz               
Saygılarımla Yrd. Doç. Dr. Özden Taşğın