Samanyolu televizyonunda yayınlandığı günden bu yana ülkenin en çok izlenen ve beğenilen gezi programı olan Ayna’nın yapımcı ve sunucusu Saim Orhan, Türk kolejleri öncesinde dünyanın çoğu yerinde Türkiye'nin tanınmadığını veya az gelişmiş bir ülke olarak bilindiğini ifade etti. Orhan, uluslararası arenada ülkemiz lehine parmak kaldırmasının da tanınma ve bilinmeyle mümkün olduğunu kaydetti.

Nevşehir İşadamları Derneği, Eğitime Gönül Verenler Derneği ve Sağlık Derneği tarafından Kapadokya Dedeman Otel’de düzenlenen konferansa katılan sunucu ve yapımcı Saim Orhan, program çekimleri için yıllardır dolaştığı dünya ülkelerden elde ettiği izlenimlerini dinleyicilerle paylaştı. 130 ülkede çekim yaptığını kaydeden Orhan, "Öyle ülkelere gittim ki güzel ülkemizin adını bile duymamışlar. Tanıyanlar da yanlış biliyor. Ülkemizi az gelişmiş ülkelerden diye biliyor. En son çekim yaptığım Zambiya'daCumhurbaşkanı'nın Türkiye'ye gitmek istediği için Zambiya muhalefet partilerinin kendisine karşı çıktıklarını öğrendim. Muhalefet partileri devlet başkanına “İlle de bir ülkeyi ziyaret edeceksen Türkiye gibi az gelişmiş bir ülkede ne işin var, zaten paramız az, bunu bir şeyler öğrenebileceğin, ülkemize yararı olabilecek Amerika, İngiltereAlmanyaFransa gibi ülkelere git, demişler. Buna rağmen ülkemize gelmiş ve gelişmişliği görünce şaşırmış. İlk defa bir Zambiya Cumhurbaşkanı ülkemize gelmiş” diye konuştu.

Ülkemizi Afrika ülkelerinin bile az gelişmiş diye tanıdığını ifade eden Orhan, ülkelerin tanınmasının, ticari, siyasi ve eğitim alanında yapılacak çalışmalarla ancak mümkün olabileceğini kaydetti. Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi’den “Dünyanın her tarafından olmayan bir Türkiye’nin ayakları üzerinde sağlam durması mümkün değildir” sözünü duyan yiğitlerin bugün dünyanın dört bir köşesine dağılmış durumda olduğunu ifade eden Orhan “Her yeni gün, bir yenisi daha ekleniyor. Türkiye’de yaşanan durumları sizler iyi biliyorsunuz. Ben ise yeni Botswana’dan geliyorum. Nerede olduğunu bile bilmediğimiz Botswana’ya yiğitler çoktan gitmişler. Ropörtajımızda ülkenin Dışişleri Bakanı, “Sizden okul istiyorum” diyor. Dünyanın hizmete bakışı böyledir. Mozambik’e de yakın zamanda gittik. Okulların yanına yenileri yapılıyor. Meclis Başkanı iki çocuğunu da vermiş. Bakanlar da çocuklarını vermişler, hala okullar istediklerini belirtiyorlar. Ülkenin en popüler okulu, Uluslararası Söğüt Türk Koleji’dir” dedi.

'NEDEN DÜNYANIN DÖRT BİR YANINDA OLMALIYIZ'

Dünyanın dört bir yanında olmak zorunda olduklarını örneklerle anlatan Saim Orhan, “Niçin oralarda olmak lazım. Mozambik bir zamanlar İslam toprağıymış. Müslüman tüccarlardan Musa bin Bek buraya gelmiş. Ülkenin asıl ismi de budur. Ama bizler vazifemizi yapamayıp da çekilince Portekizgelmiş ve 500 yıl sömürmüş. Ülkenin adını, dinini, kültürünü değiştirmiş. Ülke, Portekizce konuşuyor, Hristiyan misyonerler gelmiş, dinlerini yaymış. Neden oralarda olmamız gerektiğinin net örneklerinden biridir. Kamer Adalarından Müslümanlar çekilince Fransızlar gelmişler, diliyle, kültürüyle, diniyle değiştirmişler. Adını da Kamer Adalarından Komor Adalarına çevirmiş. BMAvrupa Parlamenterler Meclisi gibi büyük toplantılarında ülkemiz lehine alınacak kararlarda, yabancı ülkelerin ülkemiz lehine parmak kaldırması tanınmamıza bilinmemize bağlı. Bu tanıtımı şu an ülkemiz adına en güzel şekilde Türk Okulları yapıyor” dedi. 

'YAKINDA TÜRKİYE BÜYÜK FAYDALAR SAĞLAYACAK'

Anadolu insanının gittiği her toprakta büyük bir güven tesis ettiğini, ülkeyi yönetenlerin çocuklarını Türk okullarına verdiklerini anlatan Orhan, “Halbuki oralarda İngiliz'in, Amerika'nın, Fransız'ın, Alman'ın da okulları var. Ama Anadolu insanının büyük fedakarlıklarla kurduğu okulları tercih ediyorlar. Nijerya’da bir okulla başlamışız. Şu anda 16 okula çıkmış, bin dönümlük bir alanda da üniversitemiz olmuş. Irak’ta küçücük bir okulla başlamışız. Şu anda Allah bize 31 okulda 15 bin talebenin okumasını nasip etmiş. Son 10-15 yılda açılan okullar sayesinde Türkiye yalnız bir ülke olmaktan çıkmaya başladı. Papua Yeni Gide, Tanzanya'da, Zambiya'da,Arjantin'de, Brezilya'da, Uganda'da, Yeni Zelenda'da Türk bayrağı dalgalanıyor. Afrika topraklarında bizim dilimiz konuşuluyor. Bunun faydalarını ileride ekonomide, siyasette, kültürde göreceğiz. Lehimize parmak kaldıracak insanlar hızla artıyor. Sonuçta Osmanlı ile aynı geni taşıyoruz. Yeter ki biraz gayret gösterelim” diye konuştu.

Saim Orhan, Anadolu insanının samimiyetiyle dünyada büyük başarıları yakaladığını, bundan sonrada başarmaya kadir olduğunu ifade etti. 

Hak yolunun yolcuları olarak bu yolda bazen sıkıntıların ve dikenlerin olabileceğini kaydeden Orhan, “İmam-ı Azam Ebu Hanife’nin, Ahmet İbn-i Hanbel’in önünde hapisler, hücreler, sıkıntılar ve engeller yok muydu. Vardı, ama O’nlar hak bildikleri davalarından hiçbir zaman vazgeçmediler, zulme sessiz kalmadılar, yanında olmadılar. Bu davanın yolcuları hiçbir zaman zulmün yanında yer almazlar. Allah (c.c.)’un izni ve inayetiyle bizlerde hiçbir zaman zulmün yanında yer almayacağız. Hak yolun yolcuları olarak Hakk’ı her zaman tutup kaldıracağız” dedi.

'10 MİLYONLUK PORTEKİZ BİLE DÜNYANIN DÖRT BİR YANINA GİTMİŞ'

10 milyonluk bir Portekiz’in dünyanın dört bir yanına yayılarak kendi dillerini, kültürlerini, dinlerini yaydığını kaydeden Orhan şöyle konuştu: “Ben neden güzel ve Hak davamı dünyanın dört bir yanına ulaştırmayayım ki. Ben niye güzel ülkemin dilini, kültürünü o topraklarda yaymayayım ki. Bir de Portekiz, 8 milyon 500 bin metrekarelik toprağa sahip olan, içine 8-10 tane Türkiye toprağı sığan, 190 milyon nüfusa sahip Brezilya’ya gitmiş ve bugün bu dev ülke de Portekizce konuşuyor. Şimdi yiğitler 20 yıl önce gittiler, hiç bilmedikleri yerlerde Türk Bayrağını dalgalandırdılar. İnanın, bir kez bile o yiğitlerden şikayet duymadım. Kimi ülkelerde çeşmeden su bile akmıyor. Buralardaki yiğitler su ihtiyaçlarını uzak mesafelerdeki kuyulardan su taşıyarak ya da yağmur sularından sağlıyorlardı. Elektrik, su, temel ihtiyaçların büyük bölümü yok ama yiğit oğlu yiğitler okullarını çoktan açmışlar, pırıl pırıl talebeler yetiştirmeye devam ediyorlar. 

'TEK GAYE ALLAH RIZASI'

Gitmesek, oralarda Türkiye’yi bilen, tanıyan insanlar yok. Gittiğin ölçüde tanınıyor ve biliniyorsun. Okullar olunca arkadan işadamları, esnaflar, sanayiciler gidiyor. Türkiye’yi bilmeyen ülkeler şimdi el üstünde tutuyor. Dünyada genelinde dilimiz ve kültürümüz adına muhteşem güzellikler oluşuyor. Biz bunları sadece Allah’ın rızası için yapıyoruz. Başkalarının başka başka rızaları olabilir ama bizim tek gayemiz Allah’ın rızasıdır. İmam-ı Azam Ebu Hanife’ler, Üstadımız Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri nice sıkıntılar çektiler, ama davalarından vazgeçmediler. Biz de davamızdan vazgeçmeyeceğiz ve sonuna kadar Rabbim bize ömür verdiği sürece bu davada koşturmaya devam edeceğiz. Gayretlerimizle kazanan Anadolu insanı, Türk Milleti, Türkiyemiz olacak. Rabbim bize koşturtarak hizmet ettirsin, nice ulaşılmadık coğrafyalara ulaştırtsın, bu sevgi halesini genişlettikçe genişletsin.” 

Gezi programı Ayna’nın yapımcı ve sunucusu Saim Orhan’ın konuşmasının ardından konferans, hazırlanan ve dünyanın dört bir yanındaki okulları anlatan video görüntüleri ile sona erdi.