Türk Sağlık-Sen Nevşehir Şube Başkanı Turgay Çetin, FETÖ/PDY soruşturmalarında tutuklanan masum insanların savunma haklarının asla göz ardı edilmemesi gerektiğini dile getirdi.
Çetin, “Kamuda yaşanan açığa almalar 672 Sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılmaya dönüştürülmüş ve binlerce kamu görevlisi ihraç edilmiştir. Elbette ki devletin bütünlüğünü tehdit eden terör odaklarına hizmet eden tek bir kamu çalışanının bile görevinde kalması düşünülemez. Fakat 50 Bin kişinin kamudan ihracının da savunma hakkının tanınmaması hukuk devletini temelden sarsan, hakkı ve adaleti yok sayan bir durum ortaya çıkarmış ve suçlunun yanında masumun günahına girilmesi gibi telafisi imkansız sonuçlar ortaya çıkarmıştır. Öncelikle vurgulamak gerekir ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir hukuk devletidir. Hukuk devletinin temel direği de adalettir. Adaletin tesis edilmediği her kamu uygulamasının zulme dönüşmesi de kaçınılmazdır. Nitekim Türkiye adaletin temelden sarsılarak masum insanların yıllarca hapis yattığı, itibar suikastine uğradığı ağır durumları yaşamış ve görmüştür. Bu süreçlerde insanlar hayatlarını kaybetmiş, aileler dağılmış, devletin çok önemli kademelerindeki insanlar terörist olarak yaftalanmıştır. Sonuçları hem devlet hem de vatandaşlar için ağır tahribata neden olan bu süreçlerden devletin çıkaracağı en önemli ders adaletle hükmetmenin önemiydi. Türk Sağlık-Sen olarak açığa alma ve soruşturmalarda hassasiyet, titizlik ve adalet beklediğimiz defalarca ifade ettik çünkü yaşanacak her özensizliğin bir felakete dönüşerek, insanların dünyalarının karartacağını görmekteydik.
Fakat gelinen son durumda 50 bine yakın kamu görevlisinin ihracına bakıldığında ısrarla vurgulamamıza rağmen savunma alınmadan, herhangi bir soruşturma yapılmadan, terör örgütü bağlantısı gerekçesiyle görevlerine son verilmesi telafisi çok zor sonuçlara ve insanların itibarsızlaştırmasına neden olacaktır. Memuriyetten ihraç sebebinin vatan hainliği ile tasvir edildiği bu ortamda suçsuz bir kişinin bile vebali katlanılması imkansız bir sorumluluktur. Yüce Allah Maide suresinde “Ey iman edenler! Adaleti ayakta tutan ve kendiniz, ana-babanız ve yakın akrabanız aleyhine de olsa, yalnız Allah için şahitlik eden kimseler olunuz. Zira zengin de olsa, fakir de olsa, Allah ikisine de (sizden) daha yakındır. Nefsinizin arzusuna uyarak adaletten uzaklaşmayın. Eğer (şahitlik ederken) dilinizi eğer, bükerseniz veya çekinirseniz, şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.' diyerek adaletten uzaklaşılmaması için açıkça uyarıda bulunmuştur. Ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan “in dubio pro reo' yani “kuşkudan sanık yararlanır' kuralı uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlı iken soruşturma süreci işletilmeden ihraç kararlarının verilmesi hukuk ilkelerinin domino taşı gibi birer birer yıkılmasıdır. İçinden geçtiğimi süreçte, adaletin tesisi Mülkün (devletin) temeli olacaktır. Adaletin tesisi sayesinde suçsuz suçludan ayırt edilecek devlete olan güven ve mensubiyet şuuru olacaktır. Kısacası İlahi, hukuki, örfi ne olursa olsun kuralları anlamları kılarak ayakta tutan adalet vurgusuna sahip olmalarıdır. Adalet yok olursa herşeyin yok olacağını kamu vicdanının hatırlamasını bekliyor ve yapılan yanlışlardan vazgeçilmesini, masum insanların kurtulması adına adaleti ve savunma hakkının bir an önce ve acilen verilmesini bekliyoruz. Kurunun yanında yaşta yanmasın” diye konuştu.