Selmanpakoğlu, “Suriye Fransa’nın işgali altında ve manda (himaye)’sinde iken Suriye’nin Başbakanı Cemil Mardam’ın Ankara’da 21/22 Aralık 1937 tarihinde dış işleri ve iç işleri bakanımızın da bulunduğu Atatürk ile akşam yemeğinde buluşmaları ve Atatürk’ün görüşleri
Cemil Mardam: “…Ekselans, sizin namınız, prestijiniz, otoriteniz Türkiye de olduğu kadar bütün şarkta da hakimdir. İstiklal mücadelelerinde Suriye, Türkiye’yi örnek olarak almıştır. İki memleket arasında tecessüs etmiş olan kuvvetli dostluk geçici anlaşmazlıkları tamamıyla bertaraf edeceğinden eminim.”
Atatürk: “…Ben söylüyorum ki İslam alemi Suriye milleti ve devleti tamamıyla ve katiyen müstakil olmalıdır. Bunu burada söylediğim gibi Fransızların ve bütün dünyanın önünde tekrar etmek benim için şeref ve zevktir, bunun aksini düşünmek meskenet olur. Eğer Fransız dostlarımız bu meseleyi benim deklere ettiğim gibi düşünmüyorlarsa bu da bir ayıptır.”
“… Fransızlar akıllarını başlarına alsınlar. Benim için diploması meçhuldür. Benim için realite vardır. Bu olacak mı olmayacak mı. Benim makul olarak söylediğim şey olmalıdır. Çünkü ben gayri makül bir şeyi hayatımda asla düşünmedim.”. “… Fransızlar Suriyelileri adam yapmak istiyorlarmış fakat evvela kendileri adam olsunlar.” “Balkan Harbi sonunda Geliboluda idim. Ben Talat Paşaya teklif ettim Suriye’ye Irak’a istiklal veriniz dedim. Talat Paşa bunu başkasına söyleme seni asarlar dedi. Fakat yapılacak şey bu idi. Eğer yapılsa idi bugün daha samimi kardeş olacaklardı” “… Türkiye kuvvetini kurmuştur Suriye de mükemmelen kuvvet yapabilir. Fakat Suriyelilerin ellerini kollarını bağlamışlar. Çözünüz onları, koparınız o bağları. “… Hatay nedir. Küçük bir şey……Biz orayı muharebe ile kaybetmedik… Eğer Ekselans yarın Suriye’ye ve Şam’a avdet ederlerse lütfen benim Suriyelilere ve bütün dostlarımıza selamımı söylesinler ve açık olarak desinler ki ben ve hükümetim sizin tam istiklalinizi istiyoruz. Eğer Fransızlar mani olursa Fransızlara da söyleyecek sözlerimiz vardır. Onu da tekeffül ediyorum. Suriyelilerin ordusu yoktur fakat bizim ordumuz kafi. Söz veriyorum icap ederse girerim ve sonra yine çıkarım temenni ederim ki buna mecbur olmayalım katiyen bırakmam. Suriye’yi terk etmek istemiyorlar fakat terk edeceklerdir. Bir kere tutununuz ordu yapınız korkmayınız. Bir şey yapamazlar. Kuvvet kullanamaz iseniz her şey yaparlar.” “… Bize dost gibi görünüp te bizi birbirimize düşürmek için vaziyetlerden istifa etmek isteyenler aldanıyorlar bunu ben çok dostane ve açık söylüyorum”. Cemil Mardam: “… Ekselansın büyük bir samimiyet ve vüzuhla anlattıkları hakikatler artık Paris te’de anlaşılmaya başlamıştır. Biz dostuz anlaşmamız için vasıtalara ihtiyacımız yoktur. Türkiye’nin büyük önderinin namı ve prestiji ve otoritesi Türkiye’de olduğu kadar bütün şarkta da tanınmamaktadır. Aramızdaki geçici anlaşmazlıklar zail olacaktır. Bu geceyi hayatımın en yüksek hatırası olarak muhafaza edeceğim. Atatürk’e uzun ömürler ve Türkiye ye refah ve ikbal dilerim.
Atatürk: “ Sözlerinize teşekkür ederim. Türkiye Cumhuriyeti Suriye’nin samimi dosturdur. Biz Suriye’nin tam ve kati istiklalini ve refah ve ikbalini isteriz. Avdetinizde Suriyelilere bunu lütfen bir muhabbet eseri olarak götürün”
Yukardaki konuşmalar Bilal Şimşir’in “Atatürk’ün Ankara’da bulunan Suriye Başvekili Cemil Mardam ile görüşmeleri” kitabından bazı bölümlerdir. Atatürk’ün Bakış Açısı ve Uyarıları Türkiye için Nasıl Bir Komşu Devlet Öngörüyor. Yurtta Sulh Cihanda Sulh anlayışı
Suriye ve Irak’ın tam bağımsız olmaları ve onlarla her konuda barış ve dostluk içinde iyi komşuluk kurulması Komşu ülkelerin bölünmez bütünlüğünün kendilerinin geleceği için önemli olduğu kadar sınır ve güvenliği bakımından Türkiye içinde önemli olduğu.
Özellikle Suriye ve Irak’ın toprak bütünlüğünün korunması. Emperyalist devletlerin kendi çıkarları için işgali manda (himaye) rejimini getirmek istediklerinden vaz geçmeyecekleri yada kendi güdümlerinde bir hükümetle ve/veya bölünen oluşumlara, federasyonlara kurduracakları hükümetlerle emellerini gerçekleştirmek istemeleri Manda yada tam bağımsızlıktan yoksun komşuların bölünüp parçalanıp yok olma durumundan kurtulamayacakları, Kurtuluş ve kararlı bağımsızlık için güçlü bir ordu kurmanın zorunlu olduğu Hatay’ın Fransızlara geçici bir durum için bırakıldığı geri alınması için Atatürk’ün ulusumuza şeref ve namus sözü verdiğini ve alacağının açıkça ifade edildiği dile getirilmiştir. Bu öngörüler bugün de açık bir şekilde günümüzde karşımızda . Suriye’de sürdürülmekte olan zeytin dalı harekatının başarıyla sonuçlanarak iki ülke arasında Atatürk’ün görüşlerinin gerçekleşmesi önem kazanmaktadır. Kahraman Ordumuza başarılar dilerim” dedi.