NEVŞEHİR(MHA) Hacıbektaş Belediye Başkanı Ali Rıza Selmanpakoğlu, geçtiğimiz hafta gerçekleştirilen Hacıbektaş-ı Veli’yi anma etkinliklerinde yine Alevi Bektaşi camiasının taleplerini de gündeme taşıdı.

Selmanpakoğlu; “Bilimle ilgilenen insanların en ağır cezalara çarptırıldığı batı ortaçağının karanlık döneminde 13’üncü yüzyılda Hacı Bektaş Veli burada aydınlanma merkezini kurdu. Anadolu da ise Moğul  işgaliyle Selçuklu devleti yıkılmış Türk beylikleri dağılmış haldeydi. Bu  ortamda Hacı Bektaş Veli  yeniden Anadolu İslam birliğinin şemsiyesi altında bir olalım iri olalım diri olalım özdeyişini topluma benimseterek Anadolu’nun bütünleşmesi için çaba sarf etti. Tanrı, insan,Evren bütünlüğünün  oluşması için bireyin gelişmesini ve mükemmele ulaşmasını, gelişen bireylerin, gelişen toplumu oluşturarak mutlu, huzurlu ve barış içinde yaşamalarını amaç olarak belirledi. “ 72 milleti hoş gör, düşmanının dahi  insan  olduğunu unutma, incinsen de incitme” diyen Hacı Bektaş Veli insanlığa ışık oldu. Din dil, etnik köken ve cinsiyet ayrımına bakılmaksızın insana değer veren, insanı merkeze alan, insanları eşit gören ve ötekileştirmeyen anlayışı  Sevgi ve hoşgörü sahibi olmak öğretisinin en önemli özelliklerindendir. Akıl, bilim ve adalet anlayışı ile aydınlanan gelişen  toplumların aslanla ceylanın bir arada yaşayabileceği örneğini vererek, barış dostluk ve mutluluk içinde birlikte yaşamalarının yollarını gösterdi. Adalet anlayışına öylesine önem verdi ki Tanrı katında sevilen kul olmanın “buğdayla samanı bir birinden ayıran rüzgar gibi olmayı gerektirdiğini” söyledi. Gelişmenin ve var olmanın anlamlandırılmasında adalet ve dürüstlüğün temel esas olduğunu ortaya koydu. Adil olmayan, dürüst olmayan  insanın çevresine ve topluma zararının; acı, zulüm, sefalet  ve kargaşa getireceğini toplumu parçalayıp böleceğini dile getirdi. Hacı Bektaş Veli’nin aydınlanma projesinin üç temel unsuru olan “ akıl, bilim ve adalet ” yolundan sapmalar olmasaydı, ne katliamlar olurdu nede terör tohumları atılıp yeşertilirdi. Laik, demokratik insan haklarına saygılı hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetine ödünsüz sahip  çıkarak birlik ve beraberlik  içinde tam bağımsızlığımızı koruyarak yurtta barış dünyada barış ilkesi ile gelişip kalkınmak her vatan severin amacı ve görevi olmalıdır. Hacı Bektaş Veli anma etkinliklerimiz bu amacımızı tazeleyip pekiştirmemize de katkı sağlıyor. Son günlerde terörün artması gözlenmektedir. Bu durum dışarıdan sözde kaygıyla izlenirken içerde yürekleri yakmaktadır. Şuna inanıyorum ki yurdumuzda kısa sürede terörün sonu gelecektir; Yeter ki terörün amacı, kaynağı ve destekçileri belirlensin. Türkiye üzerinden Ortadoğu için yapılan planlar ve uygulamalar saptansın incelensin. Terörden beslenen siyasi ve ekonomik fayda peşinde olanların uyarılıp bu sevdanın sonuç vermeyeceği kendilerine benimsetilsin. Yeter ki Türkiye Cumhuriyeti devletinin ulusuyla ve yurduyla bölünmez bütünlüğünün korunacağı bilinsin. TBMM dışında çare aranmasın ve TBMM terörü önleyici konuları ele alarak köklü önlemler alsın.

Bizim aydınlanmacı önderlerimiz var, Hacı Bektaş Veli’miz var, Mevlana’mız var, Yunus’umuz var ve Atatürk’ümüz var. Asyalı olmamız önderlerimize sırt çevirmemizi gerektirmez. Aksi takdirde orta doğulaşmamız için çaba harcayanların iştahı kabarır. Kabaran bu iştahlarının kursaklarında kalacağından da kimsenin kuşkusu olmasın. Irak’ta ve Suriye de oluşturulan üçlü bölünmüşlüğün Türkiye de de oluşacağını sananlar hayalleri ile yaşamaktan ileri gidemezler. Çünkü bizim on bin yıllık tarihimizden gelen kazanımlarımız var. Din, dil, ırk farkı gözetmeden birlikte ulusça yaşama geleneğimiz var. Her yıl olduğu gibi alevi Bektaşi önderlerinin, ocak temsilcilerinin katıldığı değerlendirme toplantısını dün bir kez daha yaptık. Toplantıda öne çıkan en önemli konunun nereden gelirse gelsin terörün insanlık suçu olduğudur. Değerlendirmelerde Her yıl çözümü beklenen ancak sonuç alınamayan konuların özeti şöyledir; Zorunlu Din derslerinin kaldırılması, kaldırılıncaya kadar seçmeli hale getirilmesi. Alevilik okullarda öğretilecekse din derslerin de değil felsefe derslerinde öğretilmeli. Cem evleri yasal statüye kavuşturmalı. Alevi köylerine cami değil cem evleri yapılmalı. Madımak’ın insanlık müzesi haline getirilmesi. Karanlık düşüncelilerin ders çıkartmasının sağlanması. Madımak katillerinden zaman aşımı nedeni ile yargılanmayanların adalet önüne çıkartılması. İşe alım ve yükselmelerde eşit yurttaşlık ilkesine bağlı olarak liyakat esasına göre işlem yapılması” dedi.