Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, taşeron işçilerin bulundukları yerlerde istihdam edileceklerini duyurdu. Bu açıklamanın ardından işçilere aracılık eden şirketler kara kara düşünmeye başladı.
Şirketler, gündemde olan taşeron yasasının ne şekilde düzenleneceği konusunda titiz davranılması gerektiğini, 17 bin şirketin yaptığı yatırımları, kredi borçlarının düşünülmesini ve bürolarında istihdam ettikleri binlerce personelin de dikkate alınmasını talep ediyor.
Konu hakkında açıklama yapan Nevşehir şirketlerinden Türkeli Sosyal Hizmetler Limited Şirketi Müdürler Kurulu Başkanı Cengiz Kaya, yasanın düzenlenirken 17 bin şirketin ve bunların istihdamlarının düşünülmemesinin kendilerini çok acı bir tablo ile karşı karşıya bırakacağını söyledi.
Kaya, “taşeron işçilerinin özel sözleşmeli personel statüsüne geçirilmesi karşısında özel sektör kuruluşları olan sermaye şirketlerinin durumu ile sosyal ve ekonomik olumsuz etkileri” konusunda çalışma yapıldığını belirterek, oluşabilecek etkileri şöyle sıraladı:
Sosyal bakımdan
Hizmet alımına yönelik (Taahhüt) halen faaliyetini sürdürmekte olan 17.000 adet sermaye şirketi mevcuttur.
Bahse konu şirketlerde genelde iki ortaklı bir yapı mevcut olup; toplamda 34.000 kişiden oluşan bir insan topluluğuna haizdir.
Ortalama her şirketin şirket merkezinde 5 kişilik bir çalışan grubu bulunmaktadır. Toplamda bu sayı 85.000 kişiye tekabül etmektedir.
Şirket ortakları ve çalışanların toplamı 119.000 kişiye ulaşmaktadır. Eş ve bir çocuklu çekirdek aile olarak düşünüldüğünde dahi bu sektörden direkt geçimini sağlayan kişi sayısı 357.000 kişi olmaktadır.
Dolaylı yoldan bu sektöre hizmet veren makine, ekipman ve sarf malzeme tedarikçi firmaları ile şirketlerin 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununa göre çalışan meslek mensuplarından, mükellefle tam tasdik sözleşmesi yapan veya beyannamelerini imzalamaya yetkili SMMM ve YMM’ler ile hukuk konusunda fiili destek ve danışmanlık hizmeti veren avukatlar hususunda kesin ve net bir hesaplama yapılamamaktadır.
Taşeron işçilerin özel statü ile kamu kurum ve kuruluşlarında kadroya alınması sonucunda özel sektörde yer alan taahhüt şirketlerinin ticari yaşamını sonlandıracağı kesin olup; en iyimser bir tahminle 500.000 kişi işsiz kalacaktır.
Türkiye’de işsizlik oranının % 10,7 olduğu ile mevcut durum birlikte değerlendirildiğinde sosyal açıdan ortaya çıkacak olumsuzlukların tahmin ve değerlendirilme imkanı bulunmamaktadır.
Kanun Tasarısının Yasalaşarak yürürlüğe girmesi durumunda bir kısım çalışanın kadroya alınmayacağı ortadadır. Bu durumda olan personellerin Mahkeme Kararları ile işe iade edilmeleri halinde ticari hayatları hitama eren taahhüt şirketleri ile personellerin karşı karşıya kalarak yaşayacağı olumsuzlukların sosyal barışa yapacağı olumsuz katkı göz önünde bulundurulmalıdır.
Halen kamuda çalışmadığı halde personellerin devam eden kıdem ve ihbar tazminat davaları ile kamu kurum ve kuruluşlarının bu yönde taahhüt şirketlerine açmış olduğu rücu davaları başka bir handikap olarak ortaya çıkmaktadır.
Diğer yandan, işçi sendikaları ile işveren sendikaları arasında imzalanarak yürürlükte olan toplu iş sözleşmeleri ile halen müzakere süreci devam eden toplu iş sözleşmelerinin hukuki durumu muallakta kalacaktır.
Kanun Tasarısının yürürlüğe girmesi ile taahhüt şirketlerinin oluşmuş marka değer kaybı söz konusu olacak ve ileride bu durum tazminat davalarına dönüşecektir.
Ekonomi bakımdan
Hizmet alımına yönelik (Taahhüt) halen faaliyetini sürdürmekte olan 17.000 adet sermaye şirketinin bankalara olan minimum borç miktarı 500.000,00 TL (Beşyüzbin Türk Lirası) olarak kabul eder isek, halen bu şirketlerin BCH/KMH türü nakit kredi borçları ortalama 8.500.000.000,00 TL (Sekiz milyar beşyüz milyon Türk Lirası) olarak hesaplanmaktadır. Kaldı ki; gerçek kredi tutarı bu rakamın çok üzerindedir.
Keza; yatırımı yapılan makine, ekipman ve sarf malzemelerine yönelik tedarikçi firmalara banka kredisi tutarı kadar bir borç yükü daha mevcuttur.
Diğer yandan 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununun Sözleşme kapsamında yaptırılabilecek ilave işler, iş eksilişi ve işin tasfiyesi başlıklı;
Madde 24- (Değişik: 30/7/2003-4964/46 md.)
Sözleşme bedelinin % 80'inden daha düşük bedelle tamamlanacağı anlaşılan işlerde, yüklenici işi bitirmek zorundadır. Bu durumda yükleniciye, yapmış olduğu gerçek giderleri ve yüklenici kârına karşılık olarak, sözleşme bedelinin % 80'i ile sözleşme fiyatlarıyla yaptığı işin tutarı arasındaki bedel farkının % 5'i geçici kabul tarihindeki fiyatlar üzerinden ödenir.
Hükümleri kapsamında sözleşmenin feshi durumunda ödenmesi Kanun hükmü olan tutar yaklaşık 5.000.000.000,00 TL ( Beş Milyar Türk Lirası) olarak hesaplanmaktadır. Ancak hesaplanan % 5 oranındaki tutar taahhüt şirketlerinin menfi zararlarını karşılamaktan uzaktır.
Bununla birlikte; taahhüt şirketlerince satın alınma yoluna gidilen ve halen kamu kurum ve kuruluşlarında çalışır vaziyette ve taahhüt şirketlerinin depolarında stok halinde olan makine ve ekipmanlar atıl duruma gelecektir.
Keza, taahhüt şirketlerince sözleşme imzalanması aşamasında peşin ödenen ve sözleşme tutarının %1,57 si oranındaki Damga Vergisi, Karar Pulu ve KİK Payı bedellerinin sözleşmelerin hitama ermesi sebebiyle iadesi gündeme gelecek olup; bu tutar yaklaşık olarak 2.041.000.000,00 TL (İki milyar kırk bir milyon Türk Lirası) olarak hesaplanmaktadır.
Kanun Tasarısı ile 2017 yılı sonunda ticari hayatları sona erecek olan taahhüt şirketlerinin halihazırda mevcut olan tahminen 1.500.000.000,00 TL (Bir milyar beş yüz milyon Türk Lirası) tutarındaki SGK Prim ve Stopaj ile KDV borçlarının Devlete ödenme imkanı kalmayacaktır.
Taşeron işçilerinin özel sözleşmeli personel statüsüne geçirmesi ile taşeron firmaların mağduriyetleri ve önerilerimiz:
Taşeron işçilerin özel sözleşmeli personel statüsüne geçirmesi ile ilgili açıklamasının ardından ülke genelinde bu alanda hizmet veren 17.000 şirketin kapısına kilit vurması anlamına geleceğinden bu alanda hizmet veren firmaların başka alanlara geçerek faaliyet göstermeleri için süre tanınmalı ve bu esnada uygulanması düşünülen sistemin öncelikle pilot bir ilde denenmesini, işin yürütülüp yürütülemeyeceğinin de tespiti yapılmış olur. İşçilerin kadroya alınması, bu alandaki işverenleri mağdur etmemelidir.
1980 yılların başından itibaren endüstri sektöründe, 1994’li yılların başında Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın belediyelerin mali yüklerini azaltmak adına başlattığı ve o günden itibaren kamu idarelerinde yaygınlaşmaya başlayan taşeronluk/ alt işverenlik kurumu ile iş gücü maliyetlerinin düşürülmesi amaçlanmıştır.
Kamu kurumlarına bağlı işyerinde yıllardır taşeron firmalar olarak işçi istihdamı sağlamakta olup bugünden sonrada taşeron firmalar olarak işçi istihdamına devam etmek istemekteyiz. kamuda taşeron işçi çalıştırma şartları 62. hükümet döneminde çıkartılmış olan yasalar ile güvence altına alınmıştır. 6552 sayılı kanunla kamuda taşeron yanında çalışan işçilere sendikalı ve toplu iş sözleşmeli olma hakkı tanınmış ve kıdem tazminatı kamu garantisi altına alınmıştır. iş güvencesi olarak da torba yasa ile mücbir sebepler hariç 3 er yıllık ihalelere çıkılması yönünde kanun çıkarılmıştır. Fazla çalışma ücreti, yıllık izin, resmi ve dini bayram mesaileri tarafımızdan ödenmekteydi.
Kamu kurumlarına bağlı işyerinde ihale yolu ile hizmet sunmaya çalışan taşeron firmalar olarak çok cüzi kârlarla iş yapmaya çalışmaktayız. (Bunun ile ilgili kamu ihale kurumundan sektörün karlılık oranı tespit edilebilir. Yıllık kârlık oranı Türkiye geneli ortalaması %2,4 dür rekabetin çok fazla olduğu açıkça görülmektedir.) Bunun göstergesi olarak da Türkiye’de faaliyet gösteren birçok yabancı şirket olmasın rağmen bu şirketler (ihalelerin tamamı yerli / yabancı isteklilere açık) işletme giderlerini dahi karşılamayacak oranlardaki karlılığın düşük olması nedeniyle kamu kurumlarının ihalelerine katılmamaktadırlar.
Kamu kurumlarına bağlı işyerinde ihale yolu ile hizmet sunmaya çalışan taşeron firmalar, başta belediyeler olmak üzere birçok kurum ödenek serbestliğinin gecikmesinden dolayı taşeron firmaların hakedişlerini zamanında ödeyememesine rağmen ihale sözleşmelerine konulan hükümler doğrultusunda hakediş alınmasına bakılmaksızın her ayın 1 ile 7 si arasında işçi alacaklarının, SGK primlerinin, vergilerin ve tüm yasal ödemelerin taşeron firmalarca yapılmasını zorunlu hale getirilmiş böylece kamu idarelerinin yükü üstlenilmiştir.
Alt işverenlerin varlık amacı
Kamunun iş gücü maliyetlerinin düşürülmesini sağlamak, ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanmasını ve kaynakların verimli kullanılmasını sağlamak, işçi özlüklerinin sağlık olarak kayıt altına alınmasını sağlamak, denetim mekanizmasını daha iyi işler hale getirilmesini sağlamak, kaliteli hizmetin alınması sağlamak.
Taşeron firmaların doğacak mağduriyetleri
Mevcut devam eden sözleşmeler hangi tarihte sona erdirilecektir? Bu sözleşmeler için peşin ödenen damga vergisi ve karar pulu bedelleri tarafımıza iade edilecek midir? Firmaların yapmış oldukları makine ekipman yatırımları ne olacak? Firmaların depolarında bulunan milyonlarca liralık yatırımlar ne olacak? Mevcutta her firmanın oluşmuş bir marka değeri var, yasanın çıkması ile firmaların marka değer kaybı nasıl giderilecek ileride tazminat davalarına dönüşecektir?
17.000‘den fazla şirketin ticari faaliyetlerini devam ettirmeleri için alınacak ekonomik tedbirler nelerdir? Kadroya alınmayacak personellerin akıbeti ne olacak? İşe iade alacak olan personeller ile firmalar karşı karşıya gelecek olup bu durum ile ilgili nasıl düzenlemeler yapılacaktır? Kamuda çalışmadığı halde devam eden tazminat davalarının akıbeti ne olacak? Sendikalar ile imzalanmış olan ve süreci devam eden toplu iş sözleşmelerinin akıbeti ne olacak? Taşeron firmaların ofis bünyesinde çalışmakta olan ve alanlarında uzmanlaşmış çalışanların işten çıkarılmasına yönelik ne gibi tedbirler alınacak?
“Öneri ve beklentilerimiz”
Yasanın aceleye getirilmeden tüm mevzuat çalışmaları ve alt yapıları tamamlandıktan sonra kademeli olarak geçiş yapılması ödenen damga vergisi ve karar pulu bedellerinin sözleşme feshi itibari ile ivedilikle geri ödenmesi sözleşme feshinde ödenecek olan gerçekleşen tutar ile %80 arasındaki farkın hesaplanması esnasında asgari ücrete gelen farkların gerçekleşen iş tutarına dâhil edilmemesi yönünde kamu kuruluşlarının uyarılması firmaların gerek depolarındaki gerekse idarelerdeki makine ve ekipmanlarının kamu kurumları tarafından satın alınması (aksi halde firmaların depolarında çürümeye mahkûm olacak ) Firmaların marka değer kayıpları için tazminat ödenmesi bugüne kadar tarafımıza ödenmediği halde iş kanundan kaynaklanan sorumluluklardan dolayı ödediğimiz kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai vs. ödemelerin tarafımıza iadesi firmaların ticari faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yönelecekleri sektörlerde kolaylıklar sağlanması hibe, teşvik ve faizsiz kredi imkânları sağlanması SGK ve vergi borçlarının faizsiz ötelenmesi 2016-2017 (Geriye dönük 2 yıl ) yıllarına ait bu kanun kapsamına giren işlere ait SGK işveren paylarının hazinece karşılanması bankalarla görüşülerek uzun vadede yapılan borçlanmaların sürelerinin korunmasının sağlanması Bankalardaki BCH /KMH borçlarının faizsiz olarak yıllara yayılması teşvik veya yatırım projelerinde öncelik sırası tanınmalı ve artı % 5 - % 10 destek verilmelidir.
Kurumlarda bulunan teminat mektuplarımızın sözleşme feshi ile SGK’dan alınacak ilişiksiz belgesine müteakip başkaca gerekçeler öne sürülmeksizin ivedilikle tarafımıza iade edilmesini (idareler farklı gerekçeler ile teminatlarımızı ellerinde tutmak istiyorlar) fazladan teminat komisyon yükü ile karşı karşıya kalınmamasının sağlanması sendikalar ile imzalanan veya imzalanacak olan toplu iş sözleşmelerinde sorumluluğumuzun ortadan kaldırılması için gerekli düzenlemelerin yapılması devam eden ve açılacak olan tüm işçi davalarında taraf olmaktan çıkarılmak işe iadelerde taşeron firmalara değil kurumlara yapılması noktasında mevzuat çalışması taşeron firmaların ofis bünyesinde çalışan elemanlarının kamunun bu alanda doğacak olan nitelikli iş gücünün karşılanmasına olanak sağlanması.