Nevşehir Veteriner Hekimler Odası Başkanı Tekin KEÇECİ katıldığı oda başkanları toplantısıile ilgili bilgi verdi.

Başkan KEÇECİ yaptığı açıklamada:  ‘’Türk Veteriner Hekimler Birliği’ne bağlı 56 oda başkannın katıldığı oda başkanları toplantısı 9-10 Mayıs 2015 tarihinde Türk Veteriner Hekimler Birliği himayesinde Trabzon Bölgesi Veteriner Hekimleri Odası ev sahipliğinde gerçekleşti. Yapılan toplantıda Zoonoz hastalıklarla mücadele, hayvan sağlığı, toplum sağlığı,  gıda güvenliği ve uygulanan hayvancılık politikaları detaylı bir şekilde incelenerek sorunlar tespit edilip çözüm yolları üzerinde bilgi alışverişinde bulunuldu. Toplantı sonrasında bir basın bildirisi hazırlanarak yapılan çalışmalar kamuoyu ile paylaşıldı.’’ dedi

 

Başkan KEÇECİ kamuoyuna yapılan basın açıklamasının şöyle olduğunu bildirdi:

 

TÜRK VETERİNER HEKİMLERİ BİRLİĞİ ODA BAŞKANLARI

TOPLANTISI SONUÇ BİLDİRGESİ

 

  09-10 Mayıs 2015 TRABZON

 

            Biz veteriner hekimler olarak, Ülkemizde, dünya standartlarında veteriner hekimlik hizmetlerinin yürütülmesinin ülkemiz için öneminin farkındayız. Ve bu konudaki sorumluluklarımızın bilincindeyiz.

 

            Son yıllarda Ülkemizdeki hayvan sağlığı, toplum sağlığı,  gıda güvenliği ve uygulanan hayvancılık politikaları konularındaki kaygılarımız artmıştır. Bu nedenle, Türk Veteriner Hekimleri Birliği Merkez Konseyi ve 56 Veteriner Hekimleri Odası olarak Trabzon'da bir değerlendirme toplantısı yapılmıştır. Bu toplantı sonrası, hayvan sağlığı, toplum sağlığı,  gıda güvenliği ve uygulanan hayvancılık politikaları ile ilgili kaygılarımızı ve önerilerimizi, yasal sorumluluğumuz gereği kamuoyu ile paylaşma gereği duyuyoruz.

 

Tespitlerimiz;

 

-TUİK in verilerine göre, hayvan varlığımız sayısal olarak AB ülkeleri arasında iyi durumda görülmesine rağmen, verimlilik açısından oldukça düşük seviyelerdedir. Bu nedenle, hayvansal ürün üretimimiz yetersiz kalmaktadır.

-Hayvan kayıt sistemimiz sağlıklı işletilemediği için hayvan sayıları ile ilgili sağlıklı bir veri elde edilememektedir. Bu da hayvan ve hayvansal ürünlerin üretimi ile ilgili yanlış planlamalara neden olmaktadır.  

-Canlı hayvan ve hayvansal ürün ithalatı hayvancılığımıza çok büyük zararlar vermekte, yerli üretici haksız rekabet ile karşı karşıya bırakılmaktadır. Buda hayvancılığımızın gelişmesinin önündeki en büyük engellerden birisini oluşturmaktadır.

-Gelişmiş ülkelerde, hayvancılık destekleri, tarım destekleri içerisinde en az %50 paya sahiptir. Oysa ülkemizde bu oran %25 seviyesindedir. Desteklemelerin bu yetersizliği yanında, desteklemelerin yetiştirici birlikleri üzerinden verilmesi, desteğin tamamının yetiştiriciye ulaşmasına engel olmakta ve beklenen yararı sağlamamaktadır.

-Büyükşehir yasası kapsamında yapılacak uygulamalar, tarımsal alanların imara açılmasına neden olacak. Bu da hayvancılığımıza, geriye dönüşü mümkün olmayan zararlar verecektir.

 -Ülkemizde ıslah amaçlı üretici birlikleri belirlenmiş kuruluş amaçları dışında faaliyet göstermektedir. Ticari kaygıyla hareket eden birlikler, hayvan ıslahı konusunda yararlı olamadıkları gibi aşırı ilaç satışı ile toplum sağlığını riske atmaktadırlar. Bu birlikler idari ve mali açıdan da yeterince denetlenmemektedir.

-Hayvan ıslah çalışmalarında suni tohumlama yöntemi, tüm dünya ülkelerinde ve ülkemizde yıllardır başarı ile uygulanan sağlıklı ve ekonomik bir yöntemdir. Ancak; Bakanlık tarafından hazırlanan proje kapsamında, bazı illerde köylere boğa dağıtılarak, tabii tohumlama hizmetlerinin yeniden uygulamaya geçirilmesi düşünülmektedir.

Dölerme hastalıklarının yayılmasında önemli bir etken olan tabii tohumlama uygulamaları, yıllar önce, ülkemizde suni tohumlama hizmetlerinin ulaşamadığı bölgelerde, köylere damızlık boğalar verilmek suretiyle zorunlu olarak uygulanmıştır. Ancak, bu gün ülke genelinde hizmet veren 6.000 den fazla serbest hekimle suni tohumlama uygulamaları, ülkenin tamamına ulaştırılmaktadır. Böyle riskli bir uygulamanın yeniden başlatılması hayvancılığımıza ve hayvan sağlığına önemli zararlar verecektir.

-Doğu ve güney sınırlarından kontrolsüz olarak ciddi manada hayvan girişlerinin olduğu, bu durumun hayvan sağlığı, toplum sağlığı ve ülke hayvancılığına önemli zararlar vermektedir.

-Hayvan sağlığı, gıda güvenliği ve denetim hizmetlerinde bu kadar yetersizlikler yaşanırken, veteriner hekimler asıl görevlerini yapamayacak pozisyonlarda çalıştırılmaktadır. Örneğin TARGEL projesi kapsamında çalışan veteriner hekimlerin görev alanına girmeyen konularda çalışmaya zorlandığı bu nedenle projenin hedefine ulaşamadığı görülmektedir.

-Hayvan sağlığı ve insan sağlığına önemli boyutlarda zararlar veren, küresel boyutlarda etkili olan Kuş Gribi, Batı Nil Hastalığı ve Kırım Kongo Kanamalı Ateşi gibi salgın hastalıklar için takip ve erken uyarı sitemlerimiz bulunmamaktadır. Bu da, salgın hastalıklara erken müdahale şansını engellemektedir.

-Veteriner ilaç sektöründe, üretici birlikleri başta olmak üzere, yetkisiz kişiler toplum sağlığını tehdit edecek boyutta İzlenebilirliği olmayan ilaç satışı gerçekleştirmektedirler.  Bazı illerde bakkallarda bile ilaç satılmaktadır. Bu durum, hayvansal ürünlerde kalıntı problemi ve ilaçlara karşı direnç oluşturmaktadır.

-Halk sağlığını tehdit eden zoonoz hastalıkların dünya genelinde etkilerinin artması nedeniyle, Dünyada tek sağlık konsepti uygulaması başlatılmışken Ülkemizde, Sağlık Bakanlığı bünyesinde veteriner halk sağlığı ile ilgili herhangi bir birim bulunmamaktadır. Bunun yanında, sağlıkla ilgili yapılan yasal düzenlemelerde, hayvan sağlığı ve veteriner hekimler kapsam dışı bırakılmaktadır.

 

-Hayvan sağlığı toplum sağlığı ve ülke ekonomisi açısından önemli görevler yapan veteriner hekimlerin özlük hakları ücretleri diğer meslekler karşısında irtifa kaybetmektedir. Taşeron sistemi, fiili hizmet hakkının ellerinden alınması, zor şartlarda çalışan veteriner hekimlerin emekliliklerinde önemli kayıplara neden olmaktadır.

 

-Seçim sürecinde programlarını açıklayan siyasi partilerin programlarında hayvan sağlığı, insan sağlığı ve gıda güveliğine yeterince yer vermemesi bu konuların önemini yeterince kavrayamadıklarını göstermektedir.

 

Önerilerimiz,

-Hayvancılık politikaları yeniden ele alınmalı, bir devlet politikası olarak uzun vadeli hedefler belirlenmeli ve ısrarlı bir şekilde uygulanmalıdır.

-Veteriner Hekimlik hizmetlerinin ülke genelinde etkili bir şekilde yürütülebilmesi için merkezi ve yerelde örgütlenmiş bağımsız bir yetkili otorite kurulmalıdır.

-Üretici birliklerinin görevleri, hayvan kayıt sistemini iyi bir şekilde takip etmeleri ile sınırlandırılmalı, veteriner sağlık hizmetleri vermeleri önlenmelidir.

-Hayvancılık desteklemelerinin tarım destekleri içindeki payı en az %50 seviyelerine çıkartılmalı ve amacına hizmet edebilmesi için doğrudan yetiştiricilerin hesaplarına yatırılmalıdır.

-Et ve süt kooperatiflerinin desteklenerek halka ucuz ve kaliteli hayvansal ürünlerin sunulmasına imkan sağlanmalıdır.

-Toplum sağlığının etkili bir şekilde korunabilmesi için Büyük Şehir Belediyeleri bünyesinde Veteriner Halk Sağlığı Daire Başkanlıklarının kurulması sağlanmalıdır.

-Bulaşıcı hayvan hastalıklarıyla mücadelede resmi veteriner hekimlerin tek başına yeterli olamayacağı bir gerçektir.  AB ülkelerinde de olduğu gibi serbest çalışan veteriner hekimler bu mücadeleye entegre edilmeli ve 5996 sayılı yasada da belirtildiği gibi yetkilendirilmiş veteriner hekim olarak görevlendirilmelidirler.

-Koruyucu hekimlik insan ve hayvan sağlığı için çok önemlidir, aşılama bu konuda etkili ve ucuz bir metottur. Ulusal aşılama politikası acilen oluşturulmalıdır.

-Hayvan sağlığı ve gıda güvenliği adına, veteriner ilaç satışları konusunda mutlaka etkili bir denetim yürütülmelidir.

-Yeterli ve etkili bir eğitim için YÖK veteriner fakültesine öğrenci alınmasında bir taban puanı uygulaması getirmelidir. Yeni Veteriner Fakültesi açılmasına son verilmeli, mevcutların EAVE kriterlerine ulaştırılması sağlanmalı, ulaştırılamayanlar kapatılmalıdır.

-Veteriner hekimliği uygulamalarında çok büyük eksikliği hissedilen uzmanlıkla ilgili devam eden yönetmelik çalışmalarının, Türk Veteriner Hekimleri Birliği başta olmak üzere ilgili meslek örgütlerinin de görüşü alınarak en kısa sürede tamamlanmalıdır.

-Veteriner hekim muayenehane açılışlarında Bakanlıktan alınan açılış ruhsatı yanında belediyelerden de açılış ruhsatı alınma zorunluluğu bulunmaktadır. Oysa; diğer meslekler için (Avukat, mali müşavir, eczane, diş hekimi, Doktor gibi) yapılan yeni yasal düzenlemeler ile bu ruhsat zorunluluğu kaldırılmıştır. Bu ruhsat sadece, veteriner hekim muayenehanelerinin açılışında talep edilmektedir. Bu adil olmayan uygulamanın biran önce kaldırılması gerekir.

 

-Yapılan yasal düzenlemelerde bilimsel kriterler esas alınmalıdır.

 

Yukarıda belirttiğimiz endişelerimizin ve önerilerimizin ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından dikkate alınarak gereğinin yapılmasını Türk Veteriner Hekimleri Birliği olarak talep ediyoruz.

 

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.

 

Talat GÖZET

Türk Veteriner Hekimleri Birliği

Merkez Konseyi Başkanı

Merkez Konseyi ve 56 Veteriner Hekimleri Odası adına