Doç. Dr. Faruk GÜÇLÜ

Acıgöl'ün tarihinin incelenmesinde M.Ö. 3000 yıllarında bile insanların yaşadığı tarihsel kalıntılardan anlaşılmaktadır. M.Ö. 1800-2000 yılları arasında bu bölgede; Hititler Frigyalılar ve Lidyalılar arasında bu topraklar el değiştirmiştir. Ovaören ve Gökçetoprak Köyü kalıntılarından anlaşıldığı üzere Topada olarak anılan Acıgöl Tabal Krallığı döneminde de önemli bir yaşam bölgesi olmuştur. İlçenin ilk adının Topada olduğu, sonradan bu ismin Dobada olarak kullanıldığı yapılan incelemelerden anlaşılmıştır.

Roma imparatoru Konstantin 330 yılında Hristiyanlığın yayılmasını serbest bırakınca bölge halkı tamamen hristiyanlaşmıştır.  Roma imparatorluğu ikiye bölününce Anadolu Doğu Roma yani Bizansların eline geçmiştir. 7.YY da İran Sasanileri'nin baskınlarına uğramışlarsa da tekrar Bizans egemenliği altında kalmıştır.

Önceleri Danişmendlilerin hakim olduğu topraklar, 1175'en itibaren Anadolu Selçuklu Devleti’nin eline geçmiştir. Bu devletin 1308'de yıkılmasından sonra İlhanlılar, Eretnaoğulları, Kadı Burhanettin ve Karamanoğullarının idaresinde bulunmuş, Yavuz Sultan Selim tarafından 1515'e Osmanlı topraklarına katılmıştır

Acıgöl yer altı şehri Acıgöl merkezinin kurulduğu yerin altı olup, büyüklü küçüklü sığınağa benzeyen eski barınma yerleri vardır. Su andaki yer altı şehrinin bir kısmı açılmış ancak, daha açılmayan bölümleri vardır. Yer altı şehrine Acıgöl ilçesinden girip Yuva köyü yolundaki kaleye kadar Aksaray yolundaki Acıgöl'e 7 km uzaklıktaki iğdeli ye kadar hatta Karapınar kasabasına kadar geçitlerin uzandığı belirtilmektedir. Yer altı şehirlerinin çoğu çeşitli afetler sonucunda toprakla kapandığından geçitler kullanılmamakta ve harabe halindedir.

Acıgöl Yeraltı şehri Cumhuriyet Mahallesinde olup, Acıgöl Belediyesi tarafından bakım ve onarımı yapılmıştır.

Bugünkü Acıgöl’ün  oğuzların Kaçar boyundan olan Horasan Erenlerinden Piri Bey tarafından 1525 yılında kurulduğu sanılmaktadır. Konya ilinin sınırları içinde olan Işıklar yaylasında dergah açan Horasan erenlerinden Hıdır isimli Türkmen Dervişinin soyunda gelen Piri Bey ve Obası Acıgöl'e ilk yerleşenlerdendir. İl Kültür Müdürlüğü folklor araştırmacısı Hüseyin Sevindik tespitlerine göre “Piri bey, Konya beyiyle yaşadığı anlaşmazlıklar yüzünden Konya bölgesinden ayrılarak Acıgöl’e gelmiştir. Bu sırada Tatlarinli’lerin Piri Bey’in bölgeye yerleşmesine izin vermedikleri ve aralarında kavga çıktığı, Piri Bey’in bu nedenle Tatlarin’e doğru iki akan derenin önünü keserek gölcükler oluşturduğu ve Dobada adının buradan geldiği”(Nevşehir Dergisi, Aralık 2015 sy;4).Rivayet edilmektedir.

Topada yazıtları olarak bilinen yazıtlar Piri Bey’den çok öncesine (Tabal Krallığı dönemine) ait olduğu için Topada adının Piri Bey bölgeye gelmeden var olduğu tarihçilerin genel kanaatidir.

Dobada’dan sonra Acıgöl adının ise Nevşehir-Acıgöl arasında yer alan Acıgöl adıyla anılan küçük bir gölden geldiği anlaşılmaktadır. Maden suyunu andıran acımtırak bir suyu olan gölün daha sonra suyunun şehir şebeke suyuna aktarılarak gölün kurutulduğu bilinmektedir. Çocukluğumda anımsadığım bu küçük ve şirin gölün kurtulmasının da doğru olmadığı kanaatindeyim.

 

Acıgöl yakınlarında çok sayıda volkanik küçük tepe ve tepecikler vardır. Eskiden bu tepelerin çukurlarında birikmiş sulardan ve göllerden de söz edilir. Şimdilerde bu tepelere yol açılarak araçla çıkılabildiği görülmektedir.

Acıgöl 1870 yılında Kırşehir sancağına, 1902 yılında Ankara iline bağlanarak sancaklardan biri oldu. Kurtuluş Savası başlamadan Niğde Mutasarrıflığı içinde yer alarak kongrelere delege göndermiştir. 1914 yılında bucak merkezi, 1952 yılında kasaba, 1987 yılında da 3392 sayılı kanunla Nevşehir iline bağlı bir ilçe olmuştur. Nevşehir-Aksaray karayolu üzerinde bulunan Acıgöl ilçesinin merkezi Nevşehir'e 20 km uzaklıktadır. İlçenin, biri ilçe Merkez Belediyesi olmak üzere 3 belediyesi ve 10 köyü vardır.

Topada yazılı anıtı,Hitit hiyeroglifleriyle yazılmış bu kaya anıtlarının en önemlisidir. ilçe merkezine bağlı Ağıllı köyündedir. MÖ 738-730 yılları arasında yazıldığı düşünülmektedir.

Tarım ve hayvancılıkla geçinen Nevşehir’in yedinci ilçesinde sanayi ve turizm istenilen ölçü de henüz gelişememiştir. Oysa turizm açısından yeterli alt yapısı da mevcuttur. Örneğin;

Acıgöl Yer altı Şehri : Turizme henüz tam olarak kazandırılamamıştır.

Tatlarin Kasabası Yer altı Şehri : Bir kısmı turizme açılmıştır.

Kurugöl Kasabası Yer altı Şehri : Turizme açılmamıştır.

Ağıllı Köyünde bulunan Yazılı Kaya kendi haline terk edilmiştir.

Acıgöl ilçesi Kepez ve İğdeli ören yerleri

Kozluca Köyü ,”Şahna” olarak bilinen yer altı şehri harap haldedir.

Kozluca ve Yuva Köyü arasında yer alan Hasan Dede Türbesi yıkılmaya yüz tutmuştur.

Bu tarihi değerlerin korunması gereklidir.

Acıgöl, Aksaray ve Nevşehir –Göreme ana karayolu üzerinde olmasına rağmen gelişmelerden yeterince nasibini alamamıştır. Yerleşim alanı ve verimli toprakları Tarım ve turizm yatırımları açısından uygun bir bölgedir.

Yararlanılan Kaynaklar;

-Nevşehir Valiliği İnternet sitesi,

-Wikipedia

-Hüseyin Sevindik , Nevşehir Dergisi, Aralık 2015 sy;4