Borus Çayı Göre Kasabasını Görnüs, Hömerti mevkilerinden geçerek Maşatlık, Gazhane, Tosunoğlu bahçelerinden, Nevşehir’e, dere Mahallesinden girer. Buralarda vadi çok derindir ve Eski Göre yoluna paralel olarak uzanmaktadır. Bu yol eskiden Nevşehir’in en önemli yollarından biriymiş, susa denmekteymiş. Yolun ise lakabı “Cicili yol” olarak geçmektedir. Dere ve Cumhuriyet Mahalleleri eski Karammiler’in taş evleri bulunmaktaymış. 1924 Mübadelesinden önce de bayağı kalabalık bir yerleşimmiş, 1924 Mübadelesiyle Nevşehir’i terk eden Rumların yerine Muhacirler getirtilmişti. Tabi ben bunları tanıyorum.

Dere Mahallesi ulu ağaçlarla çevrildiği için adeta bir orman içi yerleşke görünümündeydi. Bu eski yol, doğruca belediye binasının önüne çıkar. Daracık susa Nevşehir-Adana karayolu üzerinde bulunduğu için kamyonların, otobüslerin geçiş güzergâhıydı. Yeri gelmişken, Nevşehir’de ilk trafik kazası da bu yolda olmuştu. Belediye ye yakın, sonradan Yetiştirme Yurdu olarak kullanılan bina bir zamanlar Ortaokul olarak görev yapmış, daha önceden de Kaymakamlık binası olarak kullanılmıştır. Bu binanın 500 metre kadar uzağında ise İstiklâl İlk Okulu bulunmaktaydı. Eski Yetiştirme yurdunun az üzerinde Kurşunlu Cami ve külliyesi, Belediyenin az berisindeki bayırda Nevşehir için elektrik üreten bir santral faaliyet göstermekteydi. Bu yüzden ona doğru inen bayır Santral Bayırı olarak anılmaktadır. Yine aynı bayırda Nevşehir’in ilkyazlık sineması bulunmaktaydı.

Belediye binasının yanında Kavaklı gazino halka hizmet vermekteydi. Gezer ozanlar sıcak yaz gecelerinde halka türküler, deyişler söyler, Nevşehirli ozanların da katılmasıyla çok güzel kültürel etkinliklerde bulunulurdu. Bir sanat dalı kıymetli olduğu zaman ustalarını hatta üstatlarını yetiştirir. Çocukluğumda birçok yaşlılarımızın ibretlik şiirler yazdığına, köylerde ozanlarımız olduğuna şahit olmuştum. Bu ozanlarımız destanlarını risale yapıp çarşıda pazarda sattıklarını benim yaşımdakiler iyi bilir. Yine bir araştırmamda 70-80 yıl öncesinden udi, tamburi kadınlarımızın olduğunu duymak beni çok sevindirmişti. Tefçi kadınlar ya duydukları türküleri çalar ya da repertuarını geliştirmek için kendileri türküler yakarlardı. Günümüzde unutulan “Burası BeddikMahlesi, Alim evlen evlen” Türküsü güzel bir örnek teşkil etmektedir. O günleri yâd etmek ve kaleme almak için son tefçi kadınlardan biri ile röportaj yapmak istedim. Olmadı.

O günkü Halk evine (Bu gün Kültür Müdürlüğünün yanındaki bina, Eski Adliye) çeşitli konserler, tiyatrolar. Etkinliklerin gerçekleşmesi bir zamanlar Nevşehir daha mı sosyaldi? Sorusunu aklımıza getirmektedir. Tekstil Fabrikasının sinema salonunda klasik filmler gösterimde olurdu. Doktor jivago, Ben Hur, İyi kötü çirkin gibi filmleri orada görmüştüm. Nevşehir’de bulunan sinemalarda çoğu kez piyasa filmleri gösterimdeydi. Sinemalarda porno filmler görülmeye başlandığı zaman halkın sinemaya gitmesi bitmiştir.

Televizyon da hayatımıza yavaş yavaş girmeye başladığı yıllardı. Hışırtılı, bol karlamalı ki o tabir kullanılırdı. Görüntüyü seçmek için bayağı çaba sarf edilirdi. Televizyon çok pahalı olması nedeniyle her evde bulunmaz, olan evlerde ise akraba, konu komşu hiç eksik olmazdı. Nevşehir’de ilk televizyonu Tahmis Caddesinde bir dükkânın vitrininde görmüştüm. Vitrinin önü miting meydanı gibiydi. Siyah-beyaz yayın arızaya geçmiş, müzik eşliğinde bir kilim deseni gösteriyordu. Tüm kalabalık hayretler içinde bunu izliyordu.

İnsanın alışıla gelmişinin üzerinde yeni bir cisim veya ürün çok büyük heyecanlara neden olduğu bir gerçektir. Nevşehir’e radyonun gelmesi daha büyük bir heyecana neden olmuştu. Radyolu evler misafirlerle dolmuş taşmış, yayınlar heyecanla dinlenmişti. Hiroşima’ya atılan atom bombasının haberi de Nevşehir’de radyolardan dinlenmişti.

Demek ki gelecekte kişisel uçma araçları veya günümüzde imkânsız görünen bir ürün en sıradan sayılacak. Günümüzde o kıymetli televizyonların yüzüne bakan bile yok. Zamanında küçük bir servet olan radyolar hem ucuzladı hem de küçülüp ceplere bile girdi. Geçmişin mobilya vari radyolarını günümüzde antikacılarda görüyoruz.

Demir Hafızın cenazesi Kurşunlu cami önü. 14.02.1952

Nevşehir’de motosikletli gençlerimiz. 25.05.1950

Yıllar önce Belediye caddesinden bir görünüş. 28.02.1947

Eski Nevşehir’den görünümler.