NOHUTUN HİKAYESİ

CicerArietinum. İki çeneklilerden, ayrı taç yapraklı olan nohut bitkisi, çok fazla üyesi olan Baklagiller (Leguminosae) familyasındandır. Beyaz ve morumsu çiçekler açan, 30-60 santimlere kadar boylanan nohut, tek yıllık ve otsudur. Tohumluğu zarflı, tuzlu ve kısa tüylüdür.

Oysa yabani bir alt türü olan Anadolu nohudu (CicerAnatolicum) çok yıllık bitkidir. Buğday tarlalarında rastlanır. Halkımız bu türünde tohumlarını çiğ olarak yerler.

8000 yıldır tarımı yapılan nohut tarlalarda yetiştirilmesinin yanında, yöremizin elit tarım alanlarından sayılan geniş vadilerdeki özlerde (Tarım yapılan bahçe/bostan) garık (Bahçenin sulanabilen parçalarından her biri) ve öz kelilerinde (Ekenek sınırları) yaygın olarak yetiştirilmektedir. Tarihi verilere göre Hitit devirlerinden öncede bilinen nohut; Protein (%23), karbonhidrat (%64), mineral, vitamin oranlarının da yüksek olması bu bitkiyi doyurucu kılmıştır. Tarihte birbirinin ardınca yaşanan kıtlıklar, savaşlar, göçler bu bitkinin önemini daha da artırmıştır. Susuzluğa dayanması, ( tek yıllık olması ve yaz başında hasadının yapılabilmesi) sert kışlara ve soğuğa dayanıklı olması, yetiştirilmesinin kolaylığı ve toprak kalitesine dayanıklı olması, kökleriyle toprağa azot bağlayabilme özelliğinin toprağı zenginleştirerek, başka bitkilerin yetiştirilmesine zemin hazırlaması, tohumun kullanım amaçlarının çok geniş bir yelpaze sunması bu bitkinin kıymetini artırmaktadır.

Türkiye’de en çok üretilen baklagillerden olduğu kayıtlardadır. Nevşehir ve yöresinde 1960’lı yıllarda 700 ton olan nohut üretimi, 1970’li yıllarda 5700 tonun üzerlerine çıkmıştır. Bu miktar, kuru fasulyenin ve mercimeğin çok üzerindedir. FAO verilerine göre dünyada nohut üretimi hektar başına ortalama 615 kilogram iken, bu rakam Anadolu’da 1146 kilogramı bulması nohudun yöremize sağladığı uyumun bir göstergesi olarak kabul edilebilmektedir. Başka bir önemli gösterge ise; Zenginin ve fakirin sofralarında bulunması nohudu temel gıda kategorisinde de değerlendirmemize imkân vermektedir.

İnsanlar kendi yörelerinde yetişen ürünleri değerlendirmede ve bu ürünlere özellikler katmada oldukça ustadır. Yöremiz insanları da nohudun birçok özelliğini ortaya çıkarmıştır. Çeşit çeşit yemeklerinin yanında, leblebisi, kahvesi, kavurması yapılmaktadır. Bu ürünleri de özellikli olsa da öne çıkan esas özelliği simididir.

NEVŞEHİR SİMİDİ

Yöremizde Peksimet olarak da bilinir. Nevşehir simidi Türkiye’de sadece yöremizde bilinmekte olup tanıtılmaya değer bir ürün olarak öne çıkmaktadır. Nevşehir simdin de nohudun rolü simide maya olmasıdır.

İlk ne zaman yapıldığı bilinmemekle birlikte Ürgüp ve Nevşehir bağlantısından bahsederler. 1960’lı yıllara kadar simidin mayasını tek bir usta yapar ve diğer simit üreten fırınlara dağıtırmış. Günümüzde mayayı üretim yapan fırıncıların kendilerinin hazırladıkları söylenmektedir.

MAYANIN HAZIRLANMASI

Mayada kullanılacak su, fırının cehennemliğinde ( Dengeleyici hava girişi ve külün biriktiği yer.) 1-1,5 saat kaynatılır-ki, fırıncılar bu sayede suyun içindeki yabancı maddelerin iyice temizlendiğine inanmaktadırlar. Zira çay demlenirken suyun biraz fazla kaynatılması çayın lezzetini artırmaktadır.

Bu arada nohutlar şahalanır. (Tohumun ezilmeden birleşim yerlerinden ayrılması) sonra bu şahalanan nohutlar koyu renkli cam bir şişenin belli bir miktarına kadar doldurulur. Bu şişenin üzerine kaynamış ve biraz dinlendirilmiş sıcak su dökülür. Şişe üzlükle (Küçük çömlek) kapatılıp, cehennemliğin sönmüş küllerinin arasında 8-9 saat mayalanmaya bırakılır.

Mayalanma neticesinde şişeden çıkan köpüklü su (100-200 Gr.) ile ilk maya hazırlanmış olur. Sonra bu maya ile hazırlanan hamurunda olanlaşması beklenir. Maya ile olgunlaşan bu hamur, çuval un miktarında hazırlanan son hamura katılıp, tekrar olgunlaşması beklenir.

Nevşehir simidi ve yine bizim bu yörede çok tanınan tahinli simit bu hamurdan yapılmaktadır. Gerek tahinli simit gerekse Nevşehir simidi tavalarda ve odun ateşinde yapılmaktadır.

NEVŞEHİR SİMİDİNİN ÖZELLİKLERİ

Katıksız yenebilmektedir. Doyurucu olduğu kadar mideyi de yormaz. Hafif sarı görünen hamuru, nohut unuyla yapılmış hissi vermektedir. Nemli yerde durmazsa küflenmez, kurur. Bu özelliğinden dolayı kurutulmuş simitleri fırınlanıp yemesi de müptelalarının arasında oldukça yaygındır. Ucuzdur, pratiktir. Eskiden kahvehane müdavimleri çayla simidi oldukça severlerdi. Hatta eskilerden kalma bir söz vardır: “Gel bi çay içelim, iki simit yiyelim.”Bir dostun bir dostu kahvehaneye davetiydi…

Simit esas gurbete taşınanlar arasında ünlüdür. Çocukluğumdan beri dışarıdaki akrabalara, dostlara koli koli simitler göndeririz. Simit parçalarının çorbalarda iyi gittiğini de rahmetli ablamdan öğrenmiştim.

SİMİT HAKKINDA BİRKAÇ DEĞERLENDİRME

Tahinli simidinde değerlendirilmesi gerektiğine inanmaktayım. Zira mayası ve hamuru aynı kaynaktan oluşmaktadır. Aynı Nevşehir simidi gibi kendine has özellikler taşımaktadır. Örneğin bayatladığı zaman sertleşir. Bizde sütün üzerine doğrar, yada çaya batıra batıra yeriz.

Nevşehir fırınlarının yapısı, geleneği ve çok uzun yıllardan beridir biriken tecrübelerin simidin kalitesinde önemli rol oynadığı da bir geçektir. Tüm bu nedenlerle Nevşehir simidi marka olmayı hak ettiğine inanmaktayım. Zira yöremizin turistik bir bölgede yer alması tanıtıma, istihdama ve yöre gelirine de katkı sağlayacağı bir gerçektir.

Konunun tam manasıyla yöresel olması simidin özelliğini de artırmaktadır. Nevşehir simidi günümüzde de kabul görmesi ve yaygın bir şekilde satılması dolayısıyla kaybolma tehlikesini şimdilik taşımamaktadır. Bir yöre insanı olarak bu lezzeti önce Türkiye’ye sonra da tüm dünyaya tanıtmak isterim. Eminim ki yine kabul görecektir. Adıyaman’ın çiğ köftesi, Bursa’nın döner kebabı, Kayseri’nin pastırmasının yanında hak ettiği yeri alacaktır.

Aşağıda Nevşehir simidi ile alakalı Somut olmayan kültürel miras tespit formunu arz ediyorum. Kişisel olarak uğraşmaya kalktım. Gerçekten zormuş. Devamını getirmek isteyen sivil toplum örgütlerine emeğimi onurla sunarım. Nevşehir’i marka yapmak için ürünlerinden başlamak gerekir.

SOMUT OLMAYAN KÜLTÜREL MİRAS TESPİT FORMU

SOMUT OLMAYAN KÜLTÜREL MİRAS UNSURLARININ AYRINTILARI

  • Unsurun adı: Nevşehir simidi.

  • Unsurun bilinen diğer adları: nohut mayasından yapılan Nevşehir simidi ve tahinli simidi geleneği.

  • Somut olmayan kültürel miras alanı/Alanları: Çok uzun yıllar önceden beridir bu kültürel mirası yaşatan fırıncılar, fırınlar ve halkımız. Tüm malzemesi yöresel olan; nohut, buğday ve bunların simit haline geliş aşaması.

  • Unsuru uygulayan grup, topluluk ve kişiler: Fırıncı esnafı ve halkımız.

  • Unsurun kısa tanımı: Yöremize has olan ve yöremiz adı ile anılan Nevşehir Simidi, Nohudun sıcak su ile mayalanması neticesinde, buğday unu ile hazırlanmakta ve tavalarda pişirilmektedir.

  • Unsurun İldeki coğrafi dağılımı (İlçe/köy): Nevşehir Merkez ve Ürgüp İlçesinde imal edilmektedir. Simidi köylerimiz ve diğer ilçelerde tanımaktadır.

  • Unsurun korunmasına yönelik olarak önerilen koruma önlemleri: simit halkımız tarafından yakından tanınmakta ve fırıncılar tarafından imal edilmektedir. Sadece eski ustalardan yararlanılarak belli standartlar getirilebilir. Bu da kaliteyi artırdığı gibi simit belli bir tabana oturtulmuş olur.

  • Konu ile ilgili İlde bulunan kurum/kuruluşlar:

  • Unsurlar ile ilgili elde bulunan yayınların listesi:

  • Unsur ile ilgili ek dökümanlar (CD ortamında Fotoğraf ve/veya video)