İçinden Şehir Akan Nehirler Başlığıyla Avanos Aksiyon Dergisinde

Aksiyon Dergisi'nin 5-11 Ağustos 2013 tarihli 974. sayısında, "İçinden Şehir Akan Nehirler" başlığı altında Avanos ve Kızılırmağa geniş yer verildi.

 

İÇİNDEN ŞEHİR AKAN NEHİRLER

KIZILIRMAK, KIZILIRMAK OLALI...

Kızıldağ’dan çıkıp tam tamına 10 şehir gezip Bafra Burnu’ndan Karadeniz’e dökülen Kızılırmak’a sorabilseydik, “En keyifli hangi şehirde akarsın?” diye, ihtimal, “Avanos” derdi, mutlu bir çağıltıyla. Teğet geçilmiş onca şehirden sonra, Avanos’un ortasından yürümek, insanoğluna bunca yakın olmak, riskli bir tercih aslında. Nitekim uzunca bir zaman, pişmanlıkla akıp gitmiş bu ilçeden. Su görmekten hoşlanmayan, yok öyle demeyelim, su görmekten kim hoşlanmaz, sudan korkan birileri, aman taşkın olmasın, kıyıları su basmasın diye nehrin etrafını yüksek duvarlarla kapatmış. Neticede su görünmez olmuş. Bundan on yıl önceye kadar siz Avanos’ta yaşıyor olsaydınız, şehrinizin içinden bir nehir geçiyor diye sevinir miydiniz? Beton duvarlarda şiirsellik aramanın beyhudeliği…  Sonra sonra, aklı başında bir belediye başkanı gelip de o duvarları yıktığında, Avanos’tan şöyle sesler yükselir olmuş: “Buradan Kızılırmak geçiyormuş yahu şimdi fark ettik.” Kayıtsızlık mı bu, yoksa yaşadığı çevreye müdahil olamamanın verdiği çaresizlik mi?

Bir de insan sormadan edemiyor, nehirlerin etrafını düzenlemek ‘lüks’ bir icraat mıdır? Irmağı o meşum duvardan kurtaran belediye başkanı Dr. Mustafa Körükcü, “Evet” diyor, “Özellikle ilçelerin o kadar çok altyapı sorunu var ki! Kanalizasyon ve içme suyu meselesi hallolmamış, şehir merkezindeki yollar yapılmamışken ırmak kenarındaki düzenlemeler lüks gibi görülüyor.”

Peki, Avanos’un altyapısı tastamam mıydı ki Kızılırmak’a vakit ayırabildiler? Bir dolu sorun burada da varmış tabii, o yüzden başkan Körükcü’nün ilk dönemi, nehir kıyısında neler yapılacağını planlamak ve gerekli izinleri almak için yazışmalar yapmakla geçmiş. İki yıl boyunca sadece yazışmak… Nehirlerin neden kendi hâline terk edildiğinin cevabı biraz da burada mı aranmalı acaba? Avanos Belediye Başkanı Körükcü’nün, Kızılırmak kıyılarını hazineden kiralayabilmek için 13 ayrı kuruma başvurması gerekmiş… İki-üç defa elden geçirilen projenin artık uygulanabilir bir şekle kavuşması 2009 yılını bulduysa, Kızılırmak şunun şurasında beş yıldır daha nazlı, nazenin akıyor demektir. Bu nazeninlikte, Yemliha ve Bayram Hacı barajlarının nehir sularını kontrol altında tutmasının da etkisi var tabii.

Şimdi, gidip göremeyenler için, Avanos’ta Kızılırmak’ı gösteren bir resim çizelim. Kenarlarına beton setler çekilmemiş nehir ferah feza akıyor. Salkım söğütlerin yansıması suyun içinde yemyeşil ve kaz sürüleri, çocuklar nereye, onlar oraya…  Asma köprüden bisikletle geçenler, yürüyenler, banklarda gün batımını izleyenler… Gondollarda ağır aheste süzülenler… Sadece oturmakla, yürümekle olur mu, projenin takdire şayan yönlerinden biri de nehir kıyısında her bütçeye uygun mekânlar düşünülmüş olması ve daha güzeli bu mekânların nehri boğmayacak oranlarda ve renklerde inşa edilmesi… Yeşilden, sudan mürekkep bu manzaranın Orta Anadolu’da gölgeye hasret bir bozkırın ortasında durduğunu da hatırlarsak, Kızılırmak’ın sadece ilçe halkı için değil, o civarda yaşayan herkes için nasıl bir vahaya dönüştüğünü anlayabiliriz.