Eğitim-İş; üyelerinin ve işkolu çalışanlarının mevcut hak ve çıkarlarını korumak ve yeni haklar kazanmak bilinciyle, okullarda öğretmenler tarafından yerine getirilen Nöbet Görevini 2012 yılının Şubat ayında gündeme taşımış olup bu kapsamda o tarihten bu güne kadar bir dizi eylem gerçekleştirmiştir.

Sendikamızın öğretmenlerin nöbet görevine,  yani okullardaki nöbetçi öğretmen uygulamasına bakışı aşağıdaki gibidir:

1. Nöbet Görevini Öğretmenler Yerine Getirmelidir: Nöbet hizmetine karşı olmadığımız gibi aksine nöbetin gerekli ve vazgeçilmez olduğunun bilincindeyiz. Nöbet görevinin de öğrenciyi en iyi tanıyan, sorunlara anında müdahale edebilen ve çözüm üreten öğretmenler tarafından yapılması gerekmektedir. Talebimiz yasal dayanağı bulunmayan, sorumluluğu çok fazla olan, zaman zaman öğretmenlere karşı bir silah olarak kullanılan nöbet hizmetlerinin Anayasamızın 18. Maddesine aykırı bir angarya düzenlemesi olmaktan çıkarılarak ücretlendirilmesi ve ek ders görevinden sayılarak norm kadroyla ilişkilendirilmesidir.

2. Nöbet Görevi Yasal Dayanaktan Yoksundur:    1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun öğretmenlik mesleğini tanımlayan 43. Maddesinde “Öğretmenlik, Devletin eğitim, öğretim ve bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesleğidir” denilerek mesleğin kapsamının “eğitim, öğretim ve eğitim yönetimi” olarak belirlenmesine karşın, ilgili yasada bir güvenlik görevi olan nöbet görevinden bahsedilmemiştir. Temel yasalarda olmayan nöbet görevinin ancak bir alt hukuki normu olan yönetmelikler ile zorunlu kılınmaya çalışılması hukuk biliminin ruhuna aykırıdır.

3. Nöbet Görevi Açık Bir Angaryadır:       Öğretmenler de diğer ücretli kesimler gibi harcadıkları emek karşılığında ücret alarak yaşamlarını sürdürmektedirler. Eğitim-öğretim işleriyle ilgili harcadıkları emeğin çok ucuz olduğu ülkemizde; temel ücretlerinin yükseltilmesi, insanca yaşam ve onurlu bir gelecek için taleplerini her geçen gün daha yüksek sesle dile getiren öğretmenlerimizin bu talepleri, siyasal iktidarlar tarafından görmezden gelinmektedir. Bununla yetinilmeyerek angarya niteliği tartışılmaz birçok görev yüklenen öğretmenlerimize zorla nöbet tutturulmaktadır. Evrensel tanımda angarya; “Bir kimseye veya topluluğa ücret verilmeden zorla yaptırılan iş” olarak belirtilmektedir. Bu tanıma göre Nöbet Görevi açık bir angaryadır. Angarya çalıştırmak hem anayasamızın “angarya yasaktır” hükmünü içeren 18. maddesine hem de ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere aykırıdır.

Yasal dayanaktan yoksun ve angarya niteliğindeki nöbet görevi ile ilgili Eğitim-İş olarak 2012 yılının Şubat ayından başlayarak yürüttüğümüz eylemler:

·       1 Mart-1 Nisan 2012: Nöbet göreviyle ilgili imza kampanyası

·       13-17 Mayıs 2013: “Nöbetimi Tutuyorum Ücretimi İstiyorum” yazılı kokartlar takarak nöbet tutma;

·       20-24 Mayıs 2013: “Ücret Yoksa Nöbet De Yok” yazılı kokartlar takılarak nöbet tutmama eylemi başlatılmıştır.

·       Merkez Yönetim Kurulumuzun 17.01.2014 tarihli kararıyla, her ayın ilk haftası nöbet tutmama yönündeki eylem kararı kapsamında;

Mart ayı için: 3-7 Mart 2014

Nisan ayı için: 7 - 11 Nisan 2014

Mayıs ayı için: 5-9 Mayıs 2014

Haziran ayı için: 2-6 Haziran 2014 tarihleri arasında nöbet tutmama eylemi gerçekleştirilmiştir.

·       Merkez Yönetim Kurulumuzun 07.11.2014 tarihli kararı kapsamında;

Kasım ayı için: 17-21 Kasım 2014 tarihleri arasında 1 hafta süreli

Aralık ayı için: 01-12 Aralık 2014 tarihleri arasında 2 hafta süreli nöbet tutmama eylemi gerçekleştirilmiştir.

·       Son olarak ise yine Merkez Yönetim Kurulumuz’un 26.12.2014 tarihli kararı ile;

05.01.2015 ile 12.06.2015 tarihleri arasında kesintisiz olarak nöbet tutmama eylemi yapılmasına karar verilmiş ve eylemimiz devam etmektedir.

            Bundan sonraki süreçte öğretmenlerin büyük çoğunluğunun katılacağı nöbet tutmama eyleminde taleplerimiz şu şekildedir:

·       Angarya niteliğindeki nöbet görevi ücretlendirilmelidir.

·       Nöbette geçen süreler öğretmenlerin norm hesaplamalarında dikkate alınmalıdır.

·       Okullarda öğretmenlere verilen nöbetlerin sayısı ve nöbet yeri tespitinin okul müdürlerince hiçbir somut kurala bağlı olmaksızın belirlenmesi uygulamasına son verilmelidir. Çünkü kuralsız uygulama birçok okulda suistimal edilmekte, öğretmenler haftada birden fazla nöbet tutmak zorunda bırakılmaktadır.

·       Yönetmeliklerin ilgili maddelerinde yer alan, “Okuldaki öğretmen sayısının yeterli olması durumunda, bayanlarda 20, erkeklerde 25 hizmet yılını dolduran öğretmenlere nöbet görevi verilemez” hükmü okul idarelerince yeni nöbet alanları yaratılarak fiilen uygulanmamaktadır. Bu yüzden ilgili madde, “bayanlarda 20, erkeklerde 25 yılını dolduran öğretmenlere kendi istekleri halinde nöbet görevi verilir” şeklinde düzenlenmelidir.

·       Nöbetçi öğretmenin, aynı gün içinde hem boş derse girip hem de teneffüslerde nöbet görevi yaptırılarak dinlenme hakkı elinden alınmamalıdır. Nöbetçi öğretmen nöbet gününde ya sadece boş derslere girmeli ya da sadece ders dışı genel nöbet görevini yerine getirmelidir.

·       Yasal dayanaktan yoksun nöbet görevi yasal zemine kavuşturularak öğretmenlerin yetki ve sorumluluklarının çerçevesi belirlenmelidir.

Okullarımızın huzur ve güvenliğinden öncelikli sorumlu olan siyasal iktidarın, eylemlerimizi görmezden gelmek yerine, uluslar arası sözleşmelerden doğan yükümlülüklerini yerine getirerek taleplerimizi bir an önce yaşama geçirmesini; taleplerimizin karşılanmaması durumunda ise angarya nöbet görevini bir daha yerine getirmeyeceğimizi bir kez daha vurgulamak isteriz.

İlk olarak Şubat 2012’de Eğitim-İş’in çağrısıyla öğretmenlerin başlattığı “nöbet tutmama” eylemine diğer sendikalar da daha fazla kayıtsız kalmamış Ocak 2015’te Türk Eğitim-Sen, Şubat 2015’te de Eğitim-Sen, Aktif Eğitim-Sen, Özgür Eğitim-Sen, Birlik Eğitim-Sen ve Eksen Eğitim-Sen eyleme katılacaklarını açıklamışlardır. Farklı eylem türleri önerseler de “nöbet”in angarya görülmesi ve ücretlendirilmesinin istenmesi, eylem çağrımızın karşılık bulduğunu göstermektedir ve sevindirici bir gelişmedir.

“Nöbet tutmama” eylemine daha güçlü ve etkili bir katılımı sağlama, eğitim emekçilerinin haklı taleplerinde birlikte hareket edilebileceğini göstermek bakımından çok önemlidir. Eylemde ortaklığın sağlanmasını çok önemsiyor ve katkı veren tüm örgütlere teşekkür ediyoruz.

Bu bağlamda Eğitim-İş, “Hak verilmez, alınır” ilkesini kendisine şiar edinerek öncü ve önder olmaya devam edecektir. Bu haklı, meşru ve demokratik eylemimize sendikalı-sendikasız tüm öğretmenlerimizi destek vermeye çağırıyoruz.

                                                                                              Mustafa MALKOÇ

                                                                                   Eğitimiş Nevşehir İl Başkanı